Şti. tarafından Aquaesmar Plastik Denizcilik San ve Tic. ismine düzenlenen 07/01/2017 tanzim 25/04/2017, 10/05/2017 ve 25/05/2017 ödeme tarihli 3 adet senedin oluşturduğu, 10 örnek ödeme emrinin borçlu davacıya T.K'nın 21/1 maddesine göre 06/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, Turgut Özal Cad., No:97/1A, Kaynaklar, Buca/İzmir adresinde borçlu davacının huzurunda 22/03/2018 tarihinde haciz işlemine başlandığı ve borçlu davacının haciz mahallini terk ettiğinin tutanağa yazıldığı anlaşılmıştır. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, davacı borçlu şikayet konusu işlemi 22/03/2018 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, usulsüz tebligat şikayeti yasal süresindedir....
İtiraz süresi tebliğ ile başladığı halde, şikâyet süresi öğrenme (m.16,I) ile işlemeye başladığı gibi; bazı hallerde süresiz şikayet mümkün olduğu halde, süresiz itiraz olanaklı değildir. Yine, itirazda bulunmak hakkı yalnız borçluya ait olmasına karşın, şikâyet yoluna, hukuki yararı bulunan borçlu alacaklı ve üçüncü kişiler de gidebilir. Kısaca, itiraz ile şikâyet arasında mahiyet farkı bulunduğu gibi, tabi bulundukları usul de farklıdır. Az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında denilebilir ki; borçlunun "ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği" yönündeki talebi, maddi hukuka dayalı bir sebepten kaynaklanmadığından, takip hukukuna ilişkin böyle bir talebin şikâyet yoluyla ileri sürülmesi gerektiği kuşkusuzdur. Somut olayda; borçlunun talebinin açıkça, takip konusu yapılan alacağın ödendiği iddiasıyla takibe itiraza ilişkin olduğu, İcra Hâkimliğine tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin yöntemine uygun olarak yapılmış bir şikâyet bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı vekili tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği belirtilerek açılan davanın süreden reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesinde ödeme emri tebligatının müvekkiline yapılmadığının açıkça belirtildiği, yine ilk derece mahkemesince 26/01/2021 tarihli celsede davacı vekilinin usulsüz tebligat şikayeti olup olmadığı yönünde davasını açıklamak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verildiği ve bu ara karar uyarınca davacı vekilinin 09/02/2021 tarihli beyan dilekçesi sunarak bu dilekçesinde müvekkili ile kendisine ödeme emri tebliğ edilen oğlu Veysel Keleşoğlu'nun aynı adreste ikamet etmediğinin ve aralarında husumet bulunduğunun iddia edildiği, bu şekilde davacı tarafça ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun şikayet konusu yapıldığı anlaşılmakla, usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin iddialar araştırılmadan ve bu hususta değerlendirme yapılıp karar verilmeden...
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16.maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "....usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. HGK'nun 12.2.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan ettiği tarihin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kendisine usulüne uygun tebligat yapılmadığını, kanun maddesinde yer alan aynı konutta oturan kişilere de tebligat yapılmadığını, müvekkilinin açtığı işbu davadan başkaca imzanın kendisine ait olmaması nedeniyle ve haklarının zayi olmaması açısından İskenderun 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde istirdat ve menfi tespit istemli dava açıldığını, dava dilekçesindeki hususları da tekrar ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığına ilişkin şikayet, imzaya ve borca itiraza ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu ,davacı tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile usulsüz tebligat şikayetinde ve takip konusu çekin kambiyo vasfına haiz olmadığı, icra müdürlüğü tarafından denetlenmeden ödeme emri düzenlendiği iddiası ile şikayette bulunulduğu ,ilk derece mahkemesi tarafından davanın süreden reddine karar verildiği davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacının bilinen adresine gönderilen tebligatın bila tebliğ dönmesi sonrasında mernis adresi olduğuna ilişkin şerhi içerir şekilde tebligat çıkarılmasında ve TK 21/2 maddesine göre tebliğ edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....
Dava, borçlunun çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası yanında icra dairesinin yetkisine, çekin kambiyo vasfına, imzaya, borca ve takip öncesi/sonrası zamanaşımına ilişkin itiraz ve şikayete ilişkindir. Kendisine ödeme emri gönderilen 3. kişinin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nın 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince 3. kişinin bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, 2. ciranta olan borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, bu nedenle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve protesto çekilmemesi nedeniyle de takibin iptalini talep ettiği, mahkemece tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır....
nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi: 2- Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda; hakkında yapılan takibe ilişkin ödeme emrinin, aynı konutta yaşamayan kızına tebliğ edildiğini ve bu tebligatın usulsüz olduğunu, tebligattan 21.08.2015 tarihinde haberdar olduğunu,ödeme emri tebliğinin 21.08.2015 tarihi olarak kabul edilmesini ileri sürüp, 24.08.2015 tarihinde borca ve imzaya itiraz ederek takibin iptalini, taşınmaz üzerinde ve icra dosyada başka hacizler varsa kaldırımasını talep etmiştir....
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/27200 esas sayılı dosyasından borçlu adına 10/12/2013 tarihinde ödeme emrinin, 12/03/2014 tarihinde ise hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 10/12/2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 12/03/2014 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre 05/12/2014 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....