Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebliğ şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünün tespitine, ödeme emri tebliği tarihinin ıttıla tarihi olan 06.07.2021 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    H.D. 11/02/2008T. 14684/1245 sayılı kararında; “Davalının ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunduğu, ödeme emri tebliğinin usulsüz olması halinde borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde hem icra dairesinde ödeme emrine itiraz etmesi hem de icra mahkemesinden tebligatın usulsüz olduğunun tespitini ve ödeme emrinin tebliğ tarihini öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini şikayet yolu ile istemesi gerektiği” şeklinde belirtildiği, aynı yönde YGHK’nun 17/01/2018T. 1849/48K sayılı kararının da olduğu, somut durumda mahkememizce 27/10/2022 tarihli celsede ayrı bir dava açılıp açılmadığının davalı vekiline sorulduğu ancak açılmadığının belirtilmesi karşısında artık mahkememizce usulsüz tebligat şikayeti dinlenmemiştir....

    Davacıya gönderilen ilk ödeme emrinin 22/07/2015 tarihinde davacının mernis adresine işte olduğu gerekçesiyle tebliğ edilmiş ise de tebliğ tarihi itibariyle davacının Türkmenistan cezaevinde bulunduğu bir vekil veya temsilcisinin bulunmadığı, yukarıda yazılı yasal mevzuat uyarınca yabancı ülkede bulunan davacıya yapılan tebligatın usulsüz olduğu ayrıca davacıya gönderilen yeni ödeme emri ile yenileme emrinin de yine o tarihte cezaevinde bulunması ve ilk tebligatın usulsüz olması nedeniyle TK 35 maddesine göre, yapılan tebligat usulsüzdür....

    Davalı alacaklı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili (alacaklı) T2 kira ilişkisi bulunduğu (borçlu) T1'a karşı başlatılan; tahliye talepli adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin icra takibinin ödeme emrinin tebliği işleminin usulüne uygun olduğunu, tebligatın tahliye işlemlerinin yütüleceği, borçlunun bilinen son adresi ilgili kiralanan taşınmaz Huzurevleri Mah. 77100 Sk NO.10 Can Özcan Apt. Kat1/3 Çukurova/ADANA adresine usulüne uygun olarak yapıldığını belirterek borçlunun istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Adana 6. İcra Dairesi'nin 2020/9711 E. Sayılı dosyasından başlatılan takip usulsüz tebligat şikayeti, ödeme emri işleminin iptali istemine ilişkindir. Adana 6....

    İcra Müdürlüğünün 2021/12279 Esas no’lu dosyasından usulsüz olarak tebliğ edilen takip talebi ile ödeme emrinin, İİK’ nın 58 ve 60. madde hükümlerinde anılan kanuni unsurları taşımadığını, ödeme emrinde faiz başlangıç tarihinin belirtilmediğini, takibe konu belgelerin de müvekkiline ödeme emri ile birlikte gönderilmediğini, tarafların alacaklı ve borçlu sıfatlarının irdelenmediğini, takip talebinde ve ödeme emrinde müvekkili ve davalı Mert'in hem alacaklı hem de borçlu olarak dosyada yer aldığını tüm bu hususların usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinin kabulüne, usulsüz tebliğin iptaline, icra takibine yapılan itirazın süresinde kabul edilerek takibin durdurulmasına, Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2021/12279 Esas no’lu dosyasından gönderilen ödeme emrinin iptaline, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatm usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E. - 91/344 K. sayılı karan). Somut olayda: Şikayete konu takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 12.09.2019 tarihinde "Borç Muhtırası" tebliğ edildiği görülmektedir. Şikayetçinin ise borç muhtırasına yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayeti olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 12.09.2019 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 04.01.2021 tarihinde mahkememize yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/933 Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin iptali yönünde açtıkları davada mahkemenin ödeme emrinin iptaline karar verdiğini, bu karar üzerine tarafına ödeme emri tebliğ edildiğini, yeni ödeme tebliği sonrası da taraflarınca dava açıldığını ve istinaf mahkemesince ikinci yeni ödeme emri gönderilmesinin borçluya yeni itiraz hakkı verdiğini işaret ettiğini, ancak buna rağmen yerel mahkemenin tekrar davayı ikinci kez süreden ret ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve esasa yönelik itirazları yönünden davanın kabulünü talep etmiştir....

    Somut olayda, tebliğ edilen ödeme emri üzerine borçlu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ödeme emri ekinde senet örneğinin gönderilmediği şikayeti ile birlikte yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiği, ... İcra Hukuk Mahkemesi 2014/275-306 E-K sayılı kararı ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinde davacının hukuki yararı olmadığı, ihtiyati haciz nedeniyle yetkiye itirazın reddine,tebligat zarfında senet suretlerinin gönderilmediği açık olup ödeme emrinin iptaline sair itirazların incelenmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiği ve bu kararın 09.05.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine icra müdürlüğünce yeni ödeme emri hazırlanarak şikayetçi borçluya 26.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.İİK 58-61 maddeleri uyarınca ödeme emri iptal edildikten sonra borçluya yeniden ödeme emri tebliğ olunmuş ve borçlu süresinde imzaya,yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçlunun yetkiye,borca ve imzaya itiraz hakkı yeniden doğar. Kaldı ki ......

      olarak gösterildiği halde, icra müdürlüğünce öncelikle bilinen bu adrese ödeme emrinin gönderilmesi gerekirken, anılan bu adres gözardı edilerek, doğrudan borçlunun mernis adresine ödeme emrinin tebliği doğru olmadığı gibi, ödeme emri tebliğ evrakı üzerine, tebliği çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup, bu durumda tebliğ memurunun, tebliğ işlemini, TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması, yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. O halde, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine, buna göre süresinde yapılan başvuru nedeniyle de işin esasına girilerek; diğer itirazlarının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği ve yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin, vekil yerine asile tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptalini, tebliğ tarihinin 03.02.2015 olarak düzeltilmesini ve yetkili icra dairesine yapılan itiraz gereğince takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece; yetkisiz icra dairesine süresinde yapılmış itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunun kabulü gerekeceği ve vekil yerine asile tebliğin usulsüz olduğu gerekçeleriyle şikayetin kabulü ile süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunun tespitine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine Dairemizce; mahkemenin takibin durdurulmasına ilişkin kararının yerinde olmadığı ve usulsüz tebligat şikayetinin de, ödeme emrine muttali olunduğu bildirilen tarihe göre sürede yapılmadığından süreden reddi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu...

          UYAP Entegrasyonu