Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibine konu icra takibine ilişkin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasını kabul anlamına gelmemek üzere, davacı yana İİK....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf sebeplerine bağlı olarak yapılan incelemeye göre; her ne kadar mahkemece davacının itiraz dilekçesinde bildirmiş olduğu adrese tebligat çıkarılmadan doğrudan AKS sistemindeki adrese TK 21/2 maddesi gereğince yapılan tebligatın usulsüz olduğundan bahisle 89/3 haciz ihbarnamesine yönelik tebligatın usulsüzlüğüne karar verilmiş ise de, icra dosyası incelendiğinde davacıya 89/2 ihbarnamesinin 18/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, davacının süresi geçtikten sonra 28/01/2021 tarihinde haciz ihbarnamesine itiraz ettiği ve itiraz dilekçesi ile yeni adres bildirmiş olduğu, ancak dosyadaki UYAP kayıtları incelendiğinde davacıya 89/3 haciz ihbarnamesi tebligatının davacının itiraz dilekçesini sunmasından önce 27/01/2021 tarihinde oluşturulmuş ve gönderilmiş olduğu, bu sebeple tebligatın gönderme tarihi itibariyle dosya içerisinde bildirilmiş yeni bir adres bulunmadığından ve 89/2 haciz ihbarnamesi TK 21/2 maddesi gereğince tebliğ edilmiş olduğundan davacının AKS...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçluya ödeme tebliğ edilmediğinden ve itiraz süresi işlemeye başlamadığından borçlu hakkındaki takibin de henüz kesinleşmediği, yapılan tüm haciz ve satış işlemlerinin geçersiz olduğu, başvuru bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olup, TK'nın 32. maddesine göre öğrenmeden söz edilemeyeceği, mahkemece ödeme emri gönderilmeden yapılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken tebliğ tarihi tespiti yapılmasının doğru görülmediği, henüz ödeme emri tebliği gerçekleşmediğinden, usulsüz tebligat şikayeti ve ödeme emri ekinde dayanak faturanın gönderilmediği iddiasının incelenmesinin de mümkün olmadığından bu husustaki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı gerekçesi ile kamu düzenine ilişkin re'sen gözetilen nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile, borçluya ödeme emri tebliğ edilip de itiraz süresi beklenmeden yapıldığı anlaşılan dosyada...
Borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresine çıkartılan tebligat, adresin kapalı olması veya bu adresten taşınmış bulunması nedeni ile tebliğ edilemeden iade edilmiş ise, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, tebliği çıkaran merci, şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılmasını talep eder. Bu durumda tebliğ evrakının bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır....
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine, diğer itirazların usulden reddine dair verilen önceki karar Dairemizin 21/02/2019 gün 2018/1471 E, 2019/418 K. Sayılı kararı ile HMK'nun 353/1- a(6) maddesi uyarınca kaldırılmış, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin davacı borçluya 27/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, itirazların reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket aleyhine 31/12/2018 ve 30/11/2018 keşide tarihli 2 adet çekten dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, 07/03/2019 tarihinde ödeme emrinin davacı tarafa tebliğ edildiği, davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği takipten 17/05/2019 tarihinde haberdar olduklarından bahisle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile birlikte takibe konu çeklerdeki keşideci imzasına itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince usulsüz tebligata yönelik şikayetin kabulüne, tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiği, imzaya yönelik davanın reddedildiği görülmüştür. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....
K. 21/2 ye göre yapılan tebligatta da öngörülen şerhin bulunmaması sebebi ile usulsüz olduğunu, tebliğ evrakının açık mavi renkte olmadığını, tebliğ memurunun adı soyadının yazılı olmadığını, usulsüz tebliğ nedeni ile ıttıla tarihinin 16.09.2019 olarak düzeltilmesini borca itiraz sebebi ile takibin durdurulmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....
.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....
Muratpaşa/Antalya adresine çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ iade edildiği, davacının mernis adresi olmadığından, icra müdürlüğünce adres araştırmasının yapıldığı, zabıta araştırmasında belirlenen adresine ve 25/08/2020 tarihli mernis adres sorgusunda tespit edilen adresine normal usulle çıkartılan ödeme emrinin de bila tebliğ iade edildiği, davacının mernis adresine çıkarılan tebligata, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair kayıt düşülerek, TK'nın 21/2. maddesi uyarınca 02/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, bu hali ile tebligatların şeklen usulüne uygun olduğu görülmektedir. Ancak, dava dilekçesinde davacının mernis adresine çıkartılan ve bila tebliğ iade edilen tebliğ mazbatasında ismi geçen İlknur Öztürk isimli komşusunun bulunmadığı ve davacının tebliğ tarihinde bu adreste yaşadığı, bu şekilde tebligatın iadesinin usulsüz olduğu ileri sürülmüştür....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük süre içinde yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun takipten haberdar olması üzerine 02.11.2015 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak ödeme emrinin elden tebliğ edilmesini istediği, borçluya ödeme emrinin 02.11.2015 tarihinde elden tebliğ ediliği, borçlunun 02.11.2015 tarihinde itiraz dilekçesi sunduğu, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda öğrenme tarihini 02.11.2015 tarihi olarak bildirdiği görülmektedir. Bu durumda borçlunun, usulsüz tebliğ işlemini 02.11.2015 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden 11.03.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonradır....