WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayetçi vekili şikayet dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde ;"İcra dosyası incelendiğinden satış ilanının Tebligat Kanunun 21. Maddesine göre muhtara yapıldığı görülmektedir. Belirtilen tebligat usulsüzdür....

yapılması gerekmesine karşın, yokluğunda hüküm kurulan sanığın yakalama ile alınan savunmasında bildirdiği son adresine çıkartılan tebligatın iadesi üzerine, aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmış ise de, bu adrese daha önce usulüne uygun herhangi bir tebligat yapılmamış olması nedeni ile tebligat işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla, Tebligat Kanununun 32/2. maddesi gereğince usulsüz tebliğ halinde, muhatabın hükmü öğrendiğini beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği ve bu nedenle sanığın öğrenme üzerine verdiği 10.12.2020 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede; 5271 sayılı CMK'nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Borçluya yapılan bu tebligat, (şeklen) Tebligat Kanunu'nun 16. ve 20. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesi uyarınca usulüne uygundur. Ancak Kolluk araştırmasına göre kendisine tebligat yapılan Yusuf Karapıçak'ın tebliğ yapılan tarihte muhatap ile aynı adreste oturmadığı tespit edilmiştir. Bu bakımdan ödeme emrinin muhataba tebliği usulsüzdür. Ancak her ne kadar ödeme emrinin tebliği bu haliyle usulsüz olsa da davacı borçluya 04.11.2019 tarihinde103 davetiyesi tebliğ edilmiştir ve dava dilekçesinde 103 davetiyesine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin bulunmamaktadır. Bu husus Samsun BAM. 4.HD nin 2020/698 E, 2020/750 k s.lı kaldırma ilamı ile de tespit edilmiştir. Bu durumda borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiye tebliği ile haberdar olduğu kabul edilir. (İstanbul BAM 21.HD. E.: 2021/113 , K: 2021/1727 Karar; İzmir Bam 8....

    (Yargıtay HGK'nın 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) İnceleme konusu olayda, davacı vekilinin 31/10/2019 tarihinde yaptığı borca itiraz ve 2019/151 Esas sayılı dosyasına aynı tarihte açtığı dava ile usulsüz tebligattan haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin bu tarihten itibaren 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığı anlaşılmakla, kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. Her nekadar davacı borçlu vekili İzmir 12. İTM'nin 2019/151 Esas, 2019/48 Karar sayılı dosyası ile usulsüz ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış ve karar 03/12/2019 tarihinde kesinleşmiş ise de, adı geçen kararda esasa yönelik bir karar verilmediği anlaşıldığından, bu dava için kesin hüküm oluşturmaz....

    Maddesi uyarınca yapıldığı, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 31. maddelerindeki koşulların araştırılması gerekir ve TK 21/1. Madde uyarınca tebligat yapılması halinde tebliğ memurunun tebliğ evrakını tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerekir eldeki tebliğ mazbatalarının incelenmesinde bu şekilde usulünce bir kayıt olmadığı görülmektedir dolayısıyla İİK'nın 89/1,89/2 ve 89/3 hükümleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri tebliğlerinin usulsüz olduğu anlaşılmakla Tebligat Kanunun 32....

    a yapılan gerekçeli karar tebliğine ilişkin tebligat parçasına dosya arasında rastlanamadığından, adı geçen davalıya yapılan tebligat parçasının dosya arasına alınması, tebligatın usulsüz olduğunun anlaşılması durumunda ise yeniden 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Ugulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak ve yasal temyiz süresi beklenildikten sonra, temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 07.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Borçlu şirket, hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte ödeme emrinin ticaret sicil adresine tebliğ edilmeden iadesi üzerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edildiğini, tebliğ edilen adresi hiç terk etmediklerini, posta memurunun mahalle gelmediğini, tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin 04/10/2019 olarak düzeltilmesini talep ettiği görülmektedir. Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 57. maddesi gereğince ticaret siciline bildirilen adrese TK'nun 35. madde gereğince tebligat yapılabilmesi sözkonusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkarılması, adresin kapalı olması ya da muhatabın adresten taşınmış olması nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edilemediğine ilişkin şerh verilmesi halinde mümkündür. İlk tebligat böyle bir açıklama içermiyor ise TK 35'e göre yapılan tebligatta usulsüz olur....

      Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Davalılardan ..... mahkeme kararının Tebligat Yasası'nın 21.maddesi gereğince tebliğ edildiği bildirilmiş ise de, tebligat mazbatasındaki adresin "adres kayıt sistemi"nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiştir.Uyap üzerinden yapılan sorgulamada da adıgeçenin mernis adresinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda tebliğ işleminin Tebligat Yasası'nın değişik 21/2.maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemez. Öte yandan haber verilen komşuya ait imzasının alınmadığı veya imzadan imtina edildiğine dair şerh tebliğ mazbatasının üzerinde bulunmadığından yapılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesinde belirtilen usule de uymadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle yapılan tebligat usulsüz olup mahkemece gerekçeli kararın adı geçen davalıya yöntemine uygun tebliği ile temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden, 2-Davalılardan ...'...

        Bu hali ile tevziat saatinde şirket yetkilisi ve müdürünün bulunmadığının tespit edilmesinden sonra şirket çalışanına tebligat yapılmasında yasaya uymayan bir yön olmayıp tebligat usulüne uygundur. Kaldı ki şikayetçinin, tebligat yapılan şahsın borçlu şirket çalışanı olmadığına ilişkin iddiasını ispata yarar dosya kapsamında sunulmuş bir delil ve belge de bulunmamaktadır. O halde, mahkemece borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken tebligat yapılan şahsın ticaret sicili kayıtlarına göre şirket yetkilisi olmadığından bahisle şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, takibin şekline göre İİK'nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın icra dairesine bildirilmesi zorunludur....

          Söz konusu icra takip dosyasında usulsüz tebliğe ilişkin, icra mahkemesine başvuru tarihinden daha önceden muttali olunduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, şikayetçinin en geç şikayet tarihi olan 22.01.2016 tarihi itibariyle usulsüz tebligata muttali olduğunun kabulü ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinin bu nedenle kabulüne ve bu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 22.01.2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            UYAP Entegrasyonu