WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

lu dosya ile davalı hakkında yasal işlemleri başlattığını, müvekkilinin bu süreçte mağdur edildiği ve telafisi imkansız zararların doğduğunu, bu aşamadan sonra da doğmaya devam edeceği ortada olduğunu, müvekkil aleyhine başlatılan haksız ve kötü niyetli takibe ilişkin alacağın %20'sinden az olmamak koşulu ile "kötü niyet tazminatına" hükmedilmesine ve müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; İİK'nun 168/3. maddesi gereğince; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfına haiz değilse ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesine şikayet edilmesi zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir....

Davacılar, muris Hava Karadeniz'in okuma yazması olmadığı ve ileri düzeyde alzheimer hastası olduğu, murise yapılan örnek no:7 ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası ile eldeki başvuruyu yapmıştır. Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlu murisin itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır. Dolayısı ile murise yapılan tebliğin usulsüz olduğu hallerde, ödeme emri tebliğ işlemi ile takip dosyasının, muris ve mirasçılar tarafından önceden öğrenildiğine dair dosyada delil bulunmayan hallere asıl borçlu murisin, kendisine yapılan ve usulsüz olduğu iddia edilen ödeme emri tebliği ile ilgili yasal süresi içerisinde şikayette bulunmadığı kabul edilemeyeceğine göre, mirasçıların da öğrenme tarihinden itibaren tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunma hakkı vardır (Yargıtay 12....

Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekir. Davacı tarafından ıttıla tarihi bildirilmemiş olup, icra dosyasında borçlunun usulsüz tebliği dava tarihinden önce öğrendiğine dair bilgi, belge de bulunmadığı, icra dosyasında usulsüz tebliği ileri sürenin şikayetçi borçlu olmadığı da gözetildiğinde, şikayet tarihi olarak düzeltilmesi gerekirken, tebliğin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetle ilgili olarak " ödeme emrinin tebliğ işleminde usulsüzlük bulunmadığı, tebligatın usulüne uygun olarak ikmal edildiği" yönündeki yetersiz gerekçe ile ve yine şikayet dilekçesinde usulsüz yapılan tebliğin şikayet konusu yapılmış olmasına rağmen hacizlerin fekki ile ilgili olarak husumetin bulunmadığı şeklindeki talep ve dosya kapsamı ile uymayan gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir....

Maddesinde açıkça kambiyo senedindeki davacıya imzaya ve borca itiraz ettiği belirlenmiştir. İlk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin kabul edilerek tespit edilen ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü imza ve borca itirazın süresinde olduğu ve ayrıca hacizlerin kaldırılması isteminde bulunulmuştur. O halde mahkemece davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü sair itirazların esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

adına çıkarılan birinci haciz ihbarnamesinde 3. kişinin adresinin, borçlunun adresinin ve vergi kimlik numarasının, alacağın faiz ve giderlerinin, haczin neye ilişkin olduğunun belirtilmediği, ikinci haciz ihbarnamesinde; birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin, 3. kişinin adresinin, borçlunun adresinin ve vergi kimlik numarasının, alacağın faiz ve giderlerinin ayrı ayrı, haczin neye ilişkin olduğunun belirtilmediği, üçüncü haciz ihbarnamesinde; ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin, borçlunun adresinin ve vergi kimlik numarasının, alacağın faiz ve giderlerinin ayrı ayrı, haczin neye ilişkin olduğunun belirtilmediği gibi birinci ve ikinci haciz ihbarnamesiyle rakamların uyuşmadığı, icra müdürlüğünce İİK.nun 89. maddesi uyarınca düzenlenen 89/1, 89/2 ve 89/3. haciz ihbarnamelerinin İcra İflas Kanunu Yönetmeliğinde öngörülen şekil ve içerikte düzenlenmediği ve iptalinin gerektiği gerekçesiyle davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, davacının haciz ihbarnamelerine...

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet ve icra müdürlüğünce davacının usulsüz tebliğ iddiası ile takibin durdurulması ve hacizlerin fekki talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü kararını şikayete ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde borçlunun icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet yolu ile başvurusuna ilişkin bulunduğuna mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek karar verildiğine göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (12.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda; dava dilekçesinde açıkça ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet bulunmadığı, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin de İİK'nın 16. maddesine göre 7 günlük hak düşürücü süreye tabi olduğu, mahkemece re'sen dikkate alınamayacağı, bu durumda ödeme emrinin davacı/borçlu T1'e 15/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz süresinin son gününün 20/05/2019 tarihi olduğu, davacı T1'in ise hak düşürücü süre geçtikten sonra 22/05/2019 tarihinde imzaya ve borca itirazı ile birlikte senet vasfına yönelik şikayette bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece istemin süre aşımından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı/borçlu T3 Ltd. Şti. yönünden istinaf dilekçesinin reddine, davacı/borçlu T1'in istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    nedeniyle haberdar olduklarını beyan etmesi karşısında davacı borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08/08/2018 tarihi olarak tespitine karar vermek gerekmiştir. davacının usulsüz tebligatla birlikte kambiyo takibine yönelik şikayette bulunduğu, usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihi itibariyle kambiyo şikayetinin süresinde olduğu, anlaşılmıştır....

    Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı borçlu hakkında davalı alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte davacı tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, takipten 20.07.2020 tarihinde haberdar olunduğunu, ödeme emri ile dayanak senedin tebliğ edilmediğini, senedin icra kasasına alınmadığını, bononun vade ve tanzim yerini ihtiva etmediğini, bononun nakden malen olup olmadığının belli olmadığını, ciro silsilesinin bozuk olduğunu beyan ederek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, tebliğ evrakında dayanak senedin gönderilmemiş olması sebebi ile, gerekçede ödeme emrinin iptaline karar verildiği belirtilmiş iken, gerekçeyle çelişki yaratacak şekilde takibin iptaline karar verildiği, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddia olunmuş ise de; davacının Çamlıdere Mahallesi......

    UYAP Entegrasyonu