Ne var ki, vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir....
yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin bu nedenle süreden reddine'' karar verildiği görülmüştür....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinden, ödeme emrinin usulsuz olduğunun tespiti değil, ödeme emrinin usulsuz olması sebebi ile iptalinin talep edildiğini, 6100 Sayılı HMK nın 26. maddesinde hakimin taleplerle bağlı olduğunu, ilk derece mahkemesinin ödeme emrinin usulsüz olduğunun tespitine değil, ödeme emrinin iptaline karar vermesi gerektiğini, dosya içerisinde dayanak belge sunulmamış olduğu gibi, tebliğ zarfı üzerinde " bu zarfın içinde örnek 7 ödeme emri ve dayanak belgesi bulunmaktadır." yazdığını, ancak, tebliğe yalnızca ödeme emrinin çıkarıldığını, icra memurunun, alacağa dayanak sözleşmenin dosyaya sunulmaksızın takip talebinin kabulü ile ödeme emrini hazırlaması ve tebliğ zarfı üzerinde dayanak olduğu ibaresi de yer almasına rağmen dayanaksız ödeme emrini tebliğe çıkarması işlemlerinin hatalı olduğunu, İİK'nın 58, 61 maddeleri ve yargıtay kararları ışığında dayanak gösterilen sözleşmenin emir ekine...
ödeme emrinin ve 103 davet kâğıdının tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 28.02.2020 tarihi olarak düzeltilmesine, borca itiraz sebebiyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/03/2021 NUMARASI : 2021/98 ESAS - 2021/262 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat Şikayeti) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2020/1292 Esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine başlatılan takibi müvekkilinin e-devlet üzerinden öğrendiğini, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini belirterek, usulsüz olarak tebliğ edilen ödeme emrinin ve tebligatın iptali ile takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; ''...Ankara 28....
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatı alan kişiyi müvekkilinin tanımadığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi durumunda icra işlemlerinin yapılması ve kişinin hak kaybına uğraması halinde bu durumun süresiz şikayete tabi olduğunu, usulsüz tebligat sonucunda takibin kesinleştiğini, müvekkilinin aleyhine tahliye davası açıldığını söyleyerek takibin ve takip işlemlerinin, usulsüz tebligatın iptaline karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Somut olayda, şikayetçi borçlunun, UYAP üzerindeki resmi kayıtlara göre şikayete konu takip dosyasından 28.04.2021 tarihi itibariyle haberdar olduğu ancak işbu şikayet için icra mahkemesine 7 günlük süre geçtikten sonra 19.10.2021 tarihinde başvurduğu anlaşıldığından şikayetin hak düşürücü süreden reddine'' karar verildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2016/5136 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını 16/11/2021 tarihinde öğrendiğini, dava konusu tebliğ mazbatasının müvekkiline TK'nın 21/1 maddesi gereğince usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligat Yönetmeliği gereğince adreste bulunmama sebebinin bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırılarak beyanlarının tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılması, imzadan çekinme halinde bu durumun yazılarak imzalatılmasının zorunlu olduğunu, tebliğ memurunun adreste bulunmama nedenini tahkik ve tevsik etmediğini, tahkikatın hangi komşudan yapıldığının belgelendirilmediğini, komşu imzasının alınmaması, müvekkilinin adreste bulunmama sebebinin belirtilmemesi nedenleriyle usulsüz olduğunu belirterek, davacıya yapılan 29/03/2016 tarihli Örnek 7 ödeme emri tebligatının ve buna bağlı işlemlerin iptali ile usulsüz tebliğden haberdar olunan 16/11/2021 tarihinin ödeme emrinin tebliği tarihi olarak...
Maddesi gereğince ödeme emrinin usulsüz tebliği iddiasına dayalı şikayettir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Takip dosyasının incelenmesinde; borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesi gönderildiği ve muhatabın tebliğ anında adreste olmadığı tespit edilerek aynı konutta eşi Fatma Yoldaş'a 16/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Açılan davada 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddia bulunmamaktadır....
iptali yerine şikayetin reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğ zarfında da evrakın yalnızca ödeme emri ihtiva ettiği belirtildiğini, yerel mahkemece ödeme emrinin iptali yerine davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
ŞİKAYET Borçlu icra mahkemesine başvurusunda: ödeme emri tebliğ evrakının usulsüz olduğunu, tebliğden 16.03.2022 tarihi itibari ile haberdar olduğunu, takip talebine şirketin eski ünvanı yazılarak usulsüz tebliğ yapılmasının amaçlandığını, normal tebliğin eski unvan yazılarak gönderilip iade dönmesi sonrasında ikinci tebliğin yeni unvan yazılarak TK'nın 35. maddesine göre yapıldığını, ilk çıkarılan tebliğde şirketin eski ünvanı yazılı olduğundan bu ismi komşular dahi kimsenin bilmediğini, tanınmayan şirkete çıkarılan tebliğin iade döndüğünü, şirketin yasa gereği e- tebliğ adresi olduğunu bu nedenle uets haricinde yapılan tebliğlerin yok hükmünde olduğunu belirterek ödeme emrinin iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin 16.03.2022 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....