Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu hakkında yapılan genel haciz yolu ile takibe karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte icra müdürlüğü işlemini şikayet yolu ile iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını istemiş, mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin ve borçlu hakkındaki tüm işlemlerin iptaline karar vermiş, hükmü alacaklı vekili temyiz etmiştir. Tebligat Kanun'unun 32. maddesinde " Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin davacının kardeşi olan İbrahim Akgün tarafından tebliğ alındığı ve bu durumun tebliğ anı sırasında açıkça beyan edildiği iddia edilse de, bu iddianın soyut ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tebligat, davacı tarafından alınmış olup, tebligat zarfının ön yüzüne kendi ismini ve soyismini yazıp imzaladığını, davacı tarafça, tebliğ mazbatasına neden abisinin adının soyadının yazılarak imzalandığının açıklanmadığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, takibe konu senet altındaki davacı tarafa ait imza incelendiğinde her iki imzanın birbirine benzer olduğunu, davacı tarafın, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin ileri sürmüş olduğu iddiaları ispatlamadığını, usulüne uygun tebliğ edilen ödeme emrine rağmen takibe süresi içerisinde itiraz edilmediğinden davacı tarafın itiraz sebepleri incelenmeden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, takibe konu senet üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmadığını belirterek; davanın reddine...

    üzerinden 10 yıl geçmekle beraber yenileme zamanaşımına uğradığını, dava konusu takip dosyası da 10 yıldan daha uzun süre önce açıldığını, yenilemenin 2021 yılında yapıldığını, dolayısıyla takip yenileme zamanaşımına uğradığını, ancak ilk derece mahkemesince bu husus değerlendirilmeden eksik ve hatalı hüküm kurulduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından müvekkilinin "tebliğ üzerine takibe de itiraz etmediği" gerekçesiyle davanın reddine karar verdiğini, ancak zamanda dava dilekçesinde de arz edilmiş olduğu üzere, takip dosyası usulsüz tebligat ile kesinleştirildiğini, usulsüz tebligat şikayeti belli bir zamana bağlı olmadığını, Ankara 28....

    Somut olayda örnek 10 numaralı ödeme emri borçluya 13.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin açıkça bir şikayeti olmayan borçlu; İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 27.03.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itiraz ettiğini bildirmiştir. İİK'nun 168/ 4-5. maddesi gereğince borçlunun itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, açıkça usulsüz tebliğ şikayeti olmayan borçlunun borca itirazının yasal beş günlük süreden sonra yapıldığı nazara alınarak süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek reddedilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline yapıldığı ileri sürülen tebligattan müvekkilinin bilgisi olmadığını, bu nedenle müvekkilin takibi öğrendiği tarih göz önüne alınarak başta senet üzerinde değişiklik yapıldığı, dolayısıyla zamanaşımı oluştuğu ve diğer tüm itirazlarının incelenmediğini, usulsüz tebliğ nedeniyle memuru şikayet iddiamızı araştırıp gerekçelendirmeden eksik gerekçe ile hüküm kurulduğunu tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, icra takibinde borca, yetkiye, zamanaşımına ve usulsüz tebligata itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir....

      Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte usulsüz tebliğ ile limit aşımı şikayeti ve borca itiraz istemine ilişkindir. İlamlı ipotek takibinde borçlulara davacıların icra emri, kıymet takdiri raporunun davacı Mehmet Özballar'a usulsüz tebliğ edildiği, satış ilanlarının borçlulara usulsüz tebliğ edildiği, ipotekli olarak taşınmazı devralan kişiye icra emri gönderilmeden satış işlemleri yapıldığı, takip sonrası faiz isteminin usulsüz olduğu, ipotek limitinin aşıldığı, borçlu Kemal Özballar'ın kefaletinin geçersiz olduğu, takipten önce ve sonra ödeme yapıldığı gerekçesiyle satışın durdurulması ve takibin iptali isteminden oluşmaktadır. İlk derece yargılaması sonucunda, istemin reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf yoluna başvurarak İlk Derece Mahkemesi kararınının kaldırılması isteminde bulunmuştur....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde kısıtlılık nedeniyle takibe itiraz, ödeme emrine itiraz ve usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlık yalnızca usulsüz tebliğ şikayeti olarak incelenerek önceki vasinin itiraz hakkı bulunduğu, yeni vasi tarafından bu iddianın ileri sürülemeyeceği gerekçesi ile şikayetin reddine dair karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece, eski vasinin itiraz hakkının bulunduğu belirtilerek sonuca gidilmiş ise de; burada dikkat edilmesi gereken husus; önceki vasinin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır. Takip dosyası incelendiğinde; borçlunun önceki vasisine ödeme emrinin 06/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ işlemi ile takip dosyasının, vasi tarafından öğrenildiğine dair dosyada delil bulunmadığı anlaşılmaktadır....

      Yukarıda özetlenen dilekçe ve borçlu vekilinin duruşmada alınan beyanından anlaşıldığı üzere borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvurusu, borçluya çıkarılan tebligatlar komşuları olan ... ...’a tebliğ edildiğinden TK’una ve Yönetmelik hükümlerine aykırı olup, tebliğ tarihinin İİK’nun 32. maddesi gereğince 06.05.2012 olarak kabulü gerektiği yönündeki usulsüz tebliğ işlemine yönelik beyanlarını da içermektedir. Dosya kapsamından Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere borçluya yapılan tebligatların Tebligat Kanunu’nun 16. maddesine ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 29. maddesine aykırı olduğu anlaşılmaktadır....

        Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve aynı kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Somut olayda, davacı taraf usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunduğunu beyan etmektedir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı tarafça dava dilekçesinde, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunulmuş ve ödeme emrinin tebliği tarihinin öğrenme tarihi olan 04/09/2019 tarihi olarak düzeltilmesi talep edilmiş ise de; ilk derece mahkemesince, davacı tarafın gecikmiş itiraz istemi hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır....

        Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Ilgın İcra müdürlüğünün 2010/644 talimat sayılı dosyasından alınan kıymet takdiri raporunu içerir tebligatın usulsüz olduğunu ve gecikmiş itiraz ileri sürerek tebligatın iptalini, meskeniyet şikayeti ileri sürerek haczin kaldırılmasını ve kıymet takdirine itirazını ileri sürerek yeniden rapor aldırılmasını talep etmiş olup; -Davacının usulsüz tebligat ve gecikmiş itiraz şikayeti inceleme yetkisinin, İzmir 14. İcra Dairesinin bağlı olduğu İzmir İcra Hukuk Mahkemelerine aittir. - Meskeniyet şikayetine konu mahcuz taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, taşınmaza, asıl takip dosyası olan İzmir 14. İcra Müdürlüğü'nün 2008/5275 Esas sayılı dosyasından yazılan müzekkere ile doğrudan haciz konulduğundan, şikayeti inceleme yetkisinin, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu İzmir İcra Hukuk Mahkemelerine ait aittir. - İzmir 14....

        UYAP Entegrasyonu