İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/ 459 – 916 E.K. sayılı kararı ile bozmaya uyularak usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan inceleme sonucunda tebliğ tarihinin 22/10/2010 olarak düzeltildiği, buna göre zamanaşımı itirazının 5 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, bu kararın temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. İİK'nun 58/3 ve 61/1. maddelerine aykırılık nedeniyle ödeme emrine yönelik şikayet aynı kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği üzerine yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda borçlunun mahkemeye ilk şikayeti üzerine ödeme emri tebliğ tarihi 22/10/2010 olarak düzeltildiğine göre, borçlunun o yargılamada karar verilmediği iddiası ile mahkemeye aynı konulu şikayeti, kesinleşen mahkeme kararı ile düzeltilen tebliğ tarihine göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal süreden sonradır....
ın dosyadaki adresine tebliğe çıkarılmışsa da iade geldiği, bilinen son adresine gönderilen tebligatın iade gelmesinden sonra Tebligat Kanunun 21/2. maddesi uyarınca MERNİS şerhli olarak adres kayıt sistemindeki adrese tebligat yapılacağı gözetilmeksizin sanığın bilinen son adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat çıkartıldığı ve bu nedenle tebliğ işleminin usülsüz olduğu, Anlaşıldığından, sanık ... müdafiinin temyiz davası isteği hakkında şimdilik bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA ve dosyanın, müşteki ...'a tebliğ işlemi gerçekleştirildikten sonra tebliğ edildiğine dair evrak, verilmesi halinde temyiz dilekçesi de eklenmek ve EK TEBLİĞNAME DÜZENLENDİKTEN sonra Dairemize yollanılmak üzere, incelenmeksizin karar mahkemesine geri GÖNDERİLMESİNE, 18.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
e 20.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 29.08.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre imzaya itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
ya yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümler ile özel kıyafeti usülsüz kullanma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde: Sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK'nın 491/3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılığa Teşebbüs, Özel Belgede Sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet, Ceza Verilmesine Yer Olmadığına Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün sanığa tebliği için bildirdiği adrese tebliğe çıkarıldığı, muhatabın adreste bulunmama sebebi belirtilmeden ilgili muhtara teslim edildiği belirtilerek tebliğ işlemi yapılmış olduğu sanığın adreste bulunmama sebebinin belirtilmemesi, haber verilen komşunun adının ve imzasının bulunmaması nedeniyle tebligatın usülsüz olduğu anlaşıldığından sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek, yapılan temyiz incelenmesinde; Özel evrakta sahtecilik ve dolandırıcılığa teşebbüs eylemini gerçekleştirdiği kabul edilen sanığa 5237 Sayılı TCK'nun 212/1.maddesi gereği özel evrakta sahtecilik suçundan da ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden aynı kanun 44.maddesinden bahisle tek suç olarak kabulü ile yazılı şekilde eksik ceza tayini aleyhe...
nın, 13.05.2009 gün ve 2007/51, 2009/108 sayılı hükme yönelik 10.10.2013 tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü eski hale getirme ve yasa yolunun açılması istemi nedeniyle yapılan incelemede; 13.05.2009 günü, sanığın yokluğunda verilen hükmün, 24.12.2009 günü, Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca aynı iş yerinde daimi işçisine tebliğ edildiğinin, hükmün yasa yolu bildiriminde de usulsüzlük bulunmadığının ve sanık tarafından ibraz edilen terhis belgesinden 27.10.2009 tarihinde terhis olduğunun anlaşılması karşısında, yasa yolu bildiriminin ve tebligatın usülsüz olduğuna ilişkin eski hale getirme istemi yerinde görülmediğinden, yasal bir haftalık temyiz süresinden sonra 10.10.2013 tarihli süresinde olmayan temyiz isteminin, 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 11.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Ceza Mahkemesi’nin 29.04.2014 tarih, 2013/514 esas ve 2013/615 sayılı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine dair kararın, sanığın bilinen en son adresi olan, "Harmantepe Mahallesi, Çelenk Sokak, no:5/1, Kağıthane İstanbul" adresi yerine 21.05.2014 tarihinde sanığın doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarılıp, Tebligat Kanununun 16. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi usülsüz olduğu için 29.04.2014 tarihli ilk karar kesinleşmediğinden, bu tebligata dayalı olarak yapılan kesinleştirme işlemleriyle sonradan verilen kararların yok hükmünde olması nedeniyle sanığın 04/02/2015 tarihli temyiz isteğinin 29.04.2014 tarihli ilk karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK 157/1, 52, 53, 58 maddeleri gereği mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm ve temyiz talebinin reddine dair ek karar sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yokluğunda hüküm verilen sanığa yapılan gerekçeli karar tebligatında, " komşusuna haber verilerek" şerhi mevcut olup, Tebligat Kanunu 21/1. ve Tebligat Tüzüğünün 28. maddeleri gereğince, yapılan tebligatta hangi komşusuna haber verildiğinin tespit edilememesi sebebiyle 06/11/2014 tarihinde yapılan tebliğ işlemi usülsüz olduğundan, sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek, temyiz isteminin reddine ilişkin 21/11/2014 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede; Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34.maddesi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın yokluğunda verilen hükmün, sorgusunda bildirdiği adrese tebligat çıkarılmadığı, bu nedenle yapılan tebliğ işleminin usülsüz olduğu görülmekle, öğrenme üzerine yapılan temyizin süresinde olduğu kabul edilerek, dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/24632 Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen 10.10.2011 tarihli sıra cetvelinin kendilerine usülsüz tebliğ edildiğini, sıra cetvelinde 1. sırada pay ayrılan davalının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalının payından müvekkilinin alacağının ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı taraf tacir olduğundan davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerektiğini, davacının 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra bu davayı açtığını, müvekkilinin ciro yoluyla kendisine geçen 3 adet bonoya dayandığını ve iyiniyetli olduğunu, muvazaanın sözkonusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....