DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü gerektiğini, takip dayanağı senette imzası bulunan T3nun müvekkili spor kulübü adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmadığını belirterek takibin iptalini istediği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı alacaklı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından 88.000,00 TL miktarlı 28/04/2021 tanzim tarihli 28/07/2021 vade tarihli bonoya dayalı olarak borçlu davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve süresinde dava açıldığı görülmüştür. Somut olayda, İlk derece mahkemesi tarafından talep doğrultusunda dayanak belge ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğinden ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiği, bu nedenle takip dosyasında davacı borçlu hakkında yeniden ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerektiği ve bu yeni ödeme tebliğ ile birlikte davacının yeniden itiraz ve şikayet haklarının olacağı anlaşılmış, bu nedenlerle bu aşamada ilk derece mahkemesi tarafından, ödeme emri tebliğ işlemi iptal edildiğinden imzaya ve borca itirazın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2017/23002 sayılı dosyasında davacı borçlu adına yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile öğrenme tarihinin 01/03/2019 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin iptali isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; Mahkemenin usulsüz tebliğ yapıldığına dair tespiti ve kabulü isabetli olmakla beraber ödeme emrinin iptali talebinin reddi kararının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, takip dayanağı senet müvekkiline tebliğ edilmediğinden ödeme emrinin İcra ve İflas Kanunu'nun 168. ve 60. maddelerine aykırı olduğunu, şikayet konusu ödeme emrinde alacaklı adresi belirtilmediğinden İcra ve İflas Kanunu'nun 58, 60 ve 168. maddelerine aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının davanın kısmen reddine dair kısmının bozularak davanın tamamen kabulüne ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2013/5347 esas sayılı dosyasında ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğini ve bu nedenle bu dosyada haczin kesinleşmediğini, davalı ile aynı gün ihtiyati haciz tatbik edilmiş olması nedeni ile garameten paylaşım yapılması gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ... İcra Müdürlüğünün 2013/5347 esas sayılı dosyası ile sıra cetveli düzenlendiği, davacının tebligat usulsüzlüğü yönünde bir iddia ile sıra cetveline itiraz hakkının bulunmadığı, TK. 32 maddesine göre tarafların tebligatlardan haberdar olduğu, ( usulsüz tebligat olmasına rağmen borçlunun tebligattan haberdar olduğu, şikayet ve itirazda bulunmadığı buna bağlı olarak tebligatın usulsüzlüğü takibin tarafı olmayan diğer şahıs davacı tarafından ileri sürülemeyeceği ) gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir....
Ancak ilk derece mahkemesince davacı tarafın usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, diğer itirazlarının ise reddine karar verilmiş olmasına ve her iki tarafın da talebi olmasına rağmen taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücreti ile ilgili her hangi bir hüküm kurulmaması doğru bulunmamıştır. Bu itibarla, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının vekalet ücreti yönünden kısmen kabulü ile HMK'nun 353/1- b-2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerine yukarıda açıklanan nedenlerle usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, yetki itirazının reddine, kambiyo vasfına ve borca itirazın reddine ilişkin hüküm fıkraları muhafaza edilmek suretiyle taraflar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden her iki taraf lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin yeniden düzeltilerek esas hakkında karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/3598 Esas) sayılı takip dosyasıyla davalı alacaklı şirket tarafından dava dışı borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, davacı 16/04/2021 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesinin gönderilip 01/07/2021 ve 28/07/2021 tarihlerinde birinci haciz ihbarnamesine itiraz edildiği, davacıya 89/3 haciz ihbarnamesinin ise 27/07/2021 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, davacı tarafından son yapılan haciz ihbarnamesi tebligattaki imzaya itirazının bulunmadığı, davacının İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca 7 günlük yasal süresi içerisinde haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetinin 10/12/2021 tarihinde süre aşımından sonra yapıldığı anlaşıldığından mahkemece şikayetin süreden reddine ilişkin kararın yerinde olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
TL tutarında alacak kaleminin talep edildiğini, söz konusu komisyonun kanunen talep edilmesinin mümkün olmadığını, takip öncesi işlemiş faizin fahiş olduğundan iptalinin gerektiğini, takip konusu borcun aslını kabul etmekle birlikte ödeme emrindeki hesaba alınan faiz oranlarına itiraz ettiklerini belirterek takibin tedbiren durdurulmasına, usulsüz tebliğ nedeni ile vekaletname olmadan avukata yapılan tebligatın iptaline, takibin yetki yönünden iptaline, %0,3 komisyon adlı alacak kalemine ve usulsüz reeskont faiz oranına işlemiş faize ve işleyecek faiz oranına yaptıkları itirazın kabulü ile icra takibinin kaldırılmasına ve ödeme emrinin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
bu senedin kambiyo senedi vasfında olmadığını, diğer bononun ise 29/06/2019 tanzim ve vade tarihli olduğunu, bu bono üzerinde ayrıca vade tarihi olarak 365 gün yazılı olduğunu, tanzim tarihine göre bonunun 29/06/2020 vade tarihli olması gerektiğini, bu bonunun da kambiyo vasfında olmadığını belirterek ödeme emri tebliğ tarihinin 21/05/2021 tarihi olarak tespitine, borca ve senet vasfına yönelik şikayetlerinin kabulüne ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Hakkında kambiyo senetlerine mahsus takip başlatılması halinde borçlu, borcun olmadığı, imzanın kendisine ait olmadığı itirazını, takip dayanağı senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı ve alacaklının takip hakkının bulunmadığını (şikayet yoluyla) ödeme emrinin tebliğinden itibaren, (tebliğ usulsüz ise öğrenmeden itibaren 7 günlük süre içerisinde usulsüz tebliğ şikayetini de bildirerek) yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine ileri sürmek zorundadır. Yine ödeme emrine yönelik şikayetlerin de ödeme emrinin tebliğinden itibaren, varsa usulsüz tebliğe yönelik şikayetini de takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine ileri sürmek zorundadır....
nun 13.02.2013 tarihinde icra dairesine gelerek ödeme taahhüdünde bulunduğu, bu ödeme taahhüdüne binaen icra işlemlerinin ve ödemelerin yapıldığı, borçlunun 18/11/2013 tarihinde diğer şikayet ve itiraz nedenleri ile birlikte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ve takibin kesinleşmemesi nedeniyle yapılan ödeme taahhüdünün geçersiz olduğu iddiası ile yaptığı başvuru neticesinde mahkemece takibin ve ödeme taahhüdü işleminin iptaline ve alacağın %40 oranında tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır. Borçlu ...'ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....