Borçlu ihalenin feshi nedeni olarak, satış ilanının usulüne uygun olmadığını ve satış ilanının kendisine usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüştür. İİK'nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de, icra müdürlüğünce satış ilanın borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, satış ilanın tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir. İcra müdürlüğünün 24/03/2014 tarihli satış kararının 4. bendinde “yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgilere tebliğine” şeklinde karar verilmiş olup; tebligat yapılamaması halinde satışın yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda satış kararının talimatta belirtilen ve taraflardan olan borçluya usulüne uygun olarak ihaleden makul bir süre önce tebliği zorunludur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yürütülen icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi, yetki itirazı, İİK'nun 45. maddesine aykırı takip başlatıldığı iddiası ile takibin iptali taleplerine dayanmaktadır. Tokat 3. İcra Müdürlüğünün 2020/5398 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının davalı şirket, borçlusunun T1 olduğu, 87.500,00 TL Miktarlı 11/10/2017 tanzim, 15/12/2018 vade tarihli, 87.500,00 TL miktarlı, 11/10/2017 tanzim, 15/09/2018 vade tarihli ve 87.500,00 TL miktarlı 11/10/2017 tanzim, 15/03/2019 vade tarihli kambiyo senetleri ve işlemiş faizlerine istinaden toplam 336.390,16 TL alacak için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 13/08/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, takip dosyasının halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Tokat 3....
DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Maçka İcra Müdürlüğünün 2022/299 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen ilamsız icra takibi uyarınca müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebligatı öğrenme tarihinin 16.11.2022 olarak düzeltilmesine, icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıya gönderilen ödeme emri tebligatının usule uygun şekilde tebliğ edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması İİK. nun 16.maddesine dayalı "şikayet" olup, aynı maddenin 1.fıkrası gereğince şikayetin, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerekir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra emri tebliğinin usulsüz olduğunu, müvekkilin kısa -uzun süreli ayrılıp ayrılmadığının yazılmadığını, komşu isminin yazılı olmadığını, ihbarnamenin kapıya yapıştırılmadığını, usulsüz tebliğ nedeni ile kesinleşmeyen icra dosyasında gönderilen 103 davetiyesinin de hukuki sonuç doğurmayacağını, bu nedenle 103 davetiye tebliğinin ödeme emri tebliği sayılamayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, itirazın reddi kararının kaldırılarak itirazın süresinde olduğunun tespiti ile takibin durdurulmasını talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; ''Mahkememizce yapılan değerlendirmelere göre; davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar tebligatın müvekkilinin bilinen son adresinde yapılmaması ve ayrıca tebliğ mazbatasında "daimi çalışan" olarak belirtilen şahsın müvekkilinin adresinde daimi çalışan olmadığı gibi müvekkilinin belirtilen şahsı tanımadığını, müvekkilinin icra dosyasından 22.12.2022 Tarihinde haricen haberdar olduğunu beyan etmiş ise de UYAP üzerinden yapılan incelemede borçlunun vatandaş portal üzerinden ödeme emri tebliğ evrakını ilk kez 14.01.2022 tarihinde olmak üzere birçok kere okuduğu, bu durumda borçlunun usulsüz tebligatı öğrenme tarihi dikkate alındığında tebligat usulsüzlüğü yönündeki şikayet ile borca itirazın yasal sürede yapılmadığı anlaşıldığından davanın süreden reddine'' karar verildiği görülmüştür....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet ve icra müdürlüğünce davacının usulsüz tebliğ iddiası ile takibin durdurulması ve hacizlerin fekki talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü kararını şikayete ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
takibini 01/07/2022 tarihinde öğrendiğini belirterek, takip dosyasındaki 28/02/2022 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile, TK'nın 32. maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğ tarihinin müvekkilin usulsüzlüğü ve ödeme emrini öğrendiği tarih olan 01/07/2022 tarihi olduğuna karar verilmesini istemiştir....
Şikayetçi-Borçlu taraf 02.10.2017 tarihli memurluk işleminin kaldırılması talebiyle şikayet yoluna gelmiş ise de; İlamsız takipte kendisine ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığını iddia eden tarafın öğrenme tarihi olarak beyan etttiği tarihten itibaren ödeme emrinde gösterilen itiraz süresinde itirazlarını İcra Müdürlüğüne bildirmesi ve aynı süre içinde İcra Hukuk Mahkemesinde usulsüz tebligata ilişkin şikayetini ileri sürmesi gerekli ve yeterlidir. "Usulüne aykırı tebliğin hükmü başlığını taşıyan Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi kabul edilir. Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, Usulsüz tebligatı muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunmak hakkı ise tebligatın muhatabına aittir....
Buna göre borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebliği, ticaret sicilinde kayıtlı adresine yapılmadığına göre, tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine ve aynı kanunun 21.maddesi ile tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle uygulanması gerekli olan Tebligat Tüzüğünün 28.maddesine aykırı olmakla usulsüzdür. o halde mahkemece tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile borçlunun usulsüz tebliği daha önce öğrendiği yazılı belge ile ispatlanamadığından Tebligat Kanunu 32. maddesi gereğince usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği 21.10.2011 tarihinin tebliğ tarihi olduğuna karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....