Somut olayda; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçluların, usulsüz tebliğ şikayeti, dayanak belge şikayeti, kambiyo vasfına ilişkin şikayet, imzaya itiraz ve bononun protesto edilmediğine ilişkin şikayet şeklinde itirazlarının bulunduğu görülmektedir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı TK'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. İlk derece Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluyla icra mahkemesine yapılması gerekir. Davacı, ödeme emrine yönelik usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise de; şikayetinde 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasını ileri sürmemiştir. Diğer taraftan dosyaya vekaletname ibraz edildiği tarih itibarıyla da borçlunun takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir....
Davalı, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet yoluna müracaat ettiğini belirttiğinden, incelenmesine ihtiyaç duyulan davalı borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle icra hukuk mahkemesine bulunduğu şikayet neticesinde Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesi 2014/369 E. sayılı dosyasından verilen kararın kesinleşme şerhli olarak evraka eklenip gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, şikayetçinin usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olduğundan bahisle takibin durdurulmamasına ilişkin işlemin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına ilişkin talepte bulunduğu, ilk derece mahkemesince talep aşılmak suretiyle hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Oysa taleple bağlılık ilkesi uyarınca, hacizlerin kaldırılması talebi bulunmadığı nazara alınarak talepten fazlasına karar verilemez....
Hukuk Dairesinin tebligat usulsüzlüğü şikayetine ilişkin icra hukuk mahkemesi kararlarının kesinleşmeden uygulanamayacağına karar verdiğini, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra takip dosyasındaki hacizlerin kaldırılabileceğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca takibin durdurulması ve haczin kaldırılmasına yönelik icra memur işlemini şikayettir. Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan Fethiye İcra Müdürlüğünün 2020/7373 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin 22/10/2020 olarak tespitine karar verildiği ve şikayet tarihi itibarı ile kararın kesinleşmediği tartışmasızdır....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Dairemizin kaldırma kararı uyarınca davacı vekili tarafından usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin 06/09/2021 olarak düzeltilmesini talep ettiği, davacı borçluya gönderilen tebligat mazbatasının incelenmesinde, "muhatabın gösterilen adreste olmaması nedeniyle isim ve imzadan imtina eden Elif Yılmaz'dan soruldu; muhatabın çarşıya/işe/şehir dışına gitmesi nedeniyle tebliğ evrakı ilgili mahalle muhtarı azası imzasına tebliğ edildi. 2 no'lu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı. İsim ve imzadan imtina eden Elif Yılmaz'a haber verildi." şerhiyle mahalle muhtarına 25/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan tebligatın TK 21. maddesi uyarınca, "Adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine varsa yönetici veya kapıcıya bildirilir....
nun 21/2. maddesine göre 16/10/2015 tarihinde muhtara tebliğ edildiği, tebliği çıkaran merci tarafından "bu adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu için tebligatın TK.'nun 21/2.maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğine" ilişkin bir şerhin tebliğ evrakı üzerine verilmediği, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığı, sonuç olarak "bu adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu için tebligatın TK.'nun 21/2.maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğine" ilişkin bir şerhin tebliğ evrakı üzerinde yer almadığından tebligat usulsüz olduğu, ayrıca müvekkil söz konusu adreste ikamet etmemiş olduğu, bu nedenler ödeme emrinin iptali ile usulsüz tebligatın öğrenme tarihi olan 12/12/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir....
Temyiz Sebepleri Davalı borçlu temyiz dilekçesinde; üçüncü kişilerce aynı mahkemede, huzurdaki şikayetten 3 gün önce haciz ihbarnameleri tebliğlerinin usulsüz olduğuna ilişkin yapılan şikayetin derdest olduğunu, anılan dosyada verilecek karar doğrultusunda huzurdaki şikayetin reddi veya konusuz kalmasının söz konusu olacağını, bu nedenle bekletici mesele yapılması gerektiğini, şikayet dilekçesi tebliğ edilip taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin usulsüz olduğunu, karardan doğrudan etkilenileceğinden hukuki yararının bulunduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ edilen adresin elverişsiz bir adres olduğunu, tebliğ çıkarılan adreste hiçbir zaman ikamet etmediğini, ortak konutu kullanmadığı ve aralarında husumet bulunan ... adlı kişiye usulsüz olarak tebliğ yapıldığını, takipten 10.06.2019 tarihinde haberdar olduğunu belirterek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 10.06.2019 olarak kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tebliğin bilinen adrese yapıldığını, icra takibine istinaden yapılan tüm işlemlerin mevzuata uygun olduğunu, iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
İcra Müdürlüğünün 2018/34682 Esas sayılı dosyasındaki alacağına haciz işlendiğini, bu haczin öncesinde gönderilen haciz ihbarnamelerinden kaynaklandığını, 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin müvekkiline tebliğinin usulsüz olduğunu, 89/2, 89/3 haciz ihbarnameleri ile 103 davetiyesinin doğrudan doğruya TK 21/2. maddesine göre tebliğ edildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesinin ise öncelikle TK 21/1. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği ancak muhatabın adreste bulunmama sebebinin bilmesi muhtemel kişilerden sorularak beyanlarının tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılmadığını, imzadan imtina durumunun belirtilmediğini, TK 21/2. maddesine göre çıkartılan tebligatta adresin kapısı çalınarak adreste bulunanların imzasına tebliğ imkanı tanınmadığını tüm bu usulsüz işlemlerden 10/05/2019 tarihinde haberdar olduklarını, 13/05/2019 tarihinde 89/1'e ve 15/05/2019 tarihinde 89/2'ye itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünden 89/3 haciz ihbarnamesinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini...