Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu halde icra mahkemesi, öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayetini incelemeli, tebliğin usulsüz olduğuna kanaat getirirse ve takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren yasal süresi içerisinde dava açılmış ise sair itiraz ve şikayetlerin incelemesine geçmeli, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu veya davanın takipten haberdar olunan tarihten itibaren yasal süresi içerisinde açılmadığı sonucuna varırsa, davanın süre yönünden reddine karar vermelidir. Ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihine göre yasal süresi içerisinde açılmadığı görüldüğü halde davacı borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti taraf delilleri toplanıp incelenmeden, bu hususa gerekçeli kararda yer verilmeden davalı alacaklının imza incelemesine ilişkin delil avansını yasal süresi içerisinde yatırmadığından bahisle davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilemez....

M. 35 hükümlerinin dikkate almamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşkın haciz iddiasına ilişkin mahkemenin hiçbir araştırma yapmadan karar vermesinin usulsüz olduğu; TKHK'ya aykırı olarak düzenlenen yazılı senetin kambiyo senedi olmadığından dolayı süresiz şikayete tabi dava olmasının göz ardı edildiğini, mahkemenin bu hususta ihsası rey gösterdiği. takibin tedbiren durdurulmasını gerektiği belirtilerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması talep edilmiştir. Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz ve taşın haciz şikayetine ilişkindir. Takip dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı-davalı tarafından takip borçlusu-davacıya karşı 20/08/2021 kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçluya çıkartılan ilk tebligatın iade dönmesi üzerine örnek no 10 ödeme emri 10/09/2021 tarihinde davacıya TK 21/2'ye göre tebliğ edildiği görülmüştür....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tebliğ evrakıyla ilgili kime haber bırakıldığı hususlarının tebligatta yer almadığı, bu hali ile tebliğ işleminin usulsüz olduğu, taraflar arasında takibe konu senede ilişkin görülen menfi tespit davası bulunduğu, menfi tespit davasında karar tarihi olan 15.09.2021 tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde davaya konu takibin başlatıldığı, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfını haiz olduğu, borçlu tarafından borca itirazına ilişkin İİK'nın 169.maddesinde sayılan nitelikte belge de sunulmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde davacının zamanaşımı itirazı, borca itiraz ve şikayetlerinin yerinde olmadığı belirtilerek; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile; ödeme emri tebliğ tarihinin 06.12.2021 olarak tespitine, davacının kambiyo senetlerine mahsus takibe ilişkin itiraz ve şikayetlerinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    Somut olayda, davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ile takibin iptali talebi yanında icra emrinde asıl alacağın nelerden ibaret olduğu, aylık nafakanın kimler adına ve ne nafakası olarak talep edildiği icra emrinde yazmadığından ayrıca müşterek çocuk Batuhan 07/06/2020 tarihinde 18 yaşını doldurduğundan ve müşterek çocuk davacı annesi ile birlikte yaşadığından icra emrinin iptali talebinde de bulunulmuşsa da ilk derece mahkemesince, davacının usulsüz tebliğ şikayeti, icranın ve takibin iptali taleplerine dair hüküm kurulmasına rağmen hükmün gerekçe kısmında davacının dava dilekçesindeki gerekçeleri değerlendirilerek icra emrinin iptali talebi hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır....

    Sayılı dosyada yaptığı usulsüz tebligat tespitine istinaden gecikmiş itiraz başvurusu olduğunu, müvekkilinin usulsüz olduğu mahkeme ilamıyla sübut bulan tebligat nedeniyle yani kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebeple yasal süresi içerisinde takibe itirazlarını sunamadığını, bu kapsamda gecikmiş itiraz başvurularının kabulü gerektiğini, mezkur davayı açmaktaki esaslı iradelerinin takibe itiraz olduğunun izahtan vareste olup, itiraz sürelerinin, usulsüz olduğu kanaatinde oldukları tebligat nedeniyle kaçırılması nedeniyle davanın ikame edildiğini ve geçerli bir itirazın sunulabilmesi adına İstanbul 24. İcra Mahkemesi 2021/789E....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Şikayet&itiraz; usulsüz tebliğe, dayanak senet aslının icra kasasında olmadığına ve bağlı olarak borca ilişkindir. Dayanak, İstanbul 25 İcra Müdürlüğünün 2021/25950 esas sayılı dosyasında alacaklı T3 tarafından borçlu T1 aleyhine 15.186,78- USD+1.075,50- TL (harca esas değer 136.089,01- TL) alacağın tahsili için 08/10/2021 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 16/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, kasa şikayetinin 25/10/2021 tarihinde 7 günlük yasal sürede yapıldığı anlaşılmaktadır....

