Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince davalı adına dava dilekçesi tebliğ edilmemiş dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlu tarafından asıl dava ile usulsüz tebliğ şikayeti yapılmış birleşen dava da ise imzaya ve borca itirazlar ile zaman aşımı itirazı ileri sürülmüştür. Tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin şikayet mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, duruşma açılmadan, şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan talep hakkında dosya üzerinden karar verilmesi usule aykırıdır (HGK.nun 2003/12- 600 esas 2003/606 karar). Keza davacı borçlunun birleşen davada imzaya, borca ve zaman aşımına ilişkin itirazları şikayet mahiyetinde olmayıp belirtilen hususlar yönünden duruşma açılmadan karar verilemez. HMK'nın 317 maddesine göre cevap dilekçesi verme ve itiraz süresi iki haftadır. Davalı alacaklıya dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edilmediği anlaşılmıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun ileri sürülmesi "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nin 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligattan şikayet tarihinde haberdar olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, borçlu şirketin tebliğ tarihinde tebligattan haberdar olduğunu, davacı borçlunun tebligattan iddia edildiği gibi 20/09/2018 tarihinde değil, tebliğ tarihi olan 13/08/2018 tarihinde haberdar olduğunu, iş yerinde davalı şirketin yetkilisi bulunmadığından tebligatın daimi çalışanına yapıldığını, davacı taraf 7 günlük şikayet süresi içerisinde şikayet yoluna başvurmadığından talebinin reddi gerektiğini belirterek, şikayetin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; ''...Somut olayda davacı şirkete gönderilen ödeme emrinin “daimi çalışan Şanser Anıl imzasına tebliğ edildi" denmek suretiyle tebliğ edilmiştir....

    Bölge Adliye Mahkemesince; usulsüz tebligata dair şikayet ilamında tebligatın usulsüzlüğünün tespit edildiği ancak usulsüz tebligatın ıttıla tarihinin görülen tahliye dosyasında 04.04.2017 tarihinde tebliğ edilen dava dilekçesi ile duruşma gününü bildiren davetiye ile öğrenildiğinin tespit edilip hükme bağlandığı, böylece borçlunun temerrüt başlangıç tarihinin 04.04.2017 olduğu, yasada öngörülen 30 günlük ödeme süresi beklenilmeden davanın 23.03.2017 tarihinde açıldığı ve temerrüdün oluşmadığı gerekçesi ile istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesi üzerine, Bölge Adliyesi Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalının ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürerek, usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediği, mahkemece şikayetin reddedildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulduğu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12....

      İcra Hukuk Mahkemesince ise, şikayetin kıymet takdirine yönelik olmayıp kıymet takdiri tebliğ işlemine yönelik olduğu, kıymet takdiri Denizli 1. İcra müdürlüğünün 2019/27 talimat sayılı dosyasından yapılmış ise de kıymet takdiri tebliğ işleminin Bakırköy 6.İcra Müdürlüğünün 2016/18242 esas sayılı dosyasından yapıldığı, İİK'nun 4. maddesine göre usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin yargılamanın usulsüz tebliğ işlemini yapan Bakırköy 6. İcra dairesinin bağlı bulunduğu Bakırköy 10. İcra Hukuk Mahkemesinin yetki alanına girdiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir....

        İİK.nun 89. maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğine yönelik şikayet, usulsüz tebligata muttali olunan tarihten itibaren 7 gün içinde yapılabilir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, her iki icra dosyasından da birinci haciz ihbarnameleri 23.10.2012 tarihinde, ikinci haciz ihbarnameleri 24.12.2012 tarihinde, üçüncü haciz ihbarnameleri 05.04.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararda yer alan satışa hazırlık işlemini şikayet konusu yapmadıkları gerekçesinin doğru olmadığını, süresinde Muğla İcra Hukuk Mahkemesi'ne 2021/173 Esas sayılı dosyası ile şikayet davası açıldığını, dosyada satış öncesi yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, ödeme emrinin tebliğe çıkarılmasının ardından bila tebliğ dönmesi üzerine müvekkilinin mernis adresine yapılan tebliğ şerhinde müvekkilin komşusunun ismi ve tebligat tarihi yazılmadan tebligatın mahalle muhtarına bırakıldığını, 103 haciz davet kağıdının tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kıymet takdir raporuna ilişkin tebliğ şerhinde ise vaki adreste ikame etmeyen ve müvekkilin tanımadığı Sadık Avcı isimli bir kişiye haber verildiğinin belirtildiğini, müvekkilinin bu isimde kimseyi tanımadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

          İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Her ne kadar davacı taraf takibe dayanak belgenin ödeme emri ile taraflarına tebliğ edilmemesinin de tebligat işlemini usulsüz kıldığından bahisle şikayet yoluna gidilmiş ise de, takip talebinde alacaklının herhangi bir belgeye dayanmadığı, takibin belgeye dayanması ve bu belgenin borçluya tebliğ edilmemesinin ödeme emrinin iptali sonucunu doğuracağı ancak davacı tarafın ödeme emrinin iptali yönünde bir talebinin olmadığı ve ayrıca yapılan tebliğ işleminin zaten usulsüz olduğu ve bu hususun mahkememizin de kabulünde olduğu yukarıda açıklanmıştır....

          HD'nin 2022/ 2022/478 E 2022/679 Karar sayılı kararında aynen " Ayrıca, davacı borçlu tarafından, ödeme emrine UYAP Vatandaş Portal ekranı, evrak işlem kütüğünden 14/07/2021 tarihinde görüldüğü, tebligat usulsüz dahi olsa, TK'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ ve tebliğe esas işlemden muttali olduğu anlaşılmakla, bu hale göre de işbu davanın yasal 7 günlük süreden sonra 29/07/2021 tarihinde açıldığı " şeklinde karar verilmiştir. Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir....

          DAVA Borçlu vekili şikayet dilekçesinde; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2021/49957 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emri tebliğ evrakı müvekkil şirket adresinin neden kapalı olduğu araştırılmadan doğrudan muhtara tebliğ edilerek usulsüz tebliğ edildiğini, 22.02.2022 tarihinde icra takibinden haberdar olmasına rağmen borca itiraz talebinin müdürlükçe hukuka aykırı olarak süreden reddedildiğini ileri sürerek usulsüz tebligata konu ödeme emrinin iptaline, ödeme emri tebligatının 22.02.2022 tarihinde yapılmış sayılmasına karar verilmesini, takibin durdurulmasını ve 22.02.2022 tarihli müdürlük işleminin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; tüzel kişiliğe usulüne uygun tebligat çıkartıldığını beyan ederek talebin reddini istemiştir. III....

            UYAP Entegrasyonu