Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı taraf kendisine yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmeyip ilgililere yapılan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürmüştür. Oysa satış ilanı kendisine tebliğ edilmeyen her ilgilinin usulsüz tebliğden haberdar olduğu tarihten itibaren yasal süresi içerisinde ihalenin feshini isteme hakkı mevcut olup bu husus ancak ilgilisi tarafından açılacak davada ileri sürülebilir. Borçlunun kendisi dışındaki ilgililere tebliğin usulsüz yapıldığından bahisle ihalenin feshini istemeye hakkı yoktur. Davacı kendisine yapılan satış ilanının tebliği üzerine ihale öncesinde usulsüz yapıldığını iddia ettiği satışa hazırlık işlemlerini İİK.nun 16. Maddesi uyarınca şikayet yoluyla icra mahkemesine getirmesi zorunludur. Satış ilanı tebliği üzerine satış kararının kesinleşmesiyle ihale öncesinde yapıldığı iddia olunan usulsüz işlemlere dayanılarak ihalenin feshi istenemez....

Sok No:38/a Daire: 2 Sancaktepe/... adresine çıkartılan ödeme emrinin tebligat üzerindeki sokak ve numaralar karalanmak suretiyle No:9/2 yazılarak adreste muhatabın işte olduğundan bahisle komşusu... beyanı ile 23.05.2016 tarihinde muhtara tebliğ edildiği, takibin kesinleştirildiği, takip dosyasında borçluya 103 davetiyesi tebliğinin aynı adreste muhatap evrakı almaktan imtina etti, evrak ilgili mahalle muhtarına imzası karşılığında bırakıldı iki nolu haber kağıdı muhatabın masasına bırakıldı 29.07.2016 meşruhatı ile tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde bildirdiği adresinde aynı adres olduğu, tebligatlar üzerinde mühür ve imzaların tamam olduğu tebligatların usulüne uygun olduğu, borçlunun bilinen adresine tebliğ yapıldığı, dolayısıyla usulsüz tebliğ şikayetinin dayanaksız olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin kabulü ile kararının ortadan kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

    Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Şartname ve satış ilanında KDV'nin hatalı gösterilmesi satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olup, satış ilanı usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde süresinde şikayete konu edilmeyen satış öncesi işlemler kesinleştiğinden bu yöne ilişkin olarak ihalenin feshi talebinde bulunulamaz .Bu nedenle davacı borçlunun istinaf sebepleri yerinde değildir....

    Borçlunun 16.08.2016 tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işlemine ilişkin usulsüzlük iddiasını ileri sürmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, başkaca fesih nedeni de bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesi'nce 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir. ... Öte yandan, kabule göre de; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ işlemi, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğden haberdar olmuş ise, tebliğ işlemi geçersiz olmayıp muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir. Bu nedenle borçluya satış ilanı tebliği usulsüz olsa bile, borçlu satış gününden makul süre önce satışı öğrenmiş ise, öğrendiği tarih, kendisine satış ilanı tebliğ edilen tarih kabul edilmelidir....

      Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçluya 18/11/2014 tarihinde ödeme emri ve 15/10/2018 tarihinde yenileme emri tebliğ edilmiş, borçlu vekili icra müdürlüğüne 12/11/2018 tarihinde borca itiraz dilekçesi vermiş, icra müdürlüğünün 20/11/2018 tarihli kararı ile itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, 10/12/2018 tarihinde yapılan şikayet ile usulsüz yapılan tebligat nedeni ile icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın kabulüne karar verilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

      Somut olayda borçlunun, şikayet dilekçesinde kendisine yapılan satış ilânı tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönünde bir iddiasının mevcut olmadığı görülmektedir. Bu durumda muhatabı tarafından şikayet konusu yapılmadığı halde borçluya satış ilanının tebliğ edilmediği hususu re'sen gözönüne alınarak ihale feshedilemez. Mahkemece, borçlunun ileri sürdüğü diğer fesih sebeplerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı ve ihale alıcısının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        başlattığı dönemde sürekli hastanede olması ve itiraz hakkının olmaması nedeni ile gecikmiş itirazın kabul edilmesini, takipte borçlunun yerleşim yeri Konya İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, alacaklıya borcu bulunmadığını, takibe dayanak sözleşmede yazılı taşınmazın alacaklıya devredildiğini, dayanak sözleşmedeki imzanın murise ait olmadığını belirterek tebliğ tarihinin 12/10/2020 olarak düzeltilmesini yetkiye borca ve imzaya itirazının kabulü ile hacizlerin kaldırılmasını aksi halde gecikmiş itirazın kabulünü istemiştir....

        İcra Müdürlüğünün 2021/6573 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin müvekkiline tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, bu ihbarnameleri öğrenme tarihinin 20/09/2021 olarak kabulü gerektiğini, 89/1 haciz ihbarnamesinin şirket yetkilisinin adreste olup olmadığı, nereye gittiği tevsik edilmeden ve tebliğ almaya yetkili kişiler bakımından sıraya uyulmadan tebliğ edildiğini, bu tebliğ işleminin T.K'nun 12 ve 13. maddelerine uygun olmadığını, bu usulsüz tebligat nedeni ile yok hükmünde olan ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ işleminde ise haber verilen komşunun isminin belirtilmediğini, bilgi sahibinin isim ve imzadan imtina etmesi nedeni ile gerekli araştırmanın yapılmadığını bildirerek, 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihlerinin öğrenme tarihi olan 20/09/2021 tarihi olarak tespitine karar verilmesini istemiştir....

        Dava; usulsüz tebliğ ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet davası olup, verilen kararda kamu düzenine aykırılık da görülmemiştir. Bu nedenle, başvurunun HMK''nın 355. maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        ise haberdar olmadığını, müvekkilinin haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihinde Tokat ilinde ikamet etmediğini, kendisine yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu beyanla müvekkiline yapılan tebligatların tamamının ve öncelikle 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine, devamında gönderilen 89/2 ve 3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu