İSTİNAF NEDENLERİ; Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek; müvekkiline yapılan 103 davet kağıdının tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilinin 29/11/2018 tarihli icra tensip zaptının tebliğine ilişkin usulsüz tebligata şikayet tarihi olan 19/10/2020 tarihinde muttali olduğunu ve bu nedenle şikayetin 7 günlük yasal süresi içerisinde yapıldığını, Silifke İcra Müdürlüğünce şikayetçinin istihkak iddiası ile ilgili istihkak prosedürü işletilerek bir karar verilmesi gerekirken talebin reddine karar verildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak şikayetin kabulünü talep etmiştir....
Somut olayda, borçlu şirkete çıkartılan ödeme emrinin muhatabın daimi çalışanı olduğunu beyan eden ..., satış ilanı ve 103 davetiyesinin muhatabın daimi çalışanı olduğunu beyan eden ... ve kıymet takdiri raporunun ise muhatabın daimi çalışanı olduğunu beyan eden ... imzasına tebliğ edildiği görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas, 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi, karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....
ve kıymet takdiri tebligatının ise muhatabın daimi çalışanı olduğunu beyan eden ... imzasına tebliğ edildiği görülmüştür.7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas, 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi, karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....
Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olduğu nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda; borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 03/06/2016 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 23.05.2016 tarihinin bildirilmiş olduğu gözetildiğinde, 03/06/2016 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
reddedildiğini belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihi olan 01/11/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespiti ile borca itirazlarının kabilüne karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin olup ilk derece mahkemesince de açıklandığı üzere; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Davacının takipten haberdar olduğunu beyan ettiği 15.03.2021 tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 08.07.2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu açıktır....
İcra Müdürlüğünün 2018/9934 E. sayılı icra takip dosyasından borçlu şikayetçiye meskeniyet şikayetine konu taşınmazın haczine ilişkin 103 davetiyesinin tebliğe çıkartıldığı ve 07/11/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, yine taşınmazın kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun da tebliğe çıkartılarak 27/02/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, kamu düzeninden sayılmayan ve yasal yedi günlük süresi içerisinde şikayet yoluyla icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gereken meskeniyet iddiasının dava tarihi olan 19/04/2019 tarihi itibariyle yasal süresinde olmadığı belirtilerek, şikayetin reddine karar verilmiştir....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde müvekkiline birinci haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz olduğu iddia edilerek birinci haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin düzeltilmesinin talep edildiği, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğlerinin usulsüz olduğuna dair herhangi bir iddiada bulunulmadığı, icra takip dosyasının incelenmesinde davacıya ikinci haciz ihbarnamesinin 17/10/2022 tarihinde, üçüncü haciz ihbarnamesinin 13/12/2022 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre davacı tarafından birinci haciz ihbarnamesi tebliğinin 17/10/2022 tarihinde öğrenildiğinin kabulünün gerektiği, birinci haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin bu tarihten itibaren yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerektiği, ancak bu süre geçirildikten sonra 20/01/2023 tarihinde şikayet yoluna başvurulduğu anlaşılmakla, şikayetin hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin esastan incelenerek kabulüne...
nin temyiz itirazlarının REDDİNE; 2- Borçlu ...’nin temyiz itirazlarının incelenmesinde: 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....
Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....