Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gene Davacı tarafından 03/07/2013 tarihinde İstanbul 1 İcra Hukuk Mahkemesi'ne 2013/691 esas kaydı ile yapılan şikayet sonucu takip konusu senet aslı icra kasasına verilmediği için 2014/475 karar sayılı 28/05/2014 tarihinde ödeme emrinin iptaline karar verildiği, teminat iade talebine ilişkin en son 20/02/2013 tarihinde sonra alacaklı tarafça işlem yapılmadığı, 12/05/2017 tarihinde dosyanın harçsız yenilenmesi ile iptal edilen ödeme emri nedeniyle davacı/borçluya yeniden ödeme emri, yenileme emri tebliğ talebi ile birlikte haciz talebinde bulunulduğu, davacı borçlu vekili av. T2 vekiline 22/05/2017 tarihinde örnek no 10 ödeme emri senet sureti yenileme emri tebliğ edildiği görülmüştür....

Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; takip talebinde genel haciz yolu ile takip talep edildiğini, takip dosyasında bir örneği bulunan ve borçluya gönderilen ödeme emrinin örnek 7 olduğunu, borçlunun itirazlarını icra müdürlüğüne yapması gerektiğini, mahkemenin takip dosyasındaki imzalı ve mühürlü ödeme emrini ve takip talebini yok sayarak borçlunun talebi bulunmadığı halde, takip türünü değiştirerek ödeme emrini iptal ettiğini, senet üzerinde yazan adrese ödeme emri tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın tamamen reddine karar verilmesini, şayet tebligatın usulsüz olduğu kanaatine varılıp da dava tamamen reddedilmeyecek olursa, sadece usulsüz tebligatın iptali ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı takibine yönelik itirazın iptaline dair olduğunu, itirazın iptaline dair davanın ön şartının müvekkilinin usulüne uygun ödeme emri tebliği ile yasal süresinde itiraz ettiğini ve bu itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin ödeme emrine itiraz ile birlikte ödeme emri takip dayanağı belgelerin kendisine tebliğ edilmediğinden bahisle ve bu hal sonucu talep edilen alacağın miktar ve şartlarını denetleyemediğinden itiraz ettiği ve bu usulsüz tebliğ işlemine karşı da İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesinin ... E, ... K.sayılı dosyasından şikayette bulunduğunu, bu şikayetinin anılan mahkeme dosyasından verilen karar ile reddedildiğini, vaki istinaf talebi üzerine de İzmir Bölge Asliye Mahkemesi 8....

    . - K A R A R - Davacı, davadışı ...’un keşideci kendisinin kefil, davalının lehtar olarak yer aldığı senede dayalı olarak aleyhine takip başlatıldığını ve usulsüz şekilde ödeme emri tebliği yapıldığını, oysa kendisinin ödeme emrinden geç haberdar olduğunu, boş şekilde imzaladığı bononun sonradan rızası dışında doldurulduğunu ve senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığını belirterek, öncelikle takibin iptali ve durdurulmasına, aksi halde bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımına uğrayan bonoya dair müvekkiline ilamsız takip yapıldığını, bono nedeniyle davacının borçlu olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuş ve %40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....

      Davacının usulsüz ödeme emri şikayet tarihi 10/12/2018 tarihi olup, icra müdürlüğüne itiraz dilekçesini sunduğu tarih 12/11/2018 dir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürme şikayeti, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz olduğunu öğrenme tarihi 12/11/2018 tarihi olduğu anlaşıldığından şikayetin 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı" gerekçesi ile davacının davasının süre yönünden reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

      Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemeninde kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği uslsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

        Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemeninde kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği uslsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde; “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

          Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemenin de kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği usulsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

            Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemeninde kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği uslsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

              İcra Müdürlüğünün 2019/11910 esas sayılı dosyasıyla yapılan takipte gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliği 31/10/2019 tarihinde öğrenerek aynı gün itirazlarını icra dairesine bildirdiğini, aracına haciz ve yakalama konulması nedeniyle takibin durdurulmadığını öğrendiğini, ödeme emri usulsüz tebliğ edildiğinden itirazın süresinde yapılmadığına dair 05/11/2019 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasının gerektiğini belirterek takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Şikayetin yasal 7 günlük sürede yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Borçlunun ödeme emri tebliğ işlemini 31/10/2019 tarihinde öğrendiği, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayan yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 16/06/2020 tarihinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

              UYAP Entegrasyonu