DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti, kabul edilmemesi halinde İİK'nın 65. maddesine dayalı gecikmiş itiraz, ödeme emrinin ve takibin iptali istemine ilişkindir. Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğünün 2020/1867 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından Muammer Özkılınç mirasçıları davacı ve Bulut Özkılınç hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin davacıya 26/06/2020 tarihinde TK'nın 21/1 maddesine göre tebliği edildiği, davacının 14/07/2020 tarihinde icra müdürlüğüne itirazda bulunduğu, itirazında takipten 14/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği görülmüştür. Mahkemece verilen karara karşı yalnızca davalı tarafından usulsüz tebligat şikayetine yönelik kısım yönünden istinaf yoluna başvurulduğundan istinaf incelemesi yalnızca kararın bu kısmına yönelik olarak yapılmıştır....
İcra Dairesi'nin 2018/22561 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebliğ evrakı muhatabın adreste bulunmaması sebebiyle iade edilmesi üzerine ikinci bir ödeme emri tebliğ evrakının çıkartılmadığını, usulüne uygun takip kesinleştirilmeden kıymet takdirinin yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi sebebiyle kıymet takdirine ve kıymet takdirinin tebliğine itiraz ettiğini ileri sürerek ödeme emrinin usulsüzlüğü sebebiyle kıymet takdirine itiraz ettiklerini aksi halde değerin düşük tespit edilmesinden ötürü kıymet takdirinin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde;......
Bu durumda, icra emrinin tebliğ tarihi olan 26.02.2020 tarihinden itibaren 1 yıl içinde geçerli bir satış talebi bulunmadığından takip düşmüş olup, düşen takipte ihale yapılamayacağından şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Kabule göre de; İİK'nın 363/4. maddesi uyarınca, istinaf satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Buna göre, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen İcra Mahkemesi kararları hakkında ihale tarihi itibariyle yargı yoluna başvurulmuşsa ihale yapılamaz. Bu husus mahkemece de re'sen dikkate alınmalıdır. Somut olayda, şikayetçi borçlu ile aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan dava dışı asıl borçlunun takibe yönelik olarak icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ipotek limitinin aşıldığı, ilamlı takip yapılamayacağı, takibin ve icra emrinin iptali gerektiği yönündeki şikayetleri üzerine Ankara 4....
Davacı her ne kadar icra dosyasından çıkarılan tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüşse de kendisine çıkarılan tebligatların öncelikle bilinen adrese sonrasında hiçbir araştırmaya gerek olmasızın ticaret sicilde kayıtlı adresine oraya çıkarılan tebligatın da iade dönmesi üzerine yukarıda yazılı açık kanun hükmü gereğince TK 35 uyarınca tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiği görülmüş olduğundan davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının ödemem emrinde borcun sebebinin gösterilmediği iddiasının değerlendirilmesinde ; İlamsız icra takiplerinin genel özelliği olarak takibe dayanak bir belge gösterme zorunluluğu bulunmadığı gibi borcun sebebinin gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır bu sebeple bu husus ödeme emrinin iptali sebebi sayılmamıştır....
Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacıya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği İİK 103 davetiyesinin de usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmiş ise de davacının nüfus müdürlüğüne bildirmiş olduğu adrese, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte yürürlükte olan TK 35/son maddesi kapsamında çıkartılan tebligatta bir usulsüzlük bulunmadığı gibi şikayet dilekçesinde 18/04/2011 tarihinde tebliğ edilen 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik açık bir beyanın bulunmadığı, ödeme emri usulsüz tebliğ edildiği kabul edilse bile takipten en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 18/04/2011 tarihinde davacının haberdar olduğunun kabulü gerekeceği anlaşılmakla istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İstinaf talebinin KABULÜ ile Bakırköy 6....
yoluyla ilamlı takip yapılamayacağından icra emrinin iptali gerekeceğini, mahkemece yetki itirazının da reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, icra emrinin iptali talebinin kabulü ile icra emrinin iptaline, yetki itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Somut olayda, borçlunun icra mahkemesinden talebi ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin olup, HMK'nın 26. maddesi gereğince hakim tarafların talebi ile bağlıdır. Buna rağmen talep aşılarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesi anılan yasa hükmüne aykırıdır. Mahkemece borçlunun talebi ile bağlı kalınarak ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda, icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de icra emrinin tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. (Benzer karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 22/11/2022 tarih 2022/5318 esas 2022/12100 karar) Mahkemece, borçlu asile yapılan icra emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. Davalı vekilinin istinaf başvurusu yerindedir....
İcra Müdürlüğünün 2019/4762 E sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapıldığını, 08959, 08886 ve 08885 yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamelerinin kredi sözleşmesindeki adrese gönderilmeyip başka bir adrese gönderildiğini ve müvekkili şirketle ilgisi olmayan şahıslara usulsüz tebliğ edildiğini, bu nedenle takip şartının yerine gelmediğini, yine müvekkiline gönderilen icra emrinin müvekkili tarafından kim olduğu bilinmeyen Şengül Boran isimli kişiye usulsüz tebliğ edildiğini belirterek takibin ve icra emrinin iptaline, alacağın %20 si oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; Davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, ödeme emirlerinin davacı asillere 18/02/2017 tarihinde Tebligat Kanunu 21.maddeye göre tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 14/02/2017 tarihinde mahkemeye başvurarak hem usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu, hemde ödeme emrinin bir takım eksikliklerden dolayı iptalini istediği, mahkemenin 2017/933 E. 2018/119 K.sayılı ilamıyla usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, ödeme emri iptali talebinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verdiği, karar doğrultusunda davacılar vekiline tekrar yeni ödeme emri gönderildiği ve 08/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğ üzerine eldeki davanın yani İİK 170/a maddesine dayalı şikayet davasının açıldığı anlaşılmaktadır....