İcra Müdürlüğü'nün usulsüz tebligatı inceleme yetkisi olmadığından dolayı itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere 30.10.2020 tarihinde taleplerinin reddine karar verdiğini, söz konusu icra dosyasına taraflarınca 28.10.2020 tarihinde vekalet sunulmuş olup yine aynı tarihte vekalet harcı yatırıldığını, 18.11.2020 tarih ve saat diliminden sonra icra dosyası içeriğinden bilgi sahibi oluklarını, usulsüz tebligat ve usulsüz tebligata bağlı diğer itirazlarının icra müdürlüğünce itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere reddedildiğinin 18.11.2020 tarihinde öğrenildiğini, 7 günlük şikayet süresinin bu tarihten başlatılması gerektiğini, müvekkiline ödeme emrinin Tebligat Kanunun 21. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, Bakırköy 11....
yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bu nedenlerle usulsüz tebligatın iptaline, Tebligat Yasasının 32.maddesi gereğince usulsüz olarak gerçekleşen işbu ödeme emri tebliğinin ıttıla tarihi olan 16/03/2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
CEVAP Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde; Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesinin 3. fıkrasına göre, birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılacağının hükme bağlandığını, UYAP üzerinden yapılan sorgulamada davacının elektronik adresinin tespit edilememesi nedeniyle ve kanun amir hükmü gereğince UYAP'ta tespit edilen MERSİS adresine tebligat yapılmış olması nedeniyle şikayete konu edilen tebligatın usulsüz olmadığını, davacının tensip ara kararından sonra UETS adresini aktif hale getirdiğini belirterek davanın reddini istemiştir. III....
hükmü ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü yer almaktadır....
K. md. 10 uyarınca bu adrese tebligat gönderilmesi gerekirken, doğrudan Mernis adresine tebligat yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, ilk gönderilen tebligatın, adreste hiç kimse bulunmamasına rağmen merciine iade edilmesi yerine, doğrudan muhtara teslim edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin işbu icra takibinden, diğer takip borçlusu olan şirkete tebligat gelmesi üzerine, 13/03/2020 tarihinde muttali olduğunu belirterek, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile müvekkilinin takipten 13/03/2020 tarihinde muttali olduğuna, icra dosyasına mübrez 17/03/2020 tarihli borca itiraz nedeniyle hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 16. maddesi ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesine göre; "Kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa tebliğ, aynı konutta...
İcra Müdürlüğü'nün 2017/14930 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığını, söz konusu dosyadan 2008 yılından 2017 yılına kadar davacı müvekkil için ödeme emri tebligatı çıkarılmadığını, icra dosyası 2017 yılında takipsizlikten düştüğünü, yine 2017 yılında takip yenilenerek yeni esasa kaydedildiğini, bu esnada dosyadan, davacı müvekkilin mernis sisteminde kayıtlı olan adresine ödeme emri tebligatı çıkarıldığını, bu tebligat bila tebliğ iade edildiğini, bu kez icra müdürlüğünce aynı adrese Teb. K. Md. 21/2'ye göre tebligat yapıldığını, ancak gerek ilk çıkarılan tebligat ve gerekse ikinci tebligatında tebligat kanununa aykırı olduğunu, icra dosyasındaki tebligatların usulsüz olduğunu, takibe konu çekteki imzanın davacı müvekkiline ait olmadığını ve sair sebepleri öne sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile 22/05/2017 tarihinin ıttıla tarihi olarak kabul edilmesine, diğer itirazlarının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhinde ilamsız takip yapıldığını, ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin 103 davetiyesinin tebliği ile takipten 08/04/2019 tarihinde haberdar olduğunu, tebligatın usulsüz olduğunu, tebligatın kanunun 20 ve yönetmeliğin 30. maddelerine aykırı olarak yapıldığını, gerekli araştırmanın yapılmadığını, bu nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı aleyhinde ilamsız takip başlattıklarını, ödeme emrinin borçluya 16/11/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, tebligatın usule uygun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
nın mernis adresi araştırılmadan Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu, ayrıca sanığın mernis adresinin bulunduğu, aynı Yasanın 35/2. maddesine göre de mernis adresinin bulunması halinde 35'e göre tebligat yapılamayacağı anlaşıldığından sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olduğu, Mahkemenin 02.03.2012 tarih ve 1194-357 sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararının hukuken geçersiz olduğu; sanık ...'ın bildirdiği adres yerine eksik ve hatalı farklı bir adrese, mernis adresi de araştırılmadan yapılan tebligatın usulsüz olduğu, sanık ...'...
Tebligat mazbatasında muhatabın dışarıda olduğunun yazılı olduğu, bu durumda Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesine göre tevziat saatlerinden sonra muhatabın adresine döneceği tespit edilemediği gibi, ayrıca haber verilen komşunun adı ve soyadının da açık bir şekilde belirlenmediği, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. O halde mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi de gözetilerek tebligat tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir....