Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacının muris hakkında 05.08.2016 keşide ve 20.10.2016 vade, tarihli 143.000 USD bedelli bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanıldığı, ödeme emrinin borçlunun öldüğünden bahisle iade edildiği, alacaklı vekilice veraset belgesine istinaden müteveffanın oğlu davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacı tarafça usulsüz tebliğ şikayeti yanında icra dairesinin yetkisine borca ve imzaya itiraz edildiği, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne sair taleplerin reddine karar verildiği, davacı tarafından imza incelemesinin usulüne uygun yapılmadığı iddiası ile istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK'nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ve imza itirazına ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa, muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda, davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin, davacı borçlunun tevziat saatlerinde adreste bulunmaması nedeniyle, gelini Özlem Kale 'ye tebliğ edildiği, ancak Özlem Kale isimli şahıs diğer takip borçlusu olup, tebliğ işleminin bu hali ile Tebligat Kanununun 39. Maddesine ve usulüne uygun olmadığı aşikardır. 7201 sayılı kanunun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabın tebliğ işleminden haberdar olmuş ise tebligat geçerli sayılır. Ancak Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Uyuşmazlığın İİK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 Sayılı HMK.nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 Sayılı Yasanın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 Esas, 1991/344 Karar sayılı kararı). 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde takibe itiraz edememesi durumunda başvurulacak bir yoldur. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış olup, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurulur. Böyle bir durumda, mahkemece yapılacak iş, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının incelenmesi ve tebligatın usulsüz olduğunun saptanması halinde de aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesinden ibarettir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesine 30.12.2015 tarihinde yaptığı başvuruda, gecikmiş itiraz sebebi olarak bildirilen borçlunun hastanede yatışı sebebiyle engelin 28.10.2015 tarihinde kalkmış olmasına rağmen yasal üç günlük süre içerisinde gecikmiş itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır....
ya gittiğini, tebliğ tarihinde ikametgahında bulunmadığını, takipten 09.07.2021 tarihinde haberdar olduğunu, TK 21/1. maddeye ve yönetmeliğin 30. maddesine uygun tebligat yapılmadığını belirterek kararın kaldırılması talep edilmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, davacı tarafın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği icra takibinden 09.07.2021 tarihinde haberdar olduklarından bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesi için şikayette bulunulduğu, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde adresin o an kapalı olması nedeniyle komşusu...'...
Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlu murisin itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır. Takip dosyası incelendiğine; borçlu murise ödeme emrinin 29.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ işlemi ile takip dosyasının, muris ve mirasçılar tarafından önceden öğrenildiğine dair dosyada delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bu sebeple asıl borçlu murisin, kendisine yapılan ve usulsüz olduğu iddia edilen ödeme emri tebliği ile ilgili yasal süresi içerisinde şikayette bulunmadığı kabul edilemeyeceğine göre, mirasçıların da öğrenme tarihinden itibaren tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunma hakkı vardır....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/ 459 – 916 E.K. sayılı kararı ile bozmaya uyularak usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan inceleme sonucunda tebliğ tarihinin 22/10/2010 olarak düzeltildiği, buna göre zamanaşımı itirazının 5 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, bu kararın temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. İİK'nun 58/3 ve 61/1. maddelerine aykırılık nedeniyle ödeme emrine yönelik şikayet aynı kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği üzerine yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda borçlunun mahkemeye ilk şikayeti üzerine ödeme emri tebliğ tarihi 22/10/2010 olarak düzeltildiğine göre, borçlunun o yargılamada karar verilmediği iddiası ile mahkemeye aynı konulu şikayeti, kesinleşen mahkeme kararı ile düzeltilen tebliğ tarihine göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal süreden sonradır....
ın ikamet yerinin Siirt olduğu, genel yetkili icra dairesinin borçlunun ikamet yerindeki icra dairesi olduğundan yetkili İcra Dairesinin Siirt İcra Dairesi olduğunu, yetki yönünden takibe açıkça itiraz edilmiş olduğundan bu yönde ki davanın da kabulü yerine reddinin hukuka aykırı olduğunu, imzanın sahte olduğu anlaşıldığından müvekkili şirket lehine tazminata hüküm edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ayrıca şikayet kabul edilmesine rağmen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti ile davacı şirkete yapılan ödeme emrinin tebliğ tarihinin 29/08/2019 tarihi olarak düzeltilmesi talebi ile imzaya ve yetkiye itiraza ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurusunda; örnek 10 ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, tebligata 25.03.2016 tarihinde muttali olduğunu ileri sürerek imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, diğer itirazlarının ise süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki...