Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muhatabın il dışında olması adresten geçici ayrılma sayılmayacağından tebliğ tarihinde İzmir ilinde değil ve fakat Çeşme ilçesinde bulunduğu anlaşılan davacıya Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereği yapılan tebligat usulsüzdür. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ve tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi yerindedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usulsüz tebligat şikayetine yönelik kısmının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Karşıyaka 2....

İcra Müdürlüğü'nün 2021/482 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlanıldığını, takip dosyasından yapılan ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğundan ve buna bağlı olarak takibe konu çekin zaman aşımına uğramış olduğundan huzurdaki davayı açtıklarını, ödeme emri usulsüz olarak tebliğ edilmiş olup, tebliğ tarihinden ödeme emrinin öğrenildiği tarih olan 08/02/2021 tarihi olarak düzeltilmesi gerektiğini, takibe ihtiyati hacizle başlanmış olup ihtiyati hacze yönelik yapılan işlemlerin zaman aşımı süresini kesmediğini, icra takibinde yer alan ödeme emri usulsüz tebliğ edilmiş olduğundan ve takibe karşı şikayet ve itiraz süreleri henüz dolmamış olduğundan alacaklının yapmış olduğu bütün işlemlerin yalnızca ihtiyati hacze yönelik işlemler olarak kaldığını, davaya konu icra takibi kesinleşmemiş olduğundan alacaklı tarafın hiçbir icra takip işlemi gerçekleştiremediğini, davanın kabulü ile ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edilmiş olduğunun ve tebliğ tarihinin 08/02/2021 tarihi...

Maddesi gereğince müvekkili şirkete mümessil tayin edilmesi ve tebliğin ona yapılması gerektiğini, alacaklı görünenin müvekkili şirket yetkilisi Mustafa Gülbeyaz'ın gelini olup şirket yetkilisi kayınpederinin cezaevinde olduğunu ve şirketin organsız kaldığını bildiğini beyanla, davanın öncelikle usulsüz tebligat şikayeti olarak kabulü ile takipten haberdar olunan 03/02/2021 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabulü ile takibe süresinde itiraz edildiğinden takibin durdurulmasına, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde müvekkili şirket yetkilisinin tebliğ tarihinde cezaevinde bulunması sebebi ile gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

İcra Müdürlüğü'nün usulsüz tebligatı inceleme yetkisi olmadığından dolayı itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere 30.10.2020 tarihinde taleplerinin reddine karar verdiğini, söz konusu icra dosyasına taraflarınca 28.10.2020 tarihinde vekalet sunulmuş olup yine aynı tarihte vekalet harcı yatırıldığını, 18.11.2020 tarih ve saat diliminden sonra icra dosyası içeriğinden bilgi sahibi oluklarını, usulsüz tebligat ve usulsüz tebligata bağlı diğer itirazlarının icra müdürlüğünce itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere reddedildiğinin 18.11.2020 tarihinde öğrenildiğini, 7 günlük şikayet süresinin bu tarihten başlatılması gerektiğini, müvekkiline ödeme emrinin Tebligat Kanunun 21. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, Bakırköy 11....

İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili aleyhine Kambiyo takibi başlatıldığını, müvekkilinin işyeri adresine tebliğe çıkarılan ödeme emrinin hiç bir bildirim yapılmadan, haber kağıdı bile bırakılmadan usulsüz olarak muhtarlığa bırakıldığını, müvekkilinin 30/10/2018 tarihinde icra dosyasından haberdar olduğunu, çıkarılan tebligatın İİK.103.maddesine göre düzenlendiğini, bu sebeple haczedilemezlik kuralı gereği müvekkilinin gayrimenkulü üzerindeki haczin kaldırılmasına ve borcun bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "Eldeki dava, usulsüz tebligat şikayeti ve takibe itiraza dayanmaktadır. Şikayete dayanak takip, alacaklı davalı tarafça başlatılan Kambiyo takibi olup, mahkememizce ilk olarak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK.' nun 16. maddesine göre; yedi (7) günlük yasal süresi içinde olup olmadığı değerlendirilmiştir....

İlk derece mahkemesi; ödeme emrinin davacı borçluya 02/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının daha öncesinde 15.02.2018 tarihinde de icra dairesine borca itiraz dilekçesi vermekle takipten haberdar olduğu, dava dilekçesinde usulsüz tebligat ya da gecikmiş itiraz şikayetinde bulunulmadığı, borca itiraza ilişkin bu davanın 12/11/2019 tarihinde 5 günlük hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımından reddine karar vermiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmekle birlikte, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, borca itirazdan sonra 19.11.2019 tarihinde ayrıca usulsüz tebliğ şikayeti nedeniyle icra mahkemesine başvurduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın alacaklı Antoto Otomotiv'e usul ve yasaya aykırı olarak ihale edildiğini, takibe konu esas icra dosyasından müvekkiline usulüne uygun olarak ödeme emri icra emri tebligatı gönderilmediğini, tebligat yapılmış ise bu tebligat usulsüz ve geçersiz olduğunu, tebligatın usulsüz ve geçersiz olması nedeniyle icra takibi kesinleşmeden satış yapılamayacağından dolayısıyla yapılan ihale işleminin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı görünen karşı tarafa borcu bulunmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde müvekkilinin eşinin rızası bulunmadığından yapılan ipotek işleminin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın kıymet takdiri raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın muhammen değerinin, bilirkişiler tarafından belirlenen muhammen değerinden çok daha yüksek olduğunu, satış ilanı ile kıymet takdir raporunun müvekkiline usulsüz olarak tebliğ edilmesinin de ihalenin feshi sebebi olduğunu, satış...

Mad. gereğince tebliği şerhi ile tebliğe çıktığını, dava konusu takipte müvekkiline gönderilen tebligatın usulsüz şekilde tebliğ edildiğini, ödeme emrine ilişkin tebligatlarda tebliğ memurunca muhatabın dışarıda bulunduğu isim ve imza vermekten imtina eden komşunun beyanından anlaşıldığı belirtilmişse de söz konusu kişinin kimlik bilgilerine yer verilmeksizin MAKTU ŞERH İLE TEBLİĞ ETMİŞ olduğundan Yargıtay içtihatları uyarınca tebligatın usulsüz şekilde yapıldığını, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin takibe konu faturalara ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığını, posta memurlarının hukuku bilmemesinden faydalandığını, ayrıntıları ile açıklanan nedenlerle müvekkile yapılan tebligatların, Tebligat Kanunu uyarınca geçersiz olup ıttıla tarihi olan 15.01.2023 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresi içerisinde yapıldığının tespiti ile müvekkilinin Samsun İcra Müdürlüğünün 2022/41828 Esas sayılı dosyasındaki tüm hacizlerin fekkine...

Somut olayda, davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde sair itiraz ve şikayetlerin yanı sıra ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği, borca faize ve ferilere ve zaman aşımına itiraz istemleri ileri sürülmüş, mahkemece belirtilen bu hususlardan, usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Gerekçeli kararda sadece borca itiraz yönünden inceleme yapılarak sonuca gidilmiştir. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, oy birliği ile karar verilmiştir....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği yönünde şikayette bulunulduğunu, rapordan 05.03.3021 tarihinde haberdar olduklarını, mahkemeden bu hususta talepte bulunulduğunu, tebliğin usulsüz olduğunu, bu durumda öğrenilen tarihe göre davanın süresinde açıldığını, ilk derece mahkemesince usulsüz yapılan tebligatın tarihi esas alınmak suretiyle haczedilmezlik şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ve meskeniyet şikayeti bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, kıymet takdir raporunun borçlu vekili Av. Mehmet Ender Çelik'e usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte açılan meskeniyete dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İcra dosyasında borçlunun vekili Av....

UYAP Entegrasyonu