Somut olayda, ödeme emrinin borçlulara 12/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği, imzaya itiraz başvurusunun ise, yukarıdaki maddede belirtilen yasal beş günlük sürede, 17/02/2015 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Öte yandan muteriz borçlu şirket vekili tarafından dosyaya sunulan ticaret sicil gazetesinin ilgili nüshalarından takip borçlusu ...'nin takibe dayanak çekin keşide tarihinden sonra unvan ve nevi değiştirerek ... unvanını aldığı görülmekle, bu haliyle takibe itiraz etmesinde usul ve Yasaya uymayan bir yön yoktur. O halde, mahkemece, borçluların imzaya itirazının esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/506-523 sayılı kararı ile senet aslının icra müdürlüğü kasasında olmadığından ödeme emrinin iptaline, sair itirazların incelenme dışı bırakılmasına şeklinde karar verildiği ve bu karar üzerine icra müdürlüğünce yeni ödeme emri hazırlanarak şikayetçi borçlulardan ...'a 12.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu ... adına çıkan tebligatın ise iade edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 58-61. maddeleri uyarınca ödeme emri iptal edildikten sonra borçluya yeniden ödeme emri tebliğ olunmuş ve borçlular süresinde imzaya ve borca itiraz etmiştir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçluların borca ve imzaya itiraz hakkı yeniden doğar. Kaldı ki; İcra Hukuk Mahkemesi 2014/506-523 sayılı kararında ödeme emri iptal edilmiş olup sair itirazlar da incelenmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından “bono” dayanak yapılarak Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu vekilinin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ve borcun olmadığını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu mahkemece; posta idaresinin yazısı doğrultusunda karar verildiği, tebliğ mazbatası aslının incelenmesine gerek görülmeksizin, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, tebliğ tarihine göre ise imzaya itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin ve itirazın reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır....
Mersin 5.İcra Müdürlüğünün 2016/4846 Esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklı T4 vekili tarafından, borçlular Ahmet Altun ve T1 aleyhine 92.254,28 TL. asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla, kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığı, örnek 10 ödeme emrinin 11/04/2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, davacı tarafından 06/06/2016 tarihinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. (Benzer yönde Yargıtay 12....
Kanunları resen tatbik ederek, iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükelleftir (04.06.1958 ve 15/6 sayılı İBK). İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu maniin kaldığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delilerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir. Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü yer almaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2019/10697 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, 08/11/2019 tarihinde müvekkilinin eline geçen ödeme emrinin 05/11/2019 tarihinde müvekkili şirketin ilgisi olmayan bir adrese daimi çalışanına tebliğ edildi notu ile okulun güvenlik görevlisine bırakıldığını, okul görevlisinin de zarfın üzerinde eğitim danışmanlık yazdığı ve okulun adresi olduğu için tebligatı kabul ettiğini, okul yetkilileri bir mağduriyete sebebiyet vermemek için aslında alacaklı için de kolay bir yol olan internetten müvekkili şirketin adres ve telefonuna ulaşarak itiraz konusu tebligat için müvekkili şirketin adres ve telefonuna ulaşarak itiraz konusu tebligat için müvekkili şirket yetkililerini bilgilendirdiklerini, bu itibarla kötüniyetli olarak müvekkili şirketin alakası olmayan bir adrese usulsüz olarak yapılan tebligatı kabul etmediklerini, öğrenme tarihinin 08/11/2019 tarihi olarak kabul edilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin takibe konu bonodaki...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2022 NUMARASI : 2022/62 ESAS - 2022/298 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun olmasa da takipten haberdar olduğunu ve süresi içerisinde bu davayı açtığını, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfında olmadığını, vade tarihi 28.11.2021 olması gerekirken, 28.10.2021 olduğunu, imzaya, borca, faiz ve fer'ilerine itiraz ettiğini, 28.11.2021 vade tarihli düzenlenmesi gereken senedin, borcunu 08.11.2021 tarihinde banka yoluyla faizi ile birlikte ödediğini öne sürerek itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, tazminat ve para cezasına karar verilmesini...
Dava kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte usulsüz tebligat şikayeti, yetkiye ve imzaya itiraza ilişkindir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı borçlu vekilince Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2021/23928 Esas sayılı takip dosyası üzerinden müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğundan bahisle, öğrenme tarihinin 09/07/2021 tarihi olarak düzeltilmesi ile yetkiye, imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraz ederek icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2021/23928 Esas saylı takip dosyasından davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 05/07/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, diğer itirazların takibin şekline göre icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulduğu görülmüş ise de; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ve imza itirazına ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa, muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda, davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin, davacı borçlunun tevziat saatlerinde adreste bulunmaması nedeniyle, gelini Özlem Kale 'ye tebliğ edildiği, ancak Özlem Kale isimli şahıs diğer takip borçlusu olup, tebliğ işleminin bu hali ile Tebligat Kanununun 39. Maddesine ve usulüne uygun olmadığı aşikardır. 7201 sayılı kanunun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabın tebliğ işleminden haberdar olmuş ise tebligat geçerli sayılır. Ancak Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....