Somut olayda, borçluya 05.04.2012 tarihinde ilk ödeme emri tebliğ edildikten sonra alacaklı vekilinin, tebligatın yasada belirtilen şekilde yapılmadığından bahisle "...ödeme emrinin usulü dairesinde yeniden tebliğe çıkartılmasını..." talep etmesi üzerine icra müdürlüğünce borçluya çıkarılan ödeme emrinin 08.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır....
Somut olayda, borçluya 05.04.2012 tarihinde ilk ödeme emri tebliğ edildikten sonra alacaklı vekilinin, tebligatın yasada belirtilen şekilde yapılmadığından bahisle "...ödeme emrinin usulü dairesinde yeniden tebliğe çıkartılmasını..." talep etmesi üzerine icra müdürlüğünce borçluya çıkarılan ödeme emrinin 08.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır....
Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır" hükmünü amir olduğunu, davacı her ne kadar huzurdaki şikayetin öğrenme tarihi olarak kabulünü talep etmiş olsa da Perşembe İcra Müdürlüğünün 2019/75 E. sayılı dosyasının incelenmesinde ve aşağıda detaylıca anlatıldığı üzere gerek davacı asile gerekse davacı vekiline bir çok kez icra dosyasından tebligat yapıldığını, yine bir çok kez davacı vekilinin icra dosyasına talepte bulunduğunu, bu şartlar altında usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süresinde olmadığının aşikar olduğunu, nitekim Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2015/3935 E. 2015/513 K. sayılı kararında bu durumun "7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" niteliğindedir....
Mahkeme kararında, şikayetçi aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, 27/02/2023 tarihinde takipten haberdar olunduğunun şikayetçi tarafından beyan edildiği, usulsüz tebligatta şikayetin süresinde yapılmadığı, gecikmiş itiraza ilişkin neden ve delil sunulmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Gecikmiş itiraz yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde öncelikle tebligatın usulüne uygun olup olmadığı incelenmelidir. Zira gecikmiş itiraz hükümleri usulüne uygun yapılan tebligatlar için uygulanabilir. Tebligat usulsüz ise başvuru şikayet olarak nitelendirilmelidir. Somut olayda şikayet edene yapılan tebligatlar aşağıda açıklanacağı üzere usulsüz olup başvuru gecikmiş itiraz olarak değil şikayet olarak nitelendirilmiştir (HMK 33.madde)....
a 2008 yılında yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğudan 2012 yılında vefat eden ve hakkındaki takip kesinleşmemiş borçlu için 2014 yılında kendisine doğrudan yenileme emri gönderilmesinin yok hükmünde olduğunu, kaldı ki hakkındaki takip usulüne uygun yenilenmeyen mirasçılar aleyhine doğrudan 2020 yılında muhtıra çıkarılabilmesinin mümkün olmadığını, alacaklı vekilinin talebi ile 25.08.2020 tarihinde tarafına muhtıra tebliğe çıkarıldığını, muhtıraların tebliğe çıkarılmasından önce dosyada vekilinin mevcut olduğunu, muhtıraya ilişkin tebligatın vekil yerine doğrudan asile gönderilmesi sebebiyle usulsüz olduğunu belirterek ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5387 E. sayılı icra dosyasından muris ...'ın mirasçısı sıfatı ile sorumluluğu yönünden gönderilen muhtıralara ilişkin tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ile ıttıla tarihinin 28.10.2020 tarihi olarak belirlenmesine, borçlu muris ...'...
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Söz konusu icra takip dosyasında usulsüz tebliğe ilişkin, icra mahkemesine başvuru tarihinden daha önceden muttali olunduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, şikayetçinin en geç şikayet tarihi olan 27.04.2015 tarihi itibariyle usulsüz tebligata muttali olduğunun kabulü ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinin bu nedenle kabulüne ve bu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir....
Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 14/08/2012 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 30/09/2014 tarihli kıymet takdir raporunun tebliğ işlemine göre 07/05/2015 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile isteminin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. L.B....
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayet tarihi ise 11.03.2020 tarihi olup, takipten haberdar olunan 03.03.2020 tarihinden itibaren yasal 7 günlük sürede ileri sürülmediğinden şikayetin süreden reddine ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenle, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
K. m. 10/1), adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkün olduğu, bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adrese tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebliğ yapılmasının tebliği usulsüz kıldığı, davacıya satış ilanının öncelikle TK'nın 10/2.maddesi gereği bilinen en son adresinin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine usulsüz olarak tebliğ edildiği, ancak Kırklareli Satış Memurluğu'nun 09/01/2020 tarihli bilirkişi raporunun davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve tebligat parçasında "Bilirkişi raporuna karşı İİK 128/a maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde Kırklareli Sulh Hukuk Mahkemesi'ne kıymet takdirine...
Borçlunun hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğine yönelik başvurusu İİK.nın 150/ı maddesi şartlarının oluşmadığı iddiasına dayandığından, süreye bağlı olmaksızın şikayet konusu yapılabilir ise de; Gerek süreli, gerek süresiz şikayet, ancak icra takibi sonuçlanıncaya kadar, yani infaz oluncaya kadar mümkündür. Takip sonuçlandıktan sonra, o takibe ilişkin bir işleme karşı süresiz şikayet yoluna başvurulamaz. Somut olayda, alacaklı banka limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibe başlamış, takibe konu taşınmaz 11.02.2020 tarihinde ihale edilmiş, borçlunun açmış olduğu ihalenin feshi davası borçlunun davadan feragatı neticesinde 14.07.2020 tarihinde kesinleşmiştir....