İcra Müdürlüğü olduğunu, borca ve fer'ilerine de itiraz ettiklerini beyanla şikayet ve itirazlarının kabulü ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibine konu senedin adres bilgilerinin bulunduğu alanda yazan adrese yani bilinen en son adrese icra ödeme emrinin tebliğinin yapılmadığı, ilk olarak mernis adresine tebliğ yapıldığı açıkça görüleceğini, dolayısıyla 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve yargı kararları ışığında usulüne uygun tebligatın yapılmadığı bahse konu icra dosyasının bu şekilde kesinleştirilerek haciz işlemlerinin yapılması hukuka aykırı olduğunu, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmemesine yönelik şikayet olup, dava dilekçelerinde ciro silsilesine yönelik bozukluk bulunması nedeniyle iptali gerektiği yönünde yakınmalar ve talepler olsa da iki davanın aynı anda yürütülemeyeceği, mahkemece usulsüz tebliğe ilişkin davanın sonuçlanana kadar ciro silsilesinde bozukluk olması nedeniyle takibin iptali davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, tebliğ tarihinin 26/05/2022 olarak kabulüne, icra işlemlerinin tedbiren durdurulmasına...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararda yer alan satışa hazırlık işlemini şikayet konusu yapmadıkları gerekçesinin doğru olmadığını, süresinde Muğla İcra Hukuk Mahkemesi'ne 2021/173 Esas sayılı dosyası ile şikayet davası açıldığını, dosyada satış öncesi yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, ödeme emrinin tebliğe çıkarılmasının ardından bila tebliğ dönmesi üzerine müvekkilinin mernis adresine yapılan tebliğ şerhinde müvekkilin komşusunun ismi ve tebligat tarihi yazılmadan tebligatın mahalle muhtarına bırakıldığını, 103 haciz davet kağıdının tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kıymet takdir raporuna ilişkin tebliğ şerhinde ise vaki adreste ikame etmeyen ve müvekkilin tanımadığı Sadık Avcı isimli bir kişiye haber verildiğinin belirtildiğini, müvekkilinin bu isimde kimseyi tanımadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Davacı her ne kadar tebliğin usulsüz olduğunu ve icra dosyasından 24.11.2020 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmişse de; takibe itiraz edildiğine ilişkin 24.11.2020 tarihli itiraz dileçesi, davanın 16.03.2021 tarihinde açıldığına ilişkin tevzi formu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; usulsüz tebliğe ilişkin şikayetinin süresinde olmadığına kanaat getirilmiş ve şikayetin usulden reddine karar verilmiştir. Bu nedenle icra müdürlüğü kararında usul ve yasaya aykırılık da bulunmadığından buna dair şikayetin de reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; 2004 sayı İİK'nın 16. Maddesi gereğince davanın usulden REDDİNE," karar verildiği görülmüştür....
tebliğe çıkartılmadığını, davacı müvekkilleri aleyhine tebliğe çıkartılan ödeme emrinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiğini, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1....
Bilindiği üzere imzaya yönelik itirazlar ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabi olduğu gibi usulsüz tebliğe ilişkin şikayetler de öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süreye tabi olup, mahkemenin öncelikle yapması gereken HMK 114/2.madde delaletiyle İİK 168/5 fıkra gereği davanın süresinde açılıp açılmadığını resen kontrol etmektir. Zaten iade kararımızda açıkça dava dilekçesinde ki öğrenme tarihi hususunun tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması istenmiş mahkeme de bu yönde davacı tarafa süre vermiş, davacı tarafta takipten 25/02/2019 tarihinde haberdar olduğu yönünde bildirimde bulunmuştur. Dosya da bu tarihin aksini gösteren somut bir delil bulunmamakla, mahkemenin bu beyana itibar etmesi yerindedir. Mahkemenin önündeki dava münhasıran usulsüz tebliğe ilişkin olup, şikayet süresindedir. İmzaya yönelik itirazın başka bir dosyadan görülmekte olduğu açıktır. Bu nedenle davacıların bu yöndeki istinafları kabule değer değildir....
Dairesi 2021/109 esas 2021/5026 karar) şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde, tebligat adresinde faaliyet gösterdiğini ileri sürmediği anlaşılmakla tanınmadığına ilişkin şerhin iade edilen tebligatı usulsüz kılmayacağı, mahkemece şikayetin reddine ilişkin kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece davacının tanınmadığından bahisle tebligatın iade edilmesi nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu iddiası yönünde inceleme yapılmadığından kararın gerekçesi düzeltilmek suretiyle davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-2 maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurmak gerektiği anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER: Dava usulsüz tebligata ilişkin memur muamelesini şikayet davasıdır. Sakarya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2022/6764 E. Sayılı dosyasının incelenmesiyle; davalı T3 Şirketi'nin, davacı borçlu T1 aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrini içeren tebligatın 14.05.2022 tarihinde derneğin kapalı olduğu gerekçesiyle iade edildiği, yeniden tebliğe çıkarılan ödeme emrinin adresin kapalı olması sebebiyle 28.05.2022 tarihinde muhtara tebliğ edildiği, davacı borçlu T1 tebligatın usulsüz olduğu iddiasıyla usulsüz tebligat şikayeti amacıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kira alacağına dayalı olarak başlatılan takipte, borçlunun, örnek 13 nolu ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece gerçek kişi olan borçlunun ev adresi yerine iş adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun gerçek kişilere işyerinde tebliğe ilişkin 17. maddesinde; "Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ aynı yerdeki daimi...
gereğince usulsüz tebligatın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde bu durumu icra mahkemesine bildirmesi gerektiğini, müvekkili tebligatların usulsüz olduğunu öğrendikten itibaren 7 gün içinde şikayet hakkını kullandığını, davanın süresinde olduğunu, usulden reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını davanın kabulünü talep etmiştir....