    İcra Müdürlüğü'nün 2018/45398 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, alacaklı tarafın icra dosyası düşen ve zamanaşımına uğrayan alacak ile ilgili tekrar takibe geçtiğini, asıl alacak bakımından 6 sıfır silinmeden esas takibe geçildiğini, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmediğini ve usulsüz olarak muhtara bırakıldığını, postacının haber kağıdı bırakmadığını, komşulara da haber vermediğini, takipten 23/07/2019 tarihinde haberdar olduklarını, ayrıca müvekkilinin babasını sürekli hastaneye götürdüğünü, daha sonra hastaneye yatmış olması nedeni ile refakatçılık yaptığını, borca ve faize itiraz ettiklerini, takibin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle gecikmiş itirazda bulunduklarını söyleyerek gecikmiş itirazın kabulüne, usulsüz tebligata dayalı takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2019/13510 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin, şirketlerinde çalışmayan ve tebligatın yapıldığı tarihte şirketle hiçbir ilişkisi ve temsil sıfatı olmayan Buğra Aydın'a usulsüz tebliğ edildiğini, takipten tahliye işlemi için şirkete gelinen 25/11/2019 tarihinde haberdar olduklarını, takibe ve tahliye taahhüdüne itiraz ettiklerini, tahliye taahhüdündeki imzayı kabul etmediklerini bildirerek usulsüz tebligatın iptaline, süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, tahliye emrinin davacı T5 daimi çalışanı Buğra Aydın'a tebliğ edildiğini, bu kişinin şirket çalışanı olduğunun 25/11/2019 tarihli haciz tutanağında daimi çalışan Şebnem Yaşar'ın Buğra Aydın'ın 15 gün önce işten ayrıldığına ilişkin beyanından da anlaşıldığını, aynı taraflar arasında İzmir 5....

    Fethiye İcra Müdürlüğünün 2021/10818 Esas sayılı dosyası ile davalı şirket vekilince davacı borçlu aleyhine toplam 41.357,52 TL alacağın tahsili talebi ile yapılan ilamsız takipte asıl alacak kalemleri yanında fatura ibaresine yer verilmiş, davacı borçluya gönderilen ödeme emri üzerinde de "ekinde örnek 7 ödeme emri vardır" ve tebliğ zarfı alt kısmında da "bu zarfta tahsil harcı makbuzu (sayman mutemedi alındısı) vardır" ibarelerine yer verilmiştir. HMK'nın "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297/2 maddesine göre, dava dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak, bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece kendiliğinden nazara alınmalıdır. Somut durumda açılan davada usulsüz tebliğ şikayeti ile İİK 58/3 ve 61/1....

    DAVA Davacı borçlu vekili; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 18.06.2020 olarak tespit edilmesi gerektiğini, yetkili temsilcinin vefat ettiğini, şirketin usulüne uygun şekilde temsil edilemediğini, şirket adına açılan icra takiplerinden haberdar olunamadığı için itiraz edilmediğini, ayrı bir temsil ve yönetim kayyımı atandığını, şirket müdürü ...’un şirket unvanı altında atacağı münferit imzası ile şirketi her hususta temsil ve ilzam etmesine” karar verildiğini, müvekkili şirket temsil eksikliğinin giderilerek böylece, bahse konu icra takibinden ve icra takibinden gönderilen ödeme emrine karşı itiraz başvurusunda bulunması imkânı doğduğunu, ödeme emrinde belirtildiği şekilde bir borcu bulunmadığından, yetkiye, ödeme emrine, borca, faizine ve diğer tüm fer’ileri ile takibe itiraz edilmesi zorunluluğu da hâsıl olduğunu, zaman aşımı definde bulunduklarını, alacaklı tarafça icra takibine dayanak yapılan belgelerin müvekillerine tebliğ edilmediğini...

      UYAP Entegrasyonu