WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın alacaklı olduğu ve sıra cetvelinin düzenlendiği ..... Müdürlüğü’nün 2012/6317 E. sayılı dosyasında icra emrinin şikayet dışı borçlu ..... azlettiği vekiline tebligat yapılması nedeniyle icra emri tebliğinin usulsüz olduğunu, takip kesinleşmediğinden konulan haczin de geçersiz olduğunu, icra müdürlüğünce icra emrinin 30.07.2013 tarihinde tebliğ edilebildiğini, bu tarihten sonra ise şikayet olunan tarafından yeni bir haciz konulmadığını, önceki haczinin de geçersiz olduğunu, bu nedenle müvekkilinin haczinin ilk haciz olduğunu ve sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir....

    İİK'nun 89/4 . maddesine göre "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder." hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir. Ceza verilememesi hali de tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konudur ve tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Açıklamalar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; Asıl borçlu ...'un birinci haciz ihbarnamesi tebliğ edilen ... San.ve Tic....

      Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/112-258 Esas-1991/1344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak (7) günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması da zorunludur. Bir diğer anlatımla, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" niteliğindedir. İİK.nun 16/l.maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. İcra müdürünün, borçluya çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediğini tespit yönünde bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Somut olayda, borçlu usulsüz tebligattan 08.11.2012 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiğine göre, usulsüz tebligatı bu tarih itibariyle öğrendiğinin kabulü gerekir....

        Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60/1. maddesine göre de bu davanın zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılması zorunluluğuna rağmen, 07.08.2006 tarihli itirazı, icra takip dosyasında 04.09.2006 tarihinde işlem yapmak suretiyle öğrendiği halde, bir yıllık süre geçtikten sonra 16.12.2008 havale tarihli dilekçe ile dava açtığının anlaşılması nedeniyle davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığının kabulünün gerekmesi karşısında sonucu itibariyle doğru olan kararın bu gerekçe ile ONANMASINA, 2- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik olarak kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; Şikayetin dayanağı olan ... İcra Müdürlüğünün 2006/170 esas sayılı dosyasında sanığın kendisine tebliğ edilen ve İİK'nun 89/1. maddesine göre çıkarılan birinci haciz ihbarnamesine, takip borçlusu olan ...'...

          Borçlu vekili, şikayet dilekçesinde müvekkilinin takipten 10/02/2020 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, tebligatın bizzat borçlunun eşi imzasına 16/01/2020 tarihinde yapıldığı ve böylelikle borçlu Perihan'ın takipten haberdar olduğu " gerekçesiyle "şikayetin (usulsüz tebligata yönelik memur işlemini şikayet) reddine;" şeklinde karar verilmiştir....

          Hukuk Dairesi 2020/2151 Esas sayılı dosya üzerinden verdiği 27/09/2021 tarihli kesin nitelikli karar ile şikayetin kabulü ile davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 24/07/2020 olarak düzeltilmesine karar verdiği, şikayetçi borçlu tarafın usulsüz tebligata yönelik şikayet davası devam ederken 04/08/2020 tarihinde ihtirazı kayıtla icra dosyasına ödeme yaptığı, daha sonra 26/10/2021 tarihinde talep açarak müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine kesin olarak karar verildiğinden 04/08/2020 tarihinde dosyaya ödenen 80.300,00- TL'nin takip durduğunda müvekkilinin hesabına iadesinin istendiği, icra müdürlüğünce talebin reddedilmesi üzerine bu karara karşı şikayet yoluna başvurduğu görülmüş olup ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin devamı sırasında takip konusu borca karşılık olarak borçlu tarafça icra dosyasına rızai olarak yatırılan paranın tahsilat niteliğinde olması ve ödeme tebliğ tarihinin düzeltilmesi nedeni ile...

          Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.- ). Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 23/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip dosyasından düzenlenen 103.madde davetiyesinin ise 26/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu, sadece 23/10/2020 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığına göre, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 23/10/2020 tarihte takibi öğrendiğinin kabulü gerekir....

          İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; şikayet eden bankanın taraflarına gönderilen 89/1. haciz ihbarnamesine yasal süresi içinde cevap olarak borçlunun belirtilen hesaplarında bulunan 548,52 TL'sine diğer takyidatlardan sonra gelmek üzere haciz şerhi işlenmiştir şeklinde cevap verildiği, 89/1 haciz ihbarnamesinde şikayet eden bankanın bildirdiği paranın icra dosyasına istenebilmesi ve şikayet eden bankanın zimmetinde sayılabilmesi için bankaya 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin de gönderilmesi gerektiği, icra müdürlüğünce şikayet eden bankaya 89/1. haciz ihbarnamesinin akabinde 89/2 ve 89/3. haciz ihbarnamesinin gönderilmesinde yasaya aykırılık olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine, ayrıca davaya konu işlemin memur muamelesine ilişkin olması nedeniyle davalı T7 ... Şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

          İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/191 Esas ve 2018/726 Karar sayılı ilamı ile "Davacı tarafça ikinci haciz ihbarnamesinin kendilerine tebliğ edilmediği ileri sürülmüş ancak usulsüz tebliğ edildiğine yönelik açıkça bir şikayette bulunulmamıştır. Bu durumda birinci haciz ihbarnamesine verilen cevap ile borçlu şirketin üçüncü kişi şirketten alacaklı olduğu kabul edildiğine göre ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmesine ve buna cevap verilmemesi üzerine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmıştır....

          Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK. nun 16.maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 30.07.2010 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip dosyasından düzenlenen 103.madde davetiyesinin ise 13.12.2010 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu sadece 30.07.2010 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığına göre en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 13.12.2010 tarihte takibi öğrendiğinin kabulü gerekir. Buna göre öğrenme tarihi olan 13.12.2010 tarihine göre borçlunun 14.07.2014 tarihinde icra mahkemesine taptığı şikayet İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süreden sonradır....

            UYAP Entegrasyonu