talep etmiş, mahkemece; borçlu tarafından, 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz tebliğ edildiğine dair ayrı bir şikayet davası açıldığı ve tebliğ tarihinin düzeltildiği iddia ve ispat olunmadığından bahisle 103 davet kağıdı tebliğ tarihine göre şikayetin süreden reddine karar verilmiştir....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraflar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, ... .... ... Müdürlüğünün 2015/7892 Esas sayılı takip dosyasında hazırlanan ....09.2015 tarihli sıra cetvelinde şikayet olunanın takibinin usulsüz ödeme emri tebliği ile kesinleştirilmiş olması sebebiyle cetvelde .... sırada yer alan şikayet olunan haczinin geçersiz olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini, şikayet olunan takibindeki ödeme emrine ilişkin tebligatın iptalini ve hacizlerinin kaldırılmasını talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....
ŞİKAYET OLUNAN : Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet dışı borçlu şirket hakkında yaptıkları icra takibi kapsamında borçluya ait aracın satılarak paraya çevrilmesinden sonra şikayet olunanın Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün takip dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde alacaklı-şikayet olunan şirkete birinci sırada yer verildiğini, söz konusu takipten önce şikayet dışı borçlu limited şirket müdürünün ölmesi nedeni ile ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun yapılmadığını, usulsüz tebligat işlemine dayanılarak yapılan haciz işleminin geçersiz olduğunu ve karşı tarafın haciz isteme yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin düzeltilmesini talep etmiştir....
aykırı olduğunu, esasen müvekkilinin borcu bulunmadığı gibi temerrüt gerçekleşmediğinden faiz talep edilemeyeceğini, ödeme emrinin takip talebi içeriğine uygun düzenlenmediğini, alacak nedeni olarak kiraya dayanılmış ise de, hangi yıl ve aylar kira alacağı olduğunun belirtilmediğini, alacağın belirsiz olduğunu, bu husustaki şikayetin süreye tabi olmadığını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile borca, faiz ve ferilere itirazlarının kabulü ile takibin ve ödeme emrinin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına, borçlu olunmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlunun, kendisine gönderilen icra emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 09.5.2012 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 24.02.2012 tarihinin bildirilmiş olduğu gözetildiğinde, 09.5.2012 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken, şikayetin esası incelenerek kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tebliğ işlemini gerçekleştiren posta dağıtım görevlisinin tanık olarak dinlendiği ve beyanında borçlunun adresi yerine ... Gıda Ltd. Şti. adresinde tebligat yaptığını, firmaların aynı olduğunu düşünerek bu şekilde dağıtım yaptığını belirttiği, bu durumda anılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu, ancak borçlu vekili 16.09.2020 tarihli şikayet dilekçesinde her ne kadar tebliğ tarihinin 17.09.2021 olarak düzeltilmesini talep etmiş ise de şikayet dilekçesi içeriği ve şikayet tarihi dikkate alındığında mahkemece tebliğ tarihinin 16.09.2020 olarak düzeltilmesi gerektiği belirtilerek alacaklı vekilinin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, şikayetin kısmen kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 16.09.2020 olarak düzeltilmesine, itirazın icra müdürlüğünce değerlendirilmesine ve takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258, 1991/344 Esas ve Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi, karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih, 1967/172- 107 Esas ve Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile TK'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar vermiştir....
Bilindiği üzere, İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde takibe itiraz edememesi durumunda başvurulacak bir yoldur. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış olup, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurulur. Böyle bir durumda, mahkemece yapılacak iş, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının incelenmesi ve tebligatın usulsüz olduğunun saptanması halinde de aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesinden ibarettir. Öte yandan, hakim, borçlunun dilekçesinde beyan ettiği maddi vakıalarla bağlı olup, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime aittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun 08/04/2014 havale tarihli şikayet dilekçesi ile 28/03/2014 günü yapılan ödeme emrine ilişkin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03/04/2014 olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece ödeme emri tebliğ tarihinin 03.04.2014 olarak düzeltilmesine, borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Davacı, taşınmazın nitelikleri ve özelliklerinin hatalı gösterildiği, bu durumun kıymet takdirine de etki ettiği, bu nedenle yeniden keşif yapılıp rapor alınması gerektiğini fesih ve istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de; satışa hazırlık işlemlerine yönelik olarak süresinde şikayet yoluna başvurulmaması halinde, bu hususların ihalenin feshi davasında incelenmesinin mümkün olmadığı, davacıya yukarıda açıklandığı üzere satış ilanının usulüne uygun olarak TK'nın 35. maddesine göre tebliğ edildiği, davacının kendisi bakımından kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğine yönelik bir şikayet ve istinaf nedeni olmadığı gözetildiğinde, kıymet takdiri raporu tebliği ve her halükarda satış ilanı tebliği üzerine süresinde şikayet ve itiraz yoluna başvurulmayan bu hususların ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkün değildir....