WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından müvekkiline İİK'nun 89/1 maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz olduğu iddia edilerek 1. haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 29/07/2022 olarak düzeltilmesine, buna bağlı olarak 1. haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz edildiğinden 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesinin talep edildiği, söz konusu dava dilekçesinde 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulsüz olduğunun iddia edilmediği, icra takip dosyasında davacıya 1. haciz ihbarnamesinin 17/05/2022 tarihinde, 2. haciz ihbarnamesinin 04/06/2022 tarihinde ve 3. haciz ihbarnamesinin 23/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, her ne kadar 1. haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz olduğu şikayet konusu yapılmış ise de, 1. haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra davacıya bizzat 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tebliğ edilmiş olması sebebiyle şikayetçinin en geç 2. haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinden itibaren 7...

Şikayet, genel haciz yoluyla ilamlı takipte borçluya yapılan icra emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasına yöneliktir. Takip dayanağı ilam incelendiğinde, borçlunun ilamda vekil ile temsil edildiği, ilamın bozulması üzerine yeni ilama göre düzenlenen icra emri ve kapak hesabının borçlunun vekiline 29.07.2019 tarihinde UETS adresine elektronik yolla usulüne uygun şekilde, borçlu asıla ise 27.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Davacı, işbu davada vekile çıkartılan icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmemekte olup, sırf icra ceza mahkemesince nafaka yükümlülüğüne uymamak suçundan ceza verilmesini önlemek adına asıla yapılan icra emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürmüştür. 6100 sayılı HMK'nın 73., 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 41. ve 7201 sayılı Tebliğat Kanunu'nun 11. maddeleri uyarınca vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile çıkarılması zorunludur....

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte imzaya ve sair itirazlara ilişkindir. İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2020/24297 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlular hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 16/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 29/12/2021 tarihinde açılmış olduğu, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine davalının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. HMK.'...

Somut olayda; davacıya ödeme emrinin 02/07/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 08/07/2022 tarihinde açıldığı, dava dilekçesinde herhangi bir usulsüz tebligat şikayetinin bulunmadığı, itirazın 5 günlük yasal süre geçtikten sonra yapılması nedeniyle süre aşımına uğradığı, HMK.355 mad. Gereğince kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususun bulunmaması nedeniyle, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi, dosya kapsamı ve delil durumu değerlendirildiğinde istinaf olunan kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; Davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, ödeme emirlerinin davacı asillere 18/02/2017 tarihinde Tebligat Kanunu 21.maddeye göre tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 14/02/2017 tarihinde mahkemeye başvurarak hem usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu, hemde ödeme emrinin bir takım eksikliklerden dolayı iptalini istediği, mahkemenin 2017/933 E. 2018/119 K.sayılı ilamıyla usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, ödeme emri iptali talebinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verdiği, karar doğrultusunda davacılar vekiline tekrar yeni ödeme emri gönderildiği ve 08/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğ üzerine eldeki davanın yani İİK 170/a maddesine dayalı şikayet davasının açıldığı anlaşılmaktadır....

Somut olayda, takip dosyasından borçlulara gönderilen ödeme emrinin 25/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın 26/10/2020 tarihinde olduğu, başvuranın dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir şikayetinin bulunmadığı, dolayısıyla yetkili icra dairesince çıkarılan ödeme emrinin kesinleştiği ve tebliğ tarihine göre yapılan imza itirazının süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti de bulunmadığına göre istemin süreaşımı nedeni ile reddi kararı usul ve yasaya uygun olup, HMK'nun 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; İstanbul 1....

Yargıtay’ca incelenmesi istenen kıymet takdiri ve satış ilanı tebliğ işlemine ilişkin şikayet hakkında verilecek kararlar bu maddede tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan, kıymet takdiri ve satış ilanı tebliğ işlemine yönelik şikayet yönünden temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Borçlu vekilinin temyiz dilekçesinin alacaklı vekiline 10.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin 13.06.2014 tarihli temyiz dilekçesi ile aynı gün temyiz harcını yatırarak katılma yoluyla mahkeme kararını temyiz etmesi üzerine, mahkemece 13/06/2014 tarih ve 2014/115 – 2014/239 sayılı ek kararla "Davalı vekili 13/06/2014 tarihli dilekçesinde; mahkememiz tarafından verilen 03/04/2014 tarih, 2014/115 Esas ve 2014/239 karar sayılı ilamın temyizen bozulmasını talep etmiş ise de; kararın davalı vekiline 03/04/2014 tarihinde tefhim edildiği, tefhimden itibaren yasal 10 günlük süre geçtikten sonra temyiz dilekçesinin ibraz edildiği...

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169/a. maddesi uyarınca yetki itirazı, borca itiraz ve İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, davacı borçlu şikayet konusu işlemi 10/09/2021 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve mahkemece düzeltilmesine karar verilen ödeme emri tebliğ tarihine göre, yetki itirazı yasal süresindedir. HMK'nın 355. maddesinde "inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir" düzenlemesine yer verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Bursa 1. İcra Müdürlüğü'nün 2020/1920 esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ şikayeti, senedin kambiyo vasfına şikayet ile yetkiye, borca itiraza ilişkindir. Somut olayda, dosya arasındaki ticaret sicil kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davacıya ödeme emri tebliğ edilen adresin Sütçüoğlu Süt ve Süt Ürünleri Limited Şirketi'nin ticaret sicilde kayıtlı resmi adresi olduğu, davacının 20/09/2019 tarihinden itibaren bu şirkette dışarıdan atanan müdür olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Şu hale göre, borçlunun dışarıdan müdür olduğu şirket adresinin borçluya ait işyeri adresi olduğu hakkında kuşku ve duraksama bulunmamaktadır. Bu adres, tüzel kişiye ait olmakla beraber, tebligatın muhatabı (tüzel kişi olmayıp) gerçek kişi olduğundan tüzel kişilere tebligatı düzenleyen Tebligat Kanununun 12. ve 13. maddelerinin uygulanması da sözkonusu değildir....

    Davacı tarafça davalı olarak gösterilen diğer borçlulara tebligat yapılmadan karar verildiği iddia edilmiş ise de açıklandığı üzere borçlu tarafından şikayet yoluna başvurulması halinde karşı taraf alacaklı ve ihale alıcısı olup, Ziraat Bankasına yapılan tebliğ ile yargılama yapılmış ve sonlandırılmış, gerekçeli karar da Banka'ya tebliğ edildiğinden davacının bu yöndeki iddiaları yerinde görülmemiştir. İlgililere satış ilanı tebliğ edilmediği veya usulsüz tebliğ edildiği iddiasının da ancak ilgilisi tarafından ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülebileceği; davacıyı kıymet takdirine itiraz davasında temsil eden vekiline satış ilanının 10.08.2021 tarihinde e-tebliğ yolu ile usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmakla davacının bu yöndeki şikayet ve istinaf sebepleri yerinde değildir. Ancak; Davacı tarafça İstanbul 10....

    UYAP Entegrasyonu