Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mirasçıların murisin sağlığında yaptıkları işlemlere itiraz edemeyeceklerini, beş günlük yasal süre dolduktan sonra huzurda görülen davanın açıldığını, kambiyo senedinin mücerret borç ikrarı olduğu, davacının diğer şikayet sebeplerinin de yerinde olmadığını, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; ''...Davacının murisine 25/03/2019 tarihinde TK 21/1'e göre ödeme emri tebliğ edildiği halde huzurda görülen dava 04/05/2019 tarihinde açılmıştır. Davacının 7 günlük genel şikayet süresine tabi usulsüz tebligat şikayeti ön sorun olarak incelenmiş, tebligat davacının murisine usulüne uygun bir şekilde yapıldığı için reddine karar verilmiştir....
Şti.nin usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunarak icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece dosyaların birleştirilmesinin ardından verilen ilk kararın Dairemizce bozulması üzerine yapılan yargılama neticesinde, bu defa asıl ve birleşen davalar yönünden İİK’nın 170/a-son maddesi uyarınca, borçlunun imzaya itirazları hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, çek tazminatı yönünden borca itirazın kabul edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nın 170/a. maddesi, alacaklının takip hakkı ve senedin kambiyo vasfının, süresinde ileri sürülen itiraz veya şikayet sırasında mahkemece re’sen dikkate alınacağına ilişkin olup, maddenin son fıkrasında; "her ne suretle olursa olsun, imza itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise, bu madde hükmü uygulanmaz" düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, hükme esas alınan ... 1....
Davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte , takip dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediğine yönelik şikayette bulunulmuş, ancak mahkemece, dava dilekçesinde belirtilen hususlardan sadece usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmiş, takip dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediğine yönelik şikayet hususunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine oy birliği ile karar verilmiştir....
Şti’ye 09.11.2019 tarihinde iş yerinde daimi çalışana teslimi ile tebliğ olurken Mustafa Kalyoncu'ya ise 02.11.2019 tarihinde birlikte oturan yakınına teslimle tebliğ olunduğunu, 09.11.2019 tarihinde ödeme emrini tebliğ alan borçlunun T1 Ltd.Şti.’nin, kanunda belirtilen 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 18.11.2019 tarihinde imzaya, borca ve takibe itiraz ettiğini, borçlu tarafça süresinde itiraz yapılmamış olmasına rağmen, mahkemece imzaya itiraz talebinin usulden reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin kanuna aykırılık teşkil ettiğini, bilirkişi ücretinin süresinde ödenmesi için davalı alacaklı tarafa iki hafta süre verildiğini, mahkemece bilirkişi ücretinin süresinde ikmal edilmeyerek ispat yükünün yerine getirilmediği gerekçesiyle hüküm tesis edildiğini, davacı tarafın ispat yükünü zamanında yerine getirmediğini, ancak hakimin tayin ettiği sürenin kural olarak kesin süre olmadığını, eksiklikler tamamlandığında dosyanın imza incelemesi için grafolog bilirkişiye tevdi edileceği...
Somut olayda; dava dilekçesinde açıkça ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet bulunmadığı, ödeme emrinin davacı borçluya TK'nın 16. maddesine göre 22/09/2020 Salı günü tebliğ edildiği, itiraz süresinin son günü olan 27/09/2020 tarihinin Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle sürenin 28/09/2020 Pazartesi gününe uzadığı, ancak davacı borçlunun ise hak düşürücü süre geçtikten sonra 29/09/2020 tarihinde yetkiye ve imzaya itiraz ettiği anlaşıldığından, mahkemece davanın süre aşımından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı borçlu aleyhine davalı alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin başlatıldığı, davacı borçluya örnek no 10 ödeme emrinin 25/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının borca ve imzaya itirazına ilişkin iş bu davayı 20/01/2021 tarihinde açtığı, İİK'nun 168/3 maddesi uyarınca her türlü itiraz ve şikayetin ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içerisinde yapması gerektiğinden bu süre geçtikten sonra itiraz edildiği, ayrıca tahrifat ve kambiyo senedi vasfında olmadığına ilişkin itirazında yine ödeme emrinin tebliğinden itibarene 5 gün içerisinde itiraz edilmesi gerektiğinden bu süreden sonra davacın tarafından açılan davanın süreden reddine ilişkin kararının yerinde olduğu usulsüz tebligat şikayetinin yargılama sırasında iddia edilmediği, istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/03/2021 NUMARASI : 2019/2253 ESAS - 2021/346 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takipten 12.12.2019 tarihinde haberdar olunduğunu, takibe dayanak bonodaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itiraz ve şikayetlerinin kabulü ile takibin durdurulmasına ve lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin delil avansının yatırılması hususunda kendisine yapılan ihtarattan, vekilinin istifasından ve de mahkemenin kararından haberdar olmadığını, delil avansının yatırması için yapılan tebligatın aynı çatı altında ikamet ettiği belirtilen oğlu Hasan Emre Demir'e tebliğ edildiği, oğlunun henüz 16 yaşında olduğunu, tebligatın usulsüz olduğunu, ihtarattan kararın tebliği ile haberdar olduğunu, bu sebeple davayı takip edemediğini, delil avansını yatıramadığını ve kararı öğrenemediğini, her ne kadar mahkemenin ara kararı ve vekillikten istifa dilekçesinin 12/10/2020 tarihinde tebliğ olunduğu belirtilmişse de söz konusu tebligatın usulsüz tebliğ edildiğini belirterek usulsüz tebligat nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/03/2021 NUMARASI : 2019/1132 E. 2021/186 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle ; Anadolu 11. icra müdürlüğünün 2019/32394 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil şirket hakkında çeke dayalı olarak takip yapıldığını, gönderilen ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligatta müvekkil firmanın çalışanı olarak gösterilen Ümit Murat'ın iş yerinin çay ocağında çalıştığını, tebligatta müvekkil şirketin tebliğ almaya yetkili kişilerin neden tebliğ almadığı hususunda yeterli bilginin olmadığını, icra ceza mahkemesine yapılan şikayet ile ilgili dilekçenin kendilerine 24.10.2019 tarihinde tebliğ olduğunu beyanla; 24.10.2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile takip dayanağı çek üzerindeki imzanın müvekkil şirket yetkilisi Sinan Hülagü'nün eli ürünü olmadığını beyanla ; imzaya itirazlarının da kabulü ile takibin durdurulmasına...
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16889 sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin 27/11/2015 tarihinde "gösterilen adreste muhatabın yetkili personeli Adile Taşkıran imzası ile tebliğ edildi" açıklaması ile tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın Tebligat Kanunu. Yönetmeliği ve yerleşik yargı kararları kapsamında usulsüz olduğunu, ayrıca TTK'nun 776/1 maddesinin (b) bendine göre , bononun kambiyo vasfında da olmadığını, bu nedenlerle tebligatın usulsüz olmasından dolayı iptaline, tebliğ tarihinin müvekkilince öğrenme tarihi olan 14/07/2016 olarak düzeltilmesinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....