Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesince, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu, yine kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin de İİK 4. Maddesi uyarınca tebliğ işlemini yapan esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesince ise, kıymet takdirinin Erzurum 4. İcra Müdürlüğü tarafından yapıldığı İİK’nın 128/a maddesine göre şikayeti inceleme yerinin talimat icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılığa Teşebbüs, Özel Belgede Sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet, Ceza Verilmesine Yer Olmadığına Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün sanığa tebliği için bildirdiği adrese tebliğe çıkarıldığı, muhatabın adreste bulunmama sebebi belirtilmeden ilgili muhtara teslim edildiği belirtilerek tebliğ işlemi yapılmış olduğu sanığın adreste bulunmama sebebinin belirtilmemesi, haber verilen komşunun adının ve imzasının bulunmaması nedeniyle tebligatın usülsüz olduğu anlaşıldığından sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek, yapılan temyiz incelenmesinde; Özel evrakta sahtecilik ve dolandırıcılığa teşebbüs eylemini gerçekleştirdiği kabul edilen sanığa 5237 Sayılı TCK'nun 212/1.maddesi gereği özel evrakta sahtecilik suçundan da ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden aynı kanun 44.maddesinden bahisle tek suç olarak kabulü ile yazılı şekilde eksik ceza tayini aleyhe...

      nın, 13.05.2009 gün ve 2007/51, 2009/108 sayılı hükme yönelik 10.10.2013 tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü eski hale getirme ve yasa yolunun açılması istemi nedeniyle yapılan incelemede; 13.05.2009 günü, sanığın yokluğunda verilen hükmün, 24.12.2009 günü, Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca aynı iş yerinde daimi işçisine tebliğ edildiğinin, hükmün yasa yolu bildiriminde de usulsüzlük bulunmadığının ve sanık tarafından ibraz edilen terhis belgesinden 27.10.2009 tarihinde terhis olduğunun anlaşılması karşısında, yasa yolu bildiriminin ve tebligatın usülsüz olduğuna ilişkin eski hale getirme istemi yerinde görülmediğinden, yasal bir haftalık temyiz süresinden sonra 10.10.2013 tarihli süresinde olmayan temyiz isteminin, 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 11.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Sulh Ceza Mahkemesi’nin 29.04.2014 tarih, 2013/514 esas ve 2013/615 sayılı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine dair kararın, sanığın bilinen en son adresi olan, "Harmantepe Mahallesi, Çelenk Sokak, no:5/1, Kağıthane İstanbul" adresi yerine 21.05.2014 tarihinde sanığın doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarılıp, Tebligat Kanununun 16. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi usülsüz olduğu için 29.04.2014 tarihli ilk karar kesinleşmediğinden, bu tebligata dayalı olarak yapılan kesinleştirme işlemleriyle sonradan verilen kararların yok hükmünde olması nedeniyle sanığın 04/02/2015 tarihli temyiz isteğinin 29.04.2014 tarihli ilk karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın yokluğunda verilen hükmün, sorgusunda bildirdiği adrese tebligat çıkarılmadığı, bu nedenle yapılan tebliğ işleminin usülsüz olduğu görülmekle, öğrenme üzerine yapılan temyizin süresinde olduğu kabul edilerek, dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK 157/1, 52, 53, 58 maddeleri gereği mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm ve temyiz talebinin reddine dair ek karar sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yokluğunda hüküm verilen sanığa yapılan gerekçeli karar tebligatında, " komşusuna haber verilerek" şerhi mevcut olup, Tebligat Kanunu 21/1. ve Tebligat Tüzüğünün 28. maddeleri gereğince, yapılan tebligatta hangi komşusuna haber verildiğinin tespit edilememesi sebebiyle 06/11/2014 tarihinde yapılan tebliğ işlemi usülsüz olduğundan, sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek, temyiz isteminin reddine ilişkin 21/11/2014 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede; Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34.maddesi...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanık tarafından verilen eski hale getirme, temyiz ve infazın durdurulmasına ilişkin dilekçede; tebliğ ve hüküm tarihinde cezaevinde olduğunu, kararın usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle temyiz hakkını kullanamadığının belirtildiği, temyiz dilekçesi ve eski hale getirme istemli dilekçelerin birlikte verilmesi halinde, 5271 sayılı CMK'nın 42/1. maddesi uyarınca karar verme yetkisinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olduğu, bu nedenle mahkemenin 05/09/2019 tarih 2014/776 E. - 2015/549 K. sayılı ek kararı kaldırarak yapılan incelemede; Sanık ...'...

                İcra Müdürlüğü'nün 2010/24632 Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen 10.10.2011 tarihli sıra cetvelinin kendilerine usülsüz tebliğ edildiğini, sıra cetvelinde 1. sırada pay ayrılan davalının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalının payından müvekkilinin alacağının ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı taraf tacir olduğundan davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerektiğini, davacının 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra bu davayı açtığını, müvekkilinin ciro yoluyla kendisine geçen 3 adet bonoya dayandığını ve iyiniyetli olduğunu, muvazaanın sözkonusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal HÜKÜMLER : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanık tarafından verilen eski hale getirme, temyiz ve infazın durdurulmasına ilişkin dilekçelerde; tebliğ ve hüküm tarihinde cezaevinde olduğunu, kararın usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle temyiz hakkını kullanamadığının belirtildiği, temyiz dilekçesi ve eski hale getirme istemli dilekçelerin birlikte verilmesi halinde, 5271 sayılı CMK'nın 42/1. maddesi uyarınca karar verme yetkisinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olduğu, bu nedenle mahkemenin 23.03.2015 tarih, 2010/767 E. 2011/274 K. sayılı ek kararının kaldırılarak yapılan incelemede; Sanık ...'...

                    Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazı hakında olumlu olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan konularda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....

                      UYAP Entegrasyonu