Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ise de; yapılan takipte ipotek maliklerinin icra emrinde gösterildiği ve icra emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, ayrıca eş rızasının bulunmadığı da belirtilmiş ise de, bu şikayetin İİK'nun 16/1 maddesi gereğince 7 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi gerektiği dolayısıyla başlatılan takipte usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin mükerrer takibe ilişkin şikayeti ile ipoteğin paraya çevrilmesi şartlarının oluşmadığına dair şikayetin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmezse tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu ve takipten 26.05.2016 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazının kabulünü ile borca ve imzaya itirazının kabulunü istediği, mahkemece istemin, hem usulsüz tebligat şikayeti hem de gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi ile tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, gecikmiş itirazın ise kabulü ile ödeme emrinin 26.05.2016...

    Şikayetçiler vekili istinaf başvurusunda özetle; murise yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü hususunda çekişme bulunmadığını, mirasçıların öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkının bulunduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile yetkiye, borca ve zamanaşımına dair itirazların çerçevesinde takibin iptaline karar verilmesini, aksi halde murisinin ağır hastalığının bulunması, takibe itiraz imkanı olmaması nedeniyle geçikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ... icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurarak ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti ile beraber mükerrer takip yapıldığını ve sair itirazlarını ileri sürdüğü, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulünün yanısıra takibin mükerrerlik nedeniyle iptaline karar verildiği görülmektedir. Borçlunun mükerrerlik iddiası borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre bu itirazın İİK'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir....

        Karara karşı davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı T2 ile müvekkili banka arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, diğer davacı T1 borca kefalet verdiğini, davacıların bankaya olan borçlarını ödemediklerinden takip başlattıklarını, sözleşmede bildirilen adrese gönderilen ödeme emri tebliğinin bila tebliğ döndüğünü, mernis adresine tebligat yapıldığını ve borçlu T1 TK'nun 21. maddesine göre tebliğ edildiğini, T2'a çıkartılar tebligatın kardeşi Mustafa Gülhan'a tebliğ edildiğini, süresinde itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, davacıların yurt dışında ikamet ettiklerini tebliğ tarihinden sonra 28/07/2020 tarihinde beyan ve tescil ettiklerini, adreslerini değiştirdiklerine dair bankaya beyanda bulunmadıklarını, dosyaya sundukları muvafakatnamede borçlunun eşinin açıkça rızasının olduğunu bildirdiğini, ödeme emri ekinde takibe dayanak belgelerin gönderildiğini, tebligatın üzerinde yer almamasının icra müdürlüğünün hatası olduğunu, davacıların borca ve icra...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayeti ve imzaya itiraza ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülerek beyan edilen tarihe göre ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmiş olup verilen bu karar yönünden istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Davacının imzaya itiraza ilişkin talebi hakkında İlk Derece Mahkemesince HMK.nun 20. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı imzaya itiraza ilişkin verilen açılmamış sayılmaya ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş, yenileme dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiğini öne sürmüştür....

        XXV, Y. 2021, Sa. 2 179,, s.15 ), takibe konu senette İstanbul ve Karşıyaka İzmir olmak üzere 2 farklı düzenleme yerinin gösterildiği bu durumun TTK 777/4 maddesine uygun olmadığı davaya konu senedin kambiyo vasfında olmadığı gerekçesi ile, şikayetçinin usulsüz tebliğe ilişkin şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, şikayetçinin yetki itirazı yerinde görülmediğinden reddine, şikayetçinin takibe konu senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına yönelek şikayetinin kabulü ile, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2021/32249 esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar vermiştir. Davalı/alacaklı istinaf dilekçesinde; takibe konu senedi ciro yoluyla aldığını, borçlunun ilgili senet üzerine senet düzenlenirken yazdırdığı adresin aynı zamanda tebligat adresi niteliğinde olduğunu, 5 günlük itiraz süresinin aşıldığını, itirazın geçersiz olduğunu, borçlunun itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

        İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde takibe itiraz edememesi durumunda başvurulacak bir yoldur. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış olup, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurulur. Böyle bir durumda, mahkemece yapılacak iş, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının incelenmesi ve tebligatın usulsüz olduğunun saptanması halinde de aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesinden ibarettir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesine 30.12.2015 tarihinde yaptığı başvuruda, gecikmiş itiraz sebebi olarak bildirilen borçlunun hastanede yatışı sebebiyle engelin 28.10.2015 tarihinde kalkmış olmasına rağmen yasal üç günlük süre içerisinde gecikmiş itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır....

          Öncelikle usulsüz tebligat yapıldığı hakkındaki şikayet incelenerek davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti, buna göre de, itiraz ve şikayetlerin süre yönünden incelenmesi gerekir. Davacı tarafın davadaki usulsüz tebligat şikayeti, borca itirazları ve aşkın haciz iddiaları mahkemece değerlendirilmemiştir. Bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davacının tüm talepleri hakkında karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 10....

          UYAP Entegrasyonu