Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Söz konusu takip dosyasında, borçlunun, icra mahkemesine başvuru tarihinden daha önce usulsüz tebliğe muttali olduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, şikayetçinin en geç şikayet tarihi olan 03.06.2016 tarihi itibariyle usulsüz tebliğe muttali olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 03.06.2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olduğu nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda; borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 03/06/2016 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 23.05.2016 tarihinin bildirilmiş olduğu gözetildiğinde, 03/06/2016 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Şikayet dilekçesinde bu tebligata ilişkin usulsüzlük iddiasında bulunulmadığına göre şikayetçinin takipten en geç bu tarihte muttali olduğunun kabulü gerekir. Ittıla tarihine nazaran yasal şikayet süresinin son günü 26.02.2016 Cuma mesai bitimi olduğundan, 11.05.2016 tarihinde yapılan usulsüz tebligata yönelik şikayet, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük sürenin geçmesinden sonra olmakla, süresinde değildir. O halde mahkemece, istemin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de anılan husus tekrar yargılama yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığından sonucu itibariyle doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

        Şikayet eden tarafından beyan edilen öğrenme tarihi 29.12.2020 olup usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerekir. Başvuru ise 7 günlük süreden sonra 26.01.2021 tarihinde yapıldığı anlaşılmış olup şikayetin süresinde yapılmadığı görülmüştür. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.nın 355.maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun resen nazara alınabileceği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu dikkate alındığında, Şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine, ilişkin kararda mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği anlaşıldığından davacı borçlunun istinaf başvurusunun HMK.'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        başlatıldığının ve sair kamu düzenine ilişkin zorunlu unsurların ödeme emrinde belirtilmediğini, yasal zorunluluk gereği dosyaya sunulması ve dosyada muhafaza edilmesi gereken ihtarname tebliğ mazbatası, ipotek belgesi ve akit tablosu belgelerinin aslı ile takibe ilişkin kredi genel sözleşmesi ve sözleşmenin eki niteliğindeki belgelerin tasdikli evrak suretlerinin dosyaya ibraz edilmediğini ve muhafaza altına alınmadığını, takip dayanağı belgelerin usulsüz olarak tebliğe çıkartılan ödeme emri ekinde müvekkillerine tebliğe çıkartılmadığını, davacı müvekkilleri aleyhine tebliğe çıkartılan usulsüz tebligat zarfı içinde takip dayanağı ipotek belgesi, ipotek akit tablosu ve kredi sözleşmesi gibi evrakların yer almadığını, icra takibinde borcun sebebinin, dayanak belgelerin vasfının ve temerrüt faizinin hangi tarihte başlatıldığı ve sair müvekkilinin hukuki menfaatini etkileyen hususların İİK.58.madde ve 60.maddeye uygun olarak belirtilmediğini, ödeme emrinin müvekkilleri Hatice Günay Özdemir...

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/2203 KARAR NO : 2020/3085 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ERBAA İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/09/2020 NUMARASI : 2019/60 ESAS - 2020/42 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; "24.07.2014 tarihli "Takip Talebi" ve "İlamsız Takiplerde Ödeme Emri"nde T1 borçlu olarak adının yer almadığı, Adı yazılı olmayan ödeme emrinin yurt dışında ikamet eden T1 adresine değil de borçlu şirket adresine tebliğe çıkarılarak usul ve yasaya aykırı uygulama yapıldığını, takip dayanağı belgedeki imzanın da müvekkil T1 ait olmadığını, borçlusu olmadığı bir borca ilişkin olarak adı yazılı olmayan bir ödeme emri kendisine ait olmayan bir adrese tebliğe çıkarılmak suretiyle gerçekleştirilen usulsüz tebligata dayalı olarak takibin kesinleştirildiği...

        (M) Karşı Oy Borçlu aleyhinde genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlu icra mahkemesine başvurarak usulsüz ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 04.08.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkeme ise icra dairesine itiraz tarihi olan 22.07.2015 tarihi itibariyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar vermiş, kararı alacaklı temyiz etmiştir. Usulsüz tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet İİK 16/1 uyarınca tebligat usulsüzlüğünün öğrenilmesinden itibaren 7 gün olup, şikayet süresinde yapılmamış sayılacağından mahkeme kararının onanmasına ilişkin karar kaldırılarak, alacaklının karar düzeltme istemi kabul edilmiş olup şikayet sürede yapılmadığı nedeniyle reddi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Oysa örnek 7 ödeme emri tebligatının "......

          DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİYLE ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 28. İcra müdürlüğünün 2018/4672 E sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığını, ödeme emri tebliğinin usulsüz olarak site güvenlik görevlisine yapıldığını, müvekkilin takipten e-devlet sistemi üzerinden 26/04/2018 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve ödeme emrinin iptali talepli usulsüz tebliğ için şikayet davası açılmış olup davanın İstanbul 22....

          Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K.). Öte yandan, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda; borçluya 21.07.2014 tarihinde usulüne uygun olarak 103 davetiyesi tebliğ edildiği, bu öğrenme tarihine göre 26.11.2014 tarihinde 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra mahkemeye başvurulduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekir iken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve ... E., ... K.). Somut olayda, borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 11.05.2016 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 03.05.2016 tarihi bildirildiği gibi, borçlu vekilinin 03.05.2016 havale tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğüne başvurarak takip dosyasının fotokopisini talep ettiği gözetildiğinde, borçlunun 11.05.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayetin yasal yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken, şikayetin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              UYAP Entegrasyonu