Usulsüz tebliğe göre yapılan kesinleştirme kararı da usulsüz olup, davacının talebi kabul edilerek kararın 08.09.2016 tarihli ikinci tebligat tarihi dikkate alınarak kesinleştirilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tavzih talebinin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: 21.09.2016 tarihli ek kararın yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
na yapılan gerekçeli karar tebligatlarının Tebligat Kanununun 21/1. maddesi uyarınca yapıldıkları ancak muhatapların çarşıda olduklarına ilişkin bilgileri alınan komşularının isim vermedikleri usulsüz oldukları, 3) Davalılar ..., ..., ... ve ...'ya yapılan gerekçeli karar tebligatlarının aynı konutta oturan yakınlarına tebliğ edildikleri ancak muhatapla tebligatı alan kişilerin yakınlık dereceleri tebligat parçalarından anlaşılamadığından usulsüz oldukları, 4) Davalı Nurettin Ünlü'ye gerekçeli kararın tebliğ edildiğine ilişkin tebligat parçasına da dosyada rastlanılamadığından varsa dosyaya eklenmesi, yoksa; adı geçen davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararların tebliği ile kanun yoluna başvuru süresi beklenildikten sonra, temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 17.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
(HGK.23.11.2011 gün ve 11-554 Esas-684 Karar) Somut olayda; dosya kapsamındaki tebligatların incelenmesinde davalıya dava dilekçesinin Tebligat Kanunu 12.,13. maddeleri, Tebligat Yönetmeliğinin 20. ve 21. maddelerine uygun şekilde tebliğ edilmediği ,yukarıda açıklanan şekilde usulen taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek karar verildiği,emredici usul kurallarına aykırılık bulunduğu anlaşılmakla , bu sebeple davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 355 md., 353/1-a-4-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
ye yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapıldığı gibi Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunlu olduğundan ve şikayete konu 04.05.206 tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakında bu kaydın da bulunmadığı anlaşıldığından tebliğ işlemi usulsüz olup, başvuru bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. Şikayetçi tarafından gecikmiş itirazda bulunulduğu belirtilmişse de; olayda, İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itirazın koşullarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu husus Bölge Adliye Mahkemesinin kabulünde olsa da kararın gerekçesinde, usulsüz tebliğe ilişkin olarak kurulacak hükmün, istinaf talebinde bulunan alacaklının aleyhine durum yaratacağı belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde; borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; örnek 7 ödeme emrinin usulüne uygun olarak şirket yetkilisine tebliğ edilmediğini ve tebligattan 13/11/2015 tarihinde haberdar olunduğunu belirterek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, mahkemece, istemin kabulüyle usulsüz tebliğle yapılan takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar...
bulunması gereken bilgiler ve tanzimi'' başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesinin (f) bendinde ise ''30 uncu ve 31 inci maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığını, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebi'' nin tebligat mazbatasına yazılacağının hüküm altına alındığı görülmüştür....
Dava ilamsız takipte gecikmiş itiraz olup mahkemece davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın dairemizce bozulması üzerine mahkemece, gecikmiş itiraz iddiasının yerinde olmadığı, borçluya usulüne uygun tebligat yapılmadığının tespiti ile; şikayet tarihinin öğrenme tarihi olan 21/8/2015 olarak belirlenmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak borçlunun, usulsüz tebligat şikayetinin; Tebligat Kanunu 32. madde gereğince usulsüz tebligatı öğrendikten itibaren 7 gün içerisinde şikayet yoluna başvurması gerekmesi karşısında, borçlu tebligattan 21/8/2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği halde, İİK'nin 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 04.09.2015 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunmuştur. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Yukarıda belirtilen kanun ve kanuna dayalı olarak çıkartılan tüzük hükmü gereğince, tebligatların muhatabı olan vekilin, tebligat sırasında bürosunda bulunmadığı tebliğ evrakına yazılmadığından, tebligatlar usulsüz olarak tebliğ edilmiştir.Bu hususun, temyiz incelemesi sırasında tesbit edilmesi nedeniyle Dairemizin 05.03.2012 gün ve 2012/961 E. 5691 K.sayılı ilamı ile “Mahkeme ilamı ile karşı tarafın temyiz dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edilerek temyiz süresinin beklendikten sonra gönderilmesi…” için dosya mahalline geri çevrilmiştir.Her ne kadar mahkemece, geri çevirme kararının gereğinin yerine getirilmesi için tebligat hazırlanmış ise de; anılan tebligatın mahkeme kaleminde tebliğ belgesini almaya yetkili olmayan davalı vekilinin sekreterine tebliğ edildiği, bu haliyle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu belirlenmiştir....
.-2016/8 K. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak 27.7.2015 tarihinde şikayette bulunduğu, bu dosyada şikayetin kabulü ile borçluya gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın iptaline karar verildiği, mahkemece, bahsi geçen dosyada tebligat iptal edildiğine göre henüz takip kesinleşmemiş olacağından bahisle yapılan hacizlerin de usulsüz olacağı kabul edilerek, hacizlerin kaldırılması yönünde karar verildiği, ancak, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulüne dair kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda haciz, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkindir. Ancak, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 22.04.2015 tarih, 2015/8758-10956 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiştir. 7201 Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” hükmü, aynı Kanunun 23/9. maddesinde; “Tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını, İhtiva etmesi lazımdır” hükmü ile Tebligat...