İcra Müdürlüğünün 2021/1268 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının T3 borçlunun Devecioğlu Narenciye, T1 takibin kambiyo senetlerine özgü takip olduğu, alacağın 50.927,99TL toplam alacak, takip dayanağının 30/10/2021 tanzim, 01/02/2021 ibraz tarihli 46.000,00TL miktarlı çek olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 24/02/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davacı /borçlu tarafça 27/02/2021 tarihinde süresi içinde imzaya itiraz davası açıldığı , ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilerek takibin durdurulduğu ve davalı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça mahkeme kararı istinaf edilmiştir....
Somut olayda; davacı borçlu tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ve hacizlerin kaldırılması talep edildiği halde, Mahkemece HMK'nın 26.maddesine aykırı olarak davacının talebi ile ilgisi olmayan hatalı gerekçe ile hüküm kurulduğu, bu şekilde davacının talebinin değerlendirilmediği anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararı isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6 ve 355. maddeleri uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararına uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/3598 Esas) sayılı takip dosyasıyla davalı alacaklı şirket tarafından dava dışı borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, davacı 16/04/2021 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesinin gönderilip 01/07/2021 ve 28/07/2021 tarihlerinde birinci haciz ihbarnamesine itiraz edildiği, davacıya 89/3 haciz ihbarnamesinin ise 27/07/2021 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, davacı tarafından son yapılan haciz ihbarnamesi tebligattaki imzaya itirazının bulunmadığı, davacının İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca 7 günlük yasal süresi içerisinde haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetinin 10/12/2021 tarihinde süre aşımından sonra yapıldığı anlaşıldığından mahkemece şikayetin süreden reddine ilişkin kararın yerinde olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Şikayetçi süresinde kıymet takdirine itiraz etmemiş, tebligatların usulsüz tebliğ edildiğinden kıymet takdirine itiraz edemediğini ihalenin feshi sebebi olarak belirtmiştir. Tebligat Kanunu’nun 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin, o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; borçluya satış ilanının "Şehit Kansu Küçükateş Mahallesi 1886 Sokak No:28 İç Kapı No:6 Kadirli/Mersin" adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligat parçasına göre "muhatabın o anda işte olması sebebiyle muhatapla birlikte aynı adreste sürekli oturduğunu beyan eden imzaya ehil eşi Selver Savaş'a tebliğ edildi” şerhiyle 20/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Selver Savaş'ın şikayete konu icra takibinin diğer borçlusu olduğu anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/175 takip sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak muteriz borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğini, tebliğe çıkarılmadığını ve muteriz borçlu ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığını, kendisine ödeme emri tebliğ edilmeyen, tebliğ için postaya verilmeyen veya hakkında zabıta tetkikatı vs. hiçbir işlem yapılamayan borçlunun itiraz hakkının olmadığını beyanla, istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Alacaklı,lehtar borçlu hakkında 1 adet çeke dayalı 04/01/2018 tarihinde kambiyo takibi başlatmış, borçluya ödeme emri tebliğe çıkartılmadan borçlu asil 19/04/2018 tarihinde borca ve çekteki imzaya itiraz etmiştir....
Başvuru, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte borca ve imzaya itiraza ilişkindir. İİK.nın 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal beş günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre borçluya ikinci kez ödeme emri gönderilmesi ona yeni bir itiraz hakkı ve süresi verildiği anlamına gelmektedir. Bu durumda ikinci ödeme emri esas alınarak sonuca gidilmesi gerekir (Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2009 gün ve E:2009/12- 417, K:2009/511, 20.03.2013 gün ve E:2012/12- 1129, K:2012/380 )....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/04/2022 NUMARASI : 2021/141 ESAS- 2022/565 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2021/4175 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında senede dayalı olarak takip yapıldığını, ödeme emrinin taraflarına henüz tebliğ edilmediğini, takip dayanağı senetteki imzanın müvekkile ait olmadığını beyanla, imzaya itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına, davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı-alacaklı vekiline dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmesine rağmen davaya karşı yazılı cevap sunmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından 3 adet bonoya dayalı başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinde bulunarak, takibi öğrendiğini bildirdiği tarihe göre süresinde imzaya itiraz ettiği, mahkemece şikayetin kabulü üzerine bilirkişi incelemesi yaptırılarak imzaya itirazın kabulü ile takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verildiği görülmektedir....
Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 11/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, imzaya itirazın ise icra mahkemesine yukarıdaki maddede belirtilen yasal beş günlük süre içinde (yani 13/03/2015 tarihinde) yapıldığı görülmektedir. Her nekadar borçlu, kendisine ödeme emri tebliğ edilmeden önce icra dosyasına 28.01.2015 tarihli beyan dilekçesi sunmuş ise de, İİK.nun 168/4.maddesinde, itiraz süresinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlayacağının düzenlendiği gözetildiğinde, itiraz süresinin başlamasında, ödeme emri tebliğ edilmeden borçlu tarafından icra dosyasına sunulan beyan dilekçesi tarihi esas alınamaz....
Davalı istinaf dilekçesinde, ödeme emrinde dayanak belge bulunmadığından ödeme emrinin usulsüz olduğunu, tahliye taahhüdünün kendisi tarafından doldurulmadığını, serbest iradesi ile verilmediğini bildirmiş ise de, davalı borçlu, takibe itirazında tahliye taahhüdündeki imzaya ve tarihe itiraz etmediğinden, artık yargılama aşamasında yapılan itirazların İİK'nın 63. maddesi uyarınca itiraz dilekçesinde ileri sürülmeyen ve senet metninden anlaşılmayan ilişkin itiraz dikkate alınamayacağından davalının bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerinde takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalının istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....