Dava kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti ve takibin iptali istemine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12 ve 13.maddeleri ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20 ve 21. maddelerinde, tüzel kişilere ve ticari işletmelere tebligat ile tüzel kişilerin memur ve müstahdemlerine tebligatın nasıl yapılması gerektiği açıklanmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12. maddesinde; “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir”, 13. maddesinde ise; “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır” hükümleri yer almaktadır....
Davalı T3 vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Şikayetin süresinde olmadığını, satış ilanının, davacının Fransa'daki adresine usulüne uygun tebliğ edildiğini, davacının da satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetinin olmadığını, bu nedenle, davacının takibe en geç satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş sayıldığı 23.04.2019 tarihinde muttali olduğunun kabul edilmesi gerektiğinden, yerel mahkemenin de kabulünde olduğu gibi şikâyetin yasal süresi içerisinde yapılmadığını, hesap kat ihtarı, icra emri ve kıymet takdir raporunun usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiası kamu düzenine ilişkin olmadığından İİK'nın 16/1 maddesi gereğince yedi günlük süreye tabi olduğunu, bu nedenle kararın yerinde olduğunu, hesap kat ihtarnamesinin tebliğ tarihinin düzeltilmesinde İcra Mahkemesinin görevli olmadığını, icra emrinin usulsüz tebliğ edilmesi, icra emrinin iptali nedeni olmadığını, hesap kat ihtarnamesine, kredi sözleşmesine, kefalete yönelik itirazların İcra Hukuk Mahkemesinde...
imzalarını taşıyan tutanakla tespit edilmediğini, davacının tebligat yapılan adreste hiç bulunmadığını beyanla takibin iptali ile ödeme emri tebligatının iptalini ve tebliğ tarihinin 10/07/2019 olarak kabulünü talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davanın 2. haciz ihbarnamesine ilişkin usulsüz tebligatın iptali ile tebligatın 31/08/2020 tarihinde yapıldığının tespitine ilişkin olduğunu, davacıya gönderilen 2. haciz ihbarnamesine ilişkin tebligatın usulsüz olması sebebiyle yok hükmünde sayıldığını, ilk ihbarnamedeki adres ile ikinci ihbarnamedeki adresin birbirinden farklı olduğunu, tebligattaki usulsüzlüğün tebliğ imkansızlığından değil, tamamen adres farklılığından kaynaklandığını, 2. haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğine dayalı olarak gönderilen 3. haciz ihbarnamesi yok hükmünde olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....
mahkeme kararının kaldırılmasını, usulsüz tebliğ sebebiyle ödeme emrinin iptali ile öğrenme tarihi olan 16.10.2019 tarihi olarak ödeme emri tebliğ tarihinin tespit edilmesini, zaman aşımı sebebiyle takibin iptalini icranın geri bırakılmasını, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/34682 Esas sayılı dosyasındaki alacağına haciz işlendiğini, bu haczin öncesinde gönderilen haciz ihbarnamelerinden kaynaklandığını, 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin müvekkiline tebliğinin usulsüz olduğunu, 89/2, 89/3 haciz ihbarnameleri ile 103 davetiyesinin doğrudan doğruya TK 21/2. maddesine göre tebliğ edildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesinin ise öncelikle TK 21/1. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği ancak muhatabın adreste bulunmama sebebinin bilmesi muhtemel kişilerden sorularak beyanlarının tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılmadığını, imzadan imtina durumunun belirtilmediğini, TK 21/2. maddesine göre çıkartılan tebligatta adresin kapısı çalınarak adreste bulunanların imzasına tebliğ imkanı tanınmadığını tüm bu usulsüz işlemlerden 10/05/2019 tarihinde haberdar olduklarını, 13/05/2019 tarihinde 89/1'e ve 15/05/2019 tarihinde 89/2'ye itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünden 89/3 haciz ihbarnamesinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini...
Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerine şikayetin kabulü ile usulsüz ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve davacıya yapılan ödeme emri tebliğ tarihinin 07.12.2021 olarak düzeltilmesine, bu kabule göre icra müdürlüğünün 08.12.2021 tarihli süresi içinde yapılmayan itirazın reddine ilişkin işleminin iptali ile takibin kesinleşmesinden önce davacıya ait mal varlığı üzerine konulan hacizlerin KALDIRILMASINA, icra müdürlüğünce karar doğrultusunda işlem yapılmasına dair yeni bir karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ın ölümünden sonra müvekkillerine ödeme emri tebligatı yapılması gerekirken ödeme emri tebligatı yapılmadığını, bu nedenle takip dosyasındaki işlemlerin hukuki dayanaktan yoksun olduğu iddiasıyla murisin ölümünden sonra yapılan işlemlerin iptali ile müvekkillerine ödeme emri tebliğ edilmesini talep etmekle birlikte ayrıca, müvekkillerine tebliğ edilen kıymet takdiri raporu tebliğlerinin usulsüz olduğu iddiası ile kıymet takdirlerine itiraz ettiği görülmüştür. Şikayetçiler vekilinin mahkemeye sunduğu 13.11.2015 havale tarihli dilekçesi ile müvekkillerinin murisine yapılan ödeme emri tebliğinin de usulsüz olduğunu ileri sürdüğü, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 53. maddesi gereğince mirasçılar hakkındaki takip, ilk takibin devamından ibaret bulunduğu için mirasçılara ödeme emri çıkarılmasına gerek yoktur. Takibin kendilerine karşı devam ettirilmesi yönündeki alacaklı isteminin tebliği ile yetinilmesi yeterlidir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Araklı İcra Müdürlüğünün 2020/205 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, takipte ödeme emrinin tebligat kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın ihbarnamenin kapıya yapıştırılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, öte yandan ödeme emrinin takip talebine aykırı olacak şekilde düzenlenmesi nedeniyle iptalinin gerektiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.06.2021 olarak düzeltilmesine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; "Talep, usulsüz tebligata yönelik memur işlemi şikayeti, usulsüz tebligat nedeniyle takip henüz kesinleşmediğinden hacizlerin kaldırılması gerektiği ve takibe aykırı şekilde ödeme emri hazırlandığından bahisle ödeme emrinin iptali istemi noktalarındadır....
Mahalle muhtarına 21 yapıldı ” açıklaması ile tebliğ edildiği, TK’nın 21/1. maddesine göre tebligat yapılması halinde, tebliğ memuru, tebliğ evrakını tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de, mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerekmekte olup bu haliyle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, ihtarname tebliğinin usulsüz olduğu ancak ... 17. Noterliği’nin 10/09/2018 tarih 11565 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlu tarafından, hesap kat ihtarnamesine itiraz edildiği görülmüştür....