İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, icra dosyasında davacı borçluya ödeme emrinin 10.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği bu davanın ise 20.03.2019 tarihinde açıldığı bu hali ile davanın yasal süresinde açılmadığının anlaşıldığı ancak usulsüz tebliğ şikayetinin mevcut olması karşısında davacının takipten haberdar olduğu tarihi belirtmesi karşısında ıttıla tarihinin belirlenmesinin mümkün olabileceği, bu hususun davacı tarafından dava dilekçesinde ya da yargılamanın devamında hiçbir şekilde dile getirilmediği mahkemece bu hususta re'sen araştırma yapma gibi bir durumun söz konusu olmadığı, takibe konu çekin keşide yerinin ... olması karşısında yetki itirazınında geçerli olmadığı ancak öncelikle mahkemenin dikkate aldığı hususun davacının usulsüz tebliğ şikayetinde bulunur iken ıttıla tarihini belirtmemiş olduğunun anlaşıldığı, iddialarını ispat edemeyen ve hukuki dayanağını dile getirmeyen davacının davasının reddine karar verilmiştir...
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu kabul edildiğine göre, öncelikle ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekirken, bu yönde bir hüküm kurulmaması doğru değildir. Öte yandan takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmediği hususu, ancak borçlunun bu konuyu yasal sürede şikayet nedeni yapması halinde incelenebileceğinden mahkemece re'sen nazara alınamaz. Bu nedenle mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi yerine ödeme emrinin iptaline karar verilmesi isabetsiz ise de, aleyhe bozma yasağı nedeniyle bu usulsüzlükler bozma nedeni yapılamamıştır. Ancak mahkemece ödeme emri iptal edildiğine göre, imzaya itirazın esasının incelenmesi ve esası hakkında hüküm tesisi doğru olmadığından kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; bila tebliğ iade edilen ödeme emri tebligatının, borçlu şirketin adresten taşındığı tespiti yönünden usulsüz olduğunu, zira şirket sahiplerinin tebliğ tarihinde yurtdışında olup şirketin adresten taşınmadığını, ayrıca tebligat mazbatasında şirketin nereye taşındığına ilişkin bir tespitin de yer almadığını, mazbatada yazılı komşunun kim olduğunun anlaşılamadığını, bila tebliğ iade edilen tebligat üzerine TK'nın 35. maddesi gereğince yapılan tebligatın da, tebliğin bu madde gereğince yapılacağına ilişkin meşruhatı içermemesi ve mavi renkli zarf ile gönderilmemesi nedenleri ile usulsüz olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 29.01.2020 olarak kabulünü talep etmiştir. II....
Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının 26/08/2016 tarihinde "muhatabın adresi kapalı olup evrak mahalle muhtarına soruldu, kaydı vardır, muhatabı sorulacak komşu bulunamadı, iade" şerhi ile iade edilmesi üzerine 05/09/2017 tarihinde "gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adres olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle TK'nun 21/2 maddesi gereğince tebliğ evrakı Yalı Mahallesi Muhtarına 05/09/2017 tarihinde teslim edilmiştir. 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır." açıklaması ile tebliğ edildiği, tebligat parçası üzerinde tebligat çıkartılan adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğunun belirtildiği ancak tebliğ imkansızlığı durumunda tebliğin TK'nun 21/2 maddesine göre bu adresine yapılmasına dair tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından yazılmış bir ihtarın bulunmadığı, yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu, 7201 sayılı TK'nun 32. maddesi uyarınca borçlu tarafından öğrenme tarihi olarak bildirilen 30/09/2021 tarihinin tebliğ...
na 11.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetki itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 19.12.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre yetki itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
ülkesinin Nakala şehrinde bulunduğunu, Bu durumda diğer borçlu Fatma Ünal'ın sehven tebligatı aldığını ve daha sonra diğer davalının yurt dışında bulunduğu için kanun nezdindeki haklarının zarara uğramaması amacıyla 03.06.2022 tarihinde tebligatın iadesi için yazılı olarak başvurduğunu, 03.06.2022 tarihinde Gaziantep İcra Dairesi tarafından hazırlanan tensip zaptında alınan karar gereğince " Borçlu T1'ın yurt dışında olduğuna dair beyanı alınmakla, alacaklı vekilinin talebi olması durumunda yurt dışına tebligat işlemlerinin yapılacağı" yönünde karar verildiğini, Davacı/Şikayet Eden T1 tarafından, Sözleşme sebebine dayanan borca istinaden borçlu T1 aleyhine Gaziantep İcra dairesinin 2022/55408 Esas sayılı dosya ile ilamsız takip başlatıldığını, Şikayet konusu 2022/55408 Esas sayılı icra dosyasında ödeme emrinin şikayet eden müvekkili ile diğer borçlu Fatma Ünal'a ortak ikametgahlarında ve şikayet eden T1'ın yokluğunda diğer borçlu Fatma ÜNAL'a tebliğ edildiğini, Ancak Diğer borçlu...
TK. 32. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu tebliğ alan kişi tarafından ileri sürüldüğünde ve mahkemece de bu usulsüzlük kabul edildiğinde yapılan tebligatın usulsüzlüğü ile birlikte öğrenme tarihinin, öğrenme tarihi tespit edilemiyorsa bildirdiği veya şikayet tarihi öğrenme tarihi kabul edilerek mahkemece bu tarihin tebliğ tarihi olduğunun tespitine karar verilir. Somut olayda şikayetçi birinci gönderilen haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük ileri sürmemiştir. Şikayet, kendisine gönderilen 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkindir. Birinci haciz ihbarnamesi usule uygun olduğundan 2. haciz ihbarnamesinin gönderilmesi doğrudur....
Somut olayda, borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebligatının incelenmesinde; tebligatın borçlunun işyeri adresine çıkartıldığı ve 13.12.2014 tarihinde aynı adreste "... imzasına” tebliğ edildiği görülmüştür. İşyeri adresine çıkartılan tebligat bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre yapılmış ise de, tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışana yapılmış olduğundan tebligat, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür. Bu durumda, mahkemece, şikayetin Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine aykırılık nedeni ile kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsiz ise de, sonuçta şikayet kabul edilmiş olmakla, gerekçedeki yanılgılı değerlendirme bozma nedeni yapılmamış, sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....
Borçlu tarafça ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ileri sürülmüştür. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, şikayetçi borçlu şikayet konusu işlemi 17/05/2019 tarihinde öğrendiğini bildirmiş, dava 21/05/2019 tarihinde açılmış olup, süresindedir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan ihalenin usul ve yasaya uygun olduğunu, tüm tebligatların usulüne uygun tebliğ edildiğini beyan ederek davanın reddi ile ihale bedelinin %10 oranında para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Eldeki davada icra dosyası getirtilerek yapılan incelemede şikayet edene satış ilanının doğrudan TK 21/2 gereğince tebliğ edildiği tebligat mazbatasından anlaşılmış bunun haricinde, önce bilinen en son adrese tebligat çıkarıldığına ilişkin tebliğ mazbatasının dosyada yer almadığı görülmüştür. Bu haliyle doğrudan TK 21/2 gereğince çıkarılan davetiyenin usulsüz olduğu açıktır. Satış ilanın usulsüz tebliğ edilmiş olması başlı başına ihalenin feshi nedeni olmakla birlikte şikayetin kabulü ile Pazar İcra Müdürlüğünün 2018/83 talimat sayılı dosyasında 02/02/2021 tarihli ihalenin feshine" dair karar verildiği anlaşılmıştır....