İcra Müdürlüğünün 2019/34639 esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra yolu ile başlatılan takipte ödeme emrinin müvekkilinin tebliğ tarihinde merniste kayıtlı olan adresine gönderilmemesi nedeniyle tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilinin takipten haberdar olmadığını, bu nedenle 11/11/2019 tarihinde takibe itiraz ettiğini beyanla, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin iptalini talep etmiştir....
de usulsüz olduğu ifade edilmiş ise de bilirkişi raporunun benzer şerh ile ... imzasına tebliğ edildiği ve Nüfus Müdürlüğü kayıtlarından ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı borçlunun 29/12/2021 tarihi itibariyle takipten haberdar olmasına rağmen usulsüz tebliğ şikayetini ise 18/04/2022 tarihinde yaptığı, İİK.nun 16/1. maddesinde belirtilen 7 günlük süre dolduktan sonra usulsüz tebliğ şikayetinde bulunulduğu ve borca ve ferilerine itirazını icra dairesine yapması gerektiği anlaşıldığından usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrar ederek, takibin 29/12/2021 tarihinde öğrenildiğinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
yaptığını belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile borca itirazının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesi gereğince müvekkili şirkete mümessil tayin edilmesi ve tebliğin ona yapılması gerektiğini, alacaklı görünenin müvekkili şirket yetkilisi Mustafa Gülbeyaz'ın gelini olup şirket yetkilisi kayınpederinin cezaevinde olduğunu ve şirketin organsız kaldığını bildiğini beyanla, davanın öncelikle usulsüz tebligat şikayeti olarak kabulü ile takipten haberdar olunan 03/02/2021 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabulü ile takibe süresinde itiraz edildiğinden takibin durdurulmasına, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde müvekkili şirket yetkilisinin tebliğ tarihinde cezaevinde bulunması sebebi ile gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunun ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği iddiasına dayanan usulsüz tebligat şikayeti olduğu, bu konudaki şikayetin ve dolayısıyla tebliğ işleminin usulüne uygun olarak yapılmadığını her türlü delil ile ispatı mümkün olduğundan, borçlunun şikayetine ilişkin alacaklı yönünden taraf teşkilinin sağlanılması, tarafların şikayet konusunda gösterecekleri deliller toplanılarak ve değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Bunun yanında HMK 33. maddesi uyarınca yapılan nitelendirmede davacı - borçlunun takip dosyasından çıkartılan ve bila ikmal dönen tebliğ işlemi ile TK 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürmesine rağmen ilk derece mahkemesince hatalı nitelendirmede bulunularak sadece ilk çıkartılan tebligatın usulsüzlüğünün ileri sürüldüğünün belirtmesi de isabetli değildir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde ödeme emri tebliğine ilişkin usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 7201 sayılı Tebligat Kanunu 32, 21/2. maddeleri. 3. Değerlendirme Somut olayda şikayetçi borçluya ödeme emri tebliğinin ''adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup tebliğ adresinin kapalı olması nedeniyle Tebligat Kanunu 21/2 gereği tebliğ evrakı ... mah....
İİK'nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun’un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Bu süre haczin öğrenildiği tarihten başlar. Borçluya hacze ilişkin tebligat yapılmamış veya usule uygun yapılmamış ise borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 29/05/2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, borçlunun usulsüz tebliğ edildiğini iddia ettiği 103 davetiyesinin 15/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; öncelikle asıl dosyada davacı tarafın ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiği şikayeti bakımından yapılan incelemede; davacıya çıkarılan ilk tebligatın iade gelmesi üzerine davacının adresinin yurt dışı adresi olması nedeniyle alacaklı vekili tarafından 11/12/2018 tarihli dilekçe ile Tebligat Kanun'un 25. maddesine göre davacıya tebligat yapılmasının talep edildiği, icra müdürlüğü tarafından 17/01/2019 tarihinde ödeme emrinin tebliği için Lyon Başkonsolosluğu'na TK 25/a maddesi uyarınca yazı yazıldığı, Lyon Başkonsolosluğu tarafından 26/04/2019 tarihinde yazı ile ilgili tebligatın "mahalli posta idaresince adresi doğru olduğu halde ilgilisi tarafından teslim alınmadı" şerhi ile yasal bekleme süresi bitiminde (30 gün) Başkonsolosluklarına iade edildiği şeklinde cevap verildiği, Tebligat Kanun'un 25/a maddesinde "Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu...
in temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibine karşı borçlunun, diğer itirazları yanında ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa, muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” düzenlemesi mevcuttur. Şikayetçi ...'e çıkarılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, muhatabın dışarı gittiğinden bahisle aynı konutta daimi ikamet eden ve ehil olan takibin diğer borçlusu ... imzasına tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlu ...'e yapılan tebliğ işlemi hasma tebliğ yasağı kapsamında 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olup usulsüzdür. O halde, mahkemece, şikayetçi ...'...