Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca yapıldığı, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 31. maddelerindeki koşulların araştırılması gerekir ve TK 21/1. Madde uyarınca tebligat yapılması halinde tebliğ memurunun tebliğ evrakını tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerekir eldeki tebliğ mazbatalarının incelenmesinde bu şekilde usulünce bir kayıt olmadığı görülmektedir dolayısıyla İİK'nın 89/1,89/2 ve 89/3 hükümleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri tebliğlerinin usulsüz olduğu anlaşılmakla Tebligat Kanunun 32....

ile kararın HMK 353/1- b(2) maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacılardan T2 yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Karşıyaka 4....

Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Davalılardan ..... mahkeme kararının Tebligat Yasası'nın 21.maddesi gereğince tebliğ edildiği bildirilmiş ise de, tebligat mazbatasındaki adresin "adres kayıt sistemi"nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiştir.Uyap üzerinden yapılan sorgulamada da adıgeçenin mernis adresinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda tebliğ işleminin Tebligat Yasası'nın değişik 21/2.maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemez. Öte yandan haber verilen komşuya ait imzasının alınmadığı veya imzadan imtina edildiğine dair şerh tebliğ mazbatasının üzerinde bulunmadığından yapılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesinde belirtilen usule de uymadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle yapılan tebligat usulsüz olup mahkemece gerekçeli kararın adı geçen davalıya yöntemine uygun tebliği ile temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden, 2-Davalılardan ...'...

    Şikayetçi vekili şikayet dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde ;"İcra dosyası incelendiğinden satış ilanının Tebligat Kanunun 21. Maddesine göre muhtara yapıldığı görülmektedir. Belirtilen tebligat usulsüzdür....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Borçlu şirket, hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte ödeme emrinin ticaret sicil adresine tebliğ edilmeden iadesi üzerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edildiğini, tebliğ edilen adresi hiç terk etmediklerini, posta memurunun mahalle gelmediğini, tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin 04/10/2019 olarak düzeltilmesini talep ettiği görülmektedir. Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 57. maddesi gereğince ticaret siciline bildirilen adrese TK'nun 35. madde gereğince tebligat yapılabilmesi sözkonusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkarılması, adresin kapalı olması ya da muhatabın adresten taşınmış olması nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edilemediğine ilişkin şerh verilmesi halinde mümkündür. İlk tebligat böyle bir açıklama içermiyor ise TK 35'e göre yapılan tebligatta usulsüz olur....

    Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının tebligat parçasına yazılması gerekir. Tebligat mazbatasına, dağıtıcı tarafından beyanda bulunan komşunun adı ve soyadı yazılmadığı, komşunun isminin ve imzasının alınmadığı veya o komşunun tesbitine elverişli hangi dairede oturduğu, bayan mı erkek mi olduğu gibi hususların tespit edilmediği yani komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatı Tebligat Kanunu'nun 21/1-2 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri gereğince usulsüzdür....

      Söz konusu icra takip dosyasında usulsüz tebliğe ilişkin, icra mahkemesine başvuru tarihinden daha önceden muttali olunduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, şikayetçinin en geç şikayet tarihi olan 22.01.2016 tarihi itibariyle usulsüz tebligata muttali olduğunun kabulü ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinin bu nedenle kabulüne ve bu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 22.01.2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur....

          Bu hali ile tevziat saatinde şirket yetkilisi ve müdürünün bulunmadığının tespit edilmesinden sonra şirket çalışanına tebligat yapılmasında yasaya uymayan bir yön olmayıp tebligat usulüne uygundur. Kaldı ki şikayetçinin, tebligat yapılan şahsın borçlu şirket çalışanı olmadığına ilişkin iddiasını ispata yarar dosya kapsamında sunulmuş bir delil ve belge de bulunmamaktadır. O halde, mahkemece borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken tebligat yapılan şahsın ticaret sicili kayıtlarına göre şirket yetkilisi olmadığından bahisle şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, takibin şekline göre İİK'nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın icra dairesine bildirilmesi zorunludur....

            Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği için tebligatın TK'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesine göre yapılması gerekirken, dağıtıcının kendiliğinden TK'nun 21/2. maddesine göre yapması kanuna aykırıdır. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek, borçlunun 02.09.2015 tarihinde dosyadan fotokopi aldığı nedenle, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğe muttali olduğu tarihin bu tarih olarak kabul edilmesi ve usulsüz tebligat neticesi takibin kesinleştirilmesinden sonra borçlu hakkında uygulanan haciz işlemi var ise bunların kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              UYAP Entegrasyonu