Her ne kadar icra dosyasına davacı 3.kişi tarafından 89/1- 2- 3 haciz ihbarnamelerine itiraza ilişkin olarak 29/09/2021 tarihinde dilekçe sunulduğu görülmüş ise bu dilekçenin süresinde sunulduğunun kabul edilmesi ancak, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin kabul edilerek öğrenme tarihi olarak bildirilen 22/09/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine karar verilmesi halinde mümkün olacaktır. Tüm bu açıklamalar ışığında; davacı 3.kişinin iş bu dava dosyasına konu ettiği 89/1- 2- 3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayeti hakkında, Mahkemenin 2021/290 Esas sayılı dosyasında şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın istinaf incelemesi ile kesinleştiği, dolayısıyla mahkemece usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin 6100 Sayılı HMK'nun 114/1- i ve 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....
Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05/06/1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K.). Öte yandan, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olunduğu tarihten itibaren yedi günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin 18/12/2014 tarihinde tebliğ edildiğini yasal sürede icra müdürlüğüne itirazlarını sunduklarını, ancak, ödeme emri ekinde borçlulara takip dayanağı belgelerin gönderilmediğini beyan etmiştir....
gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır....
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, takip dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin, şikayetçi borçluya 10/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde, usulsüz tebliğ işlemine 15/04/2015 tarihinde muttali olduğunu bildirdiği, icra mahkemesine ise bu tarihten itibaren yasal (7) günlük süreyi geçirdikten sonra 08/05/2015 tarihinde şikayette bulunduğu görülmektedir. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru kararın onanması gerekmiştir....
Sonrasında ise yasal yedi günlük hak düşürücü süresi içerisinde davacı tarafından açılmış bir usulsüz tebligat şikayetine yönelik davanın ve yine borca itiraz dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetine dair bir iddianın bulunmadığı anlaşılmakta olup, davacının en geç borca itirazını yaptığı 20.02.2020 tarihinde takipten haberdar olduğu dolayısıyla usulsüz tebligat şikayetine ilişkin işbu davanın yasal yedi günlük süreden sonra açıldığı anlaşılmakla davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesince davacı tarafın 19.10.2020 tarihli, usulsüz tebliğe yönelik ek beyan dilekçesinin dikkate alınmadığı, ek beyan dilekçesi ile yapılan tebliğin usulsüzlüğünün şekil gerekçesinin değiştirildiği, şikayet dilekçesinde sadece tebliğin usulsüz olduğu beyan edilse dahi mahkemece yasa hükümleri gereği usulsüzlüğün denetleneceği, dolayısı ile iddianın genişletilmediği ve değiştirilmediği de dikkate alınarak, iade dönen ilk tebligatın 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 30....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; 1-Alacaklı tarafından aleyhine faturaya dayanılarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, Türkiye'de tebliğe elverişli bir ... yeri, şube veya temsilciliğinin bulunmadığını, "Facebook" ana sayfasında merkezinin "4 ... Canal square, Dublin 2, Dublin / Irlanda" olarak yazılı olduğunu, Türkiye'de bir adresinin ve çalışanının bulunmadığını, ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı adresin ise ... ... Avukatlık Ortaklığı Siciline "65" numarası ile kayıtlı "Gündüz ... Avukatlık Ortaklığının" ... yeri adresi olup, adı geçen Avukatlık Ortaklığına İnternet sitesinde verilen iletişim bilgilerine göre adresin "......
Bu durumda, mahkemenin tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin tespiti yerinde olmakla birlikte, haciz mahallinin borçlunun ödeme emrindeki adresi olduğu ve borçlunun şikayet dilekçesinde buranın borçlunun adresi olmadığına ilişkin bir iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından, İİK'nun 103. maddesi gereğince 19.8.2010 tarihli haciz sırasında Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi gereğince borçlu adına tebellüğe yetkili annesine verilen haciz tutanağı ile borçlu, hakkında yapılan takipten haberdar olmuştur. O halde mahkemece, öğrenme tarihine göre İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonra 29.01.2014 tarihinde yapılan şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
o halde mahkemece tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile borçlunun usulsüz tebliği daha önce öğrendiği yazılı belge ile ispatlanamadığından Tebligat Kanunu 32. maddesi gereğince usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği 21.10.2011 tarihinin tebliğ tarihi olduğuna karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas - 1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre, borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur....