Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, davacı borçlu tarafından açılan imzaya itiraz davasına ilişkindir....

No:16/3" adresinde daimi çalışan şerhi ile Halime Özkan isimli kişiye tebliğ edildiğini, ancak bu adresin müvekkili şirket ile hiçbir ilgisi olmadığı gibi yine tebligatın müvekkili şirket yetkilisi ve çalışanı olmayan Halime Özkan isimli kişiye tebliğ edildiğini, bu nedenle usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihi olan 21/10/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini talep ettiklerini, şikâyete konu olan mezkûr icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, çekin düzenlendiği yerin İstanbul, çek hesabının bulunduğu yerin Avcılar/İstanbul ve müvekkili şirketin adresinin de Esenyurt/İstanbul olduğundan yetkili icra dairelerinin Büyükçekmece İcra Müdürlükleri olduğunu, mahkemece icra takibinin tedbiren durdurulmasına, akabinde yetkisizlik kararı verilmesini, çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığından imzaya da itiraz ettiklerini belirterek öncelikle şikâyetin kabulü ile usulsüz yapılan tebligatın iptali ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 21.10.2019...

Somut olayda; İlk Derece Mahkemesi’nce şikayetçi borçlular vekili adına çıkartılan duruşma gününü bildirir tebligatın, “… tebliğ anında adresinde bulunmaması, çarşıda olması sebebiyle daimi işçisi ... imzasına tebliğ edilmiştir” şerhiyle 07.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların istinaf dilekçesinde, anılan tebligatın, tebliğ yapılan kişinin vekilin çalışanı olmadığından bahisle usulsüz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesinde, borçlular tarafından sunulan yenileme dilekçesinde duruşma günü tebligatının usulsüz olduğuna yönelik bir iddia bulunmadığından süresi içerisinde yapılmayan usulsüz tebligat iddiasının istinaf aşamasında dinlenemeyeceği belirtilmiş ise de; İİK’nın 16. maddesinin, icra ve iflas dairelerinin işlemleri hakkında olduğu nazara alındığında, mahkemece yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğuna yönelik iddia yönünden uygulama alanı olmadığının kabulü gerekir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat şikayetine, kambiyo şikayetine ve imzaya itiraza ilişkindir. İzmir 6. İcra Müdürlüğü'nün 2017/3961 Esas sayılı dosyasının incelemesinde, alacaklının davalı tarafından borçlu davacı hakkında kambiyo senetlerine özgü yol ile başlatılan takip olduğu, ödeme emrinin 15/03/2017 tarihinde bizzat davacıya tebliğ edildiği görülmüştür. Davacı taraf ödeme emri tebliğ mazbatası üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek usulsüz tebligat iddiasında bulunmaktadır. Dosya arasında mevcut adli belge inceleme uzmanı Nedim Uçar tarafından düzenlenen 31/01/2020 tarihli raporda da tebligat üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Kaldı ki davalı vekili cevap dilekçesinde ve 12/02/2020 tarihli beyan dilekçesinde tebligatın birlikte evde bulundukları sırada davalı tarafından alındığını beyan ve kabul etmektedir....

    HD'nin 2021/1261 esas sayılı kararı ile istinaf taleplerinin kesin olarak reddedildiğini, müvekkili şirkete yapılan tebligatların TK'nun 7/A maddesi uyarınca usulsüz yapıldığının açık olduğunu, müvekkilinin haberdar olduğu haciz ihbarnamesinin 89/3 haciz ihbarnamesi olup iş bu haciz ihbarnamesine itiraz edildiğinden TK'nun 7/A uyarınca bu davada haklı olduklarının hasıl olduğunu, icra takip dosyasında müvekkili şirkete çıkartılan tebligatların usulsüz olduğunun açıkça anlaşıldığını, tebliğ evrakında tebliğ memurunun ad ve soyadının yazmadığını, tebligat zarfında tebliğ isteyen tarafın adı soyadı ve adresinin yazılı olmadığını, tüm tebligatların öncelikle TK'nun 7/A maddesi uyarınca yok hükmünde ve TK'nun 23/8 maddesi uyarınca usulsüz olduğundan istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....

    düzeltilmesini istemiş, ayrıca yetkiye, imzaya ve borca da itiraz etmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine 10/03/2016 tarihinde ilamsız icra takibine gidildiği, davacıların ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi, borca itiraz nedeni ile takibin durdurulması ve hacizlerin fekki için dava açtıkları, dava dilekçesinde davacılara çıkartılan ödeme emri tebligat parçalarındaki imzaların kendilerine ait olmadığı veya ödeme emrinin davacılara tebliğ edilmediği yönünde bir itirazlarının olmadığı, TK 24. Maddesine aykırı olarak tebliğ işleminin yapıldığından bahisle şikayette bulundukları, dosya içerisinde bulunan ödeme emri tebligat parçalarının fotokopisinin incelenmesinde 18/05/2016 ve 11/08/2016 tarihinde ödeme emrinin davacılara bizzat tebliğ edildiğinin yazılı olduğu görülmüş olup, TK'nun 24....

    Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası, TK'nın 32. ve İİK'nın 16. maddesi uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 gün, ödeme emrine yönelik itirazların da İİK'nın 16. maddesi uyarınca aynı süre içerisinde İcra Mahkemesinde ileri sürülmesi gerekir. Borca itiraz ve sair şikayetlerle birlikte borçlu, usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü veya reddine göre sair şikayet ve itirazların yasal süresinde olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 07.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 13.04.2021 tarihinde açıldığı görülmüştür....

    DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ ve BORCA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu 14/04/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, ıttıla tarihinin 12/04/2017 tarihi olduğunu belirterek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin 12/04/2017 tarihi olarak belirlenmesine, davalı-alacaklı ile arasında her hangi bir temel ilişki bulunmadığını, davalının kendi adına düzenlettirdiğini, TKHK madde 4/5 gereğince taksitler halinde ve nama düzenlenmediği için kambiyo senedinin geçersiz olduğunu, buna ilişkin olarak takipten önce İstanbul 6. Tüketici Mah'nin 2017/185 E.sayılı dosyasında davalı T3 ve Livcona karşı menfi tespit davası açtıklarını, davalının tüketiciyi yanıltmaya yönelik eylemlerini diğer ortağı olan Livcon'dan bir harf ile ayrılan Livkon Eğitim Danışmanı Org. Ltd....

    Hakan Tereci'nin 01/07/2019 tarihinde icra dosyalarına vekaletname sunduğunu ve müvekkilinin yerine tebligatı usulsüz olarak alan Hicret Üzerlik'in ödeme emrini borçluya Watsap üzerinden ulaştırdığını, tebligattan yasal sürede haberdar olunduğunu ve tebligat usulüne bir itirazının olmadığını beyan ettiğini, ancak borçlu vekilinin dilekçesi ve beyanı dikkate alınmadığını, borçlu Serpil Aydoğan'ın icra dosyalarına sunduğu dilekçeleri ve dilekçe içeriğindeki ıttıla tarihine ilişkin beyanlarının da dikkate alınmadığını, borçlunun ve borçlu vekilinin dilekçelerinde usulsüz tebligatta tebliğ aldığını beyan ettiği tarihin esas alınmasını ve beyan tarihinin tebliğ tarihi sayılmasını açık bir biçimde ifade ettiklerini, sıra cetvelindeki sıranın doğru olduğunu ve davacının itirazının haksız olduğunu, sıra cetveline itiraz edebilmek için alacaklı olunan bir icra dosyası ya da alacağın olmasının gerektiğini, davacı T1 sırasına itiraz ettiğini, ancak alacağına ilişkin icra dosyasındaki borçlunun imzaya...

    UYAP Entegrasyonu