Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ve imza itirazına ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa, muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda, davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin, davacı borçlunun tevziat saatlerinde adreste bulunmaması nedeniyle, gelini Özlem Kale 'ye tebliğ edildiği, ancak Özlem Kale isimli şahıs diğer takip borçlusu olup, tebliğ işleminin bu hali ile Tebligat Kanununun 39. Maddesine ve usulüne uygun olmadığı aşikardır. 7201 sayılı kanunun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabın tebliğ işleminden haberdar olmuş ise tebligat geçerli sayılır. Ancak Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

Ayrıca, borçlu vekili tarafından usulsüz tebliğ şikayetlerinin 17.06.2021 tarihinde kabulü üzerine 18.06.2021 tarihinde gecikmiş itirazda bulunulduğu, usulsüz tebliğ şikayetinin sonuçlanmasının beklenmesi gerektiği belirtilmiş ise de; davacının tebligattan haberdar olduğu günden, gecikmiş itirazını sunduğu tarihe kadar başvuruya engel bir durum olduğunun belirtilmediği ve delillendirilmediği gibi, icra dairesine süresinde (engelin kalktığı 3 gün içinde) başvurduğu hallerde usulsüz tebligat şikayetinin kesinleşmesi, gecikmiş itiraz koşullarına bağlanacağından ilgili şikayetin sonuca etkili olmadığı, borca itirazların icra dosyasına sunulması için usulsüz tebliğ şikayeti hakkında bir karar verilmiş olmasının gerekli olmadığı, borca itirazların usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin dava dilekçesinde zikredilmiş olmasının, İİK'nın 62.maddesi dikkate alındığında davacıya ek süre tanımayacağı, İİK'nın 62.maddesinde açıkça ilamsız takiplerde borca itirazların icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiğinin...

Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu vekili takip dosyasına sunduğu 17.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, tebligatın usulsüz olduğunu 15/12/2015 tarihinde öğrendiklerini ifade ettiğine göre mahkemece; borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti yasaya uygun olarak kabul edildiğinden, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.12.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 4....

    Haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüzlüğü ancak ilgilisi tarafından İİK'nun 16.maddesi uyarınca yasal sürede icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülmesi halinde değerlendirilebilecek bir husus olup, icra müdürlüğünce kendiliğinden nazara alınıp tebligatın usulsüz olduğu değerlendirilerek alacaklının haciz isteminin reddine karar verilemez. O halde mahkemece icra müdürlüğünün, alacaklının haciz isteminin reddine dair 28.10.2014 tarihli işleminin yukarıda açıklanan gerekçelerle iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, üçüncü kişiler tarafından icra mahkemesine getirilmiş usulsüz tebligat şikayeti olmadığı halde, tebliğ işlemi denetlenip haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulsüz olduğundan bahisle şikayetin reddi şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine, kredi kartı borcuna ait kat ihtarnamesine dayalı ilamsız icra takibine başlandığı, süresinde itiraz edilmediğini belirten alacaklının haciz talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, takibin kesinleşmediği belirtilerek haciz talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. İcra müdürünün ''ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olduğunu” kendiliğinden gözeterek, alacaklının haciz talebini reddetme yetkisi bulunmamaktadır....

        Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacının muris hakkında 05.08.2016 keşide ve 20.10.2016 vade, tarihli 143.000 USD bedelli bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanıldığı, ödeme emrinin borçlunun öldüğünden bahisle iade edildiği, alacaklı vekilice veraset belgesine istinaden müteveffanın oğlu davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacı tarafça usulsüz tebliğ şikayeti yanında icra dairesinin yetkisine borca ve imzaya itiraz edildiği, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne sair taleplerin reddine karar verildiği, davacı tarafından imza incelemesinin usulüne uygun yapılmadığı iddiası ile istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK'nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurusunda; örnek 10 ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, tebligata 25.03.2016 tarihinde muttali olduğunu ileri sürerek imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, diğer itirazlarının ise süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki...

          Her ne kadar borçlu icra mahkemesine gecikmiş itiraz olarak başvurmuş ise de, itiraz dilekçesi içeriğine ve talebin ileri sürülüş şekline göre başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca; borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Borçlu şikayet dilekçesinde; öğrenme tarihinin 02.04.2015 tarihi olduğunu, bir başka anlatımla tebligattan anılan tarihte haberdar olduğunu bildirmiş, icra mahkemesine ise bu tarihten itibaren İİK.nun 16/ 1. maddesinde belirtilen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 10.04.2015 tarihinde başvurmuştur. Bu durumda, mahkemece, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

            aleyhine icra takibi başlatıldığını 08/01/2021 tarihinde tebliğ edilen 103 davetiyesi ile öğrendiğini ve dosyada yapılan incelemede "örnek no:7 ödeme emri" tebligatının usulsüz olduğu ve takibin usulsüz tebligat ile kesinleştirildiğinin tespit edildiğini ve takip konusu borcun tamamına (asıl alacak, faiz, vekalet ücreti ve tüm fer'ileri yönünden) yasal süresi içerisinde 11/01/2021 tarihinde itirazda bulunulduğunu, tebligatın usulsüz olması sebebi ile takibin itiraz neticesinde İİK 66. madde gereğince durdurulmasına, usulsüz tebligata istinaden yapılan kesinleştirme işlemlerinin ve kesinleşme neticesinde konulan hacizlerin fekki icra müdürlüğünden talep edilmişse de, taleplerinin 12/01/2021 tarihinde reddedildiğini belirterek, müvekkilinin adresine yapılan ve iade edilen tebligatın usulsüzlüğüne, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 08/01/2021 olarak kabulü ile borca itirazın yasal süresi içerisinde yapıldığına karar verilmesini talep etmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin REDDİNE, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden takibe konu borca faize ve ferilerine ve yetkiye itiraz davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebliğ ve borca itiraza ilişkindir....

            UYAP Entegrasyonu