SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın ödeme emrinin ve kıymet takdirleri raporlarının tebliğinin usulsüz olduğunu iddia ettiğini fakat satış ilanının tebliğini kabul ettiğini ve satış ilanı tebliğ tarihi olan 29/01/2021 tarihinde takipten haberdar olduğunu, davacının tüm bu usulsüz tebliğe ilişkin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kaldı ki borçlunun borca itiraz talebini karar tensip tutanağı ile reddettiğini, davacının haksız ve kötü niyetli davasının usul ve esastan reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir....
tarihten sonra 30 günlük sürenin bitim tarihi olan 12.04.2021 tarihi itibariyle tebligatın Türk ve Hollanda mevzuatına göre yapılmış sayılacağı ve tebligatın usulüne uygun yapıldığı, icra dosyası kapsamında yapılan son tebligatın bu tebligat olduğu, diğer tebligatlara ilişkin usulsüz tebliğ şikayetinin ise 12.04.2021 tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin ve ilama dayalı olarak ilamsız takip yapılamayacağına ilişkin şikayetin reddine karar verilmiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın usulsüz tebligat sebebi ile memur muamelesini şikayet ettiğini, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin E2016/887- K. 2016/13740 T. 10.5.2016 ilamı ve pek çok Yargıtay kararı uyarınca" şikayetin usulsüz olduğunu, tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde İcra Mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğunun" açık olduğunu, icra dosyasında davacı tarafa 89/1. haciz ihbarnamesi 11.02.2021 tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesi 03.04.2021 tarihinde ve 89/3. haciz ihbarnamesi ise 08.06.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, H.G.K.'...
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1 maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, borçlu, usulsüz tebligatı 03.04.2014 tarihinde öğrendiğini ileri sürmüş olup, bildirilen bu öğrenme tarihine göre ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüzlüğü yönündeki 24.04.2014 tarihinde yaptığı başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda, mahkemece, şikayetin 7 günlük süreden sonra yapılması nedeniyle istemin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....
Her ne kadar, bila tebliğ iade edilen ödeme emri mazbatasında tebliğ memurunun ad ve soyadı yer almadığından usulsüz olduğu iddia edilmiş ise de, usulsüz tebligattan bahsedilmesi için tebliğ edilmiş bir evrakın bulunması gerekir. Bu nedenle ilk gönderilen tebligatın usulüne uygun olmadığı iddiası yerinde değildir. Tebligat Kanunun 35. maddesine göre gönderilen tebliğ evrakında dayanak belge sureti ibaresinin yer almadığı, bu durumda dayanak belge suretinin eklenmediğine ilişkin iddia İİK'nın 58/3 ve 61. maddelerine dayalı şikayet niyetliğinde olup, bu yöndeki şikayet 7 günlük süre içerisinde yapılması gerekir. Davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin 11/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise 7 günlük süreden sonra 20/01/2020 tarihinde yapılmış olduğundan bu yöndeki şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
İcra Dairesi'nin 2020/6805 esas sayılı dosyasından başlatılan takipte usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. Mersin 1. İcra Dairesi'nin 2020/6805 esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı T3 vekili tarafından borçlu T1 aleyhine toplam 31.220,98TL'nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkin olması nedeniyle mahiyeti gereğince yedi günlük yasal süreye tabidir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet niteliğindedir. Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile takip başlatılmış olup borçlu, şubeye tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu beyanla takibin iptalini talep etmiş borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiş, mahkemece şikayetin reddine ve icra dosyasının kaldığı yerden devamına karar verilmiş, Dairemizin 21.11.2019 tarihli kararında tebligatın usulsüz olup olmadığının değerlendirilmesi, buna göre tebligatın usulsüz olduğunun kabulü halinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ve her türlü borca itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bu konudaki talebin reddine karar verilmesi gerektiğinden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına dair hüküm kurulmuş, mahkemece bu kez tebligatın usulüne uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair iddiası İİK'nun 16. maddesi anlamında bir şikayet olmakla; aynı yasanın 16/l. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda, borçlu icra takibinden 12.06.2014 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiğine göre icra mahkemesine yaptığı 23.06.2014 tarihli şikayet başvurusu süresinde değildir. Bu durumda mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacıya kıymet takdir raporunun 18/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini ve bu tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayet bulunmadığının bu nedenle takipten 18/10/2019 tarihinde haberdar olmasına rağmen şikayetin 7 günlük süreden sonra yapıldığını, yine takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olduğu, ilamlı takiplerde takip dayanağı belgelerin borçlulara tebliğe çıkarılmasının İİK.'nun 150/ı maddesi yollaması ile 149. maddesi gereğince icra müdürünün borçluya icra emri göndermesinin yeterli olduğundan şikayet yerinde değil ise de şikayetin usulsüz tebligatı öğrenme tarihi olan 18/10/2019 tarihinden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde en geç 25/10/2019 tarihinde yapılması gerekmekte iken süre geçtikten sonra yapıldığı belirtilerek, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece dosyadaki asıl soruna çözüm üretilmediğini ve cevap dilekçelerindeki iddiaların ve somut durumların görmezden gelindiğini, muhatabın İİK 16/1 gereğince usulsüz tebligatın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde bu durumu icra mahkemesine bildirmesi gerektiğini, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi ise Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır şeklinde düzenlendiğini, borçluya, ödeme emrinden başkaca tebligatların da yapıldığını, takip dosyasının yapılan incelemesinde, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra 08.03.2016 tarihinde taşınmaz haczine dair 103 davet kağıdının tebliğ edildiğini, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığını, şikayetçinin en geç 08.03.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerektiğini, yalnızca ödeme emrine bakılarak karar verilmesinin...