Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi tarafından;''...Uyuşmazlık usulsüz tebliğ şikayetine yönelik olduğu, Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş'nin 15/09/2021 tarihli cevabi yazısı ile; borçlu şirket olan Göksoylar Hafriyat...Ltd Şti adına oluşturulan e-tebligat adresinin 07/07/2021 tarihinde aktif edildiği bildirildiği, Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrasında; “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.”...

in açık adreslerine çıkartılan gerekçeli karar tebliğleri usulsüz olarak güvenlik görevlisine tebliğ edilmiş; yine davalılar ... ve ... adına Tebligat Yasasının 35.maddesine göre yapılan gerekçeli karar tebligatlarının da aynı adrese daha önce yapılmış usulüne uygun bir tebligat (dava dilekçeleri usulsüz olarak güvenlik görevlisine tebliğ edildiğinden) olmadığından usulsüz oldukları saptanmış; davaya konu sitenin üzerine kurulu olduğu parsellere ilişkin ise tapu sicil müdürlüğünden yeterli cevap alınmamıştır....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davacı şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresine T.K'nın 12 ve 13. maddelerine uygun olarak tebligat yapıldığını, tebliğ alan kişinin daimi çalışan olduğunu gösterir SGK kayıtlarının dosyaya sunulduğunu, davacı gerçek kişiye yapılan tebligatta en yakın komşuya sorularak beyanının alındığı ve en yakın komşu haber bırakıldığını açık bir şekilde ifade edildiğini, bu şekilde tebligatların usulüne uygun olmasına karşı mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, ilk derece mahkemesi kararının usulsüz tebligat şikayetine ilişkin hüküm bakımından kaldırılmasına, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesini istemiştir....

    in dosyada bilinen son adresi olan "..." adresine tebligat çıkartılmadan doğrudan mernis adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu, b) 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesine göre bilinen en son adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan adresi araştırılarak buraya tebligat yapılması, bunun da bulunmaması halinde, kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan Yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği cihetle; gıyabi karar sanık ...'e Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, dosya kapsamına göre bu adrese daha önce yapılan geçerli bir tebligat olmadığından, tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla; Kararın sanıklar ... ve ...'...

      İcra Müdürlüğünün 2020/1527 E sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, usulsüz tebligat ile takibin kesinleştirildiğini, müvekkilinin icra takibinden maaş haczi sebebiyle 10.06.2020 tarihinden haberdar olduğunu, tebligatın yapıldığı adresin Migros Ticaret A.Ş. Ege Bölge Direktörlüğü olduğunu, kurumda çok sayıda kişi çalıştığını, müvekkilinin kendisine yapılan tebligattan haberdar olmadığını, müvekkilinin konut adresi olduğunu, davalı yanca müvekkilinin ikamet ettiği adresin bilindiğini, iş yerine tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu, müvekkilinin Nisan ayı nafaka ödemesini yaptığını, İcra Müdürlüğüne 11.06.2020 tarihli dilekçe ile tebligatın usulsüz olduğunun bildirildiğini ve Nisan ayı nafaka borcuna itiraz edildiğini, Müdürlüğün 12.06.2020 tarihli kararı ile taleplerinin reddedildiğini belirterek, icra dosyasında gönderilen tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 10.06.2020 olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Mahkememizce yapılan yargılamada toplanıp değerlendirilen tüm delillerden; davacı/borçluya yapılan tebligatın 21/1. maddesine uygun şekilde muhatabın, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmediği, beyanı alınan güvenlik görevlisinin ismi de belirlenmediği, tebliğ işleminin usulsüz olduğu (Emsal: Yargıtay 12. HD'nin 2019/10674 Esas - 2019/15505 Karar nolu 22/10/2019 tarihli kararı) anlaşılarak davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi olan 20/09/2019 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine, davacının diğer itirazlarının reddine'' karar verildiği görülmüştür....

      Davacı taraf tebligatın usulsüz olduğundan bahisle 12/11/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini talep etmiş, mahkemece tebligat usulüne uygun olduğundan davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmiş, davacı tarafça bu karara karşı istinaf kanun yoluna müracaat edilerek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü istenmiştir. TK 10 maddesinde "Tebligat, tebligat yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır....

      Davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, davacının icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği, borçtan fazla taşınmazın satışının amaçlandığı, takibin kanuna aykırı yapıldığını ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptalini talep ettiği mahkemece talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece verilen hükümde usulsüz tebligat şikayeti ret edildiği halde, diğer taleplerin süresinde olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi hatalı olup, hükümde çelişki yaratılmıştır. Zira usulsüz tebligat şikayetinin ret edilmesi ile itiraz ve şikayet süresi şeklen yapılan tebligat ile başlatılacaktır. Öte yandan, dosya içerisinde icra emrinin tebliğine ilişkin evrak görülmemiş olup, PTT sisteminden yapılan sorgulamada tebliğ tarihinin 10/02/2020 olarak görüldüğü, oysa gerekçeli kararda bu tarihin 11/02/2020 olarak yazıldığı, bunun çelişkili olduğu görülmektedir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2019/94796 Esas sayılı dosyasında ödeme emrinin kendisine usulsüz tebliğ edildiğini, ödeme emrinde adres bilinmiyor şeklinde beyan yazıldığını, ödeme emri şartlarının bulunmadığını, buna rağmen takibin icra dairesi tarafından kabul edilerek sistemden sorgulama yapılarak MERNİS adresine ulaşıldığını, ancak tebligat hiç postaya verilmeden TK 21/2 maddesine göre tebligat yapıldığının ilk tebligat yapılmadan direk TK 21/2 maddeye göre tebligat yapıldığını, ilk tebligat usulüne uygun olmadığından 2. Olarak yapılan TK 21/2 tebligatının usulsüz olduğunu, 05/08/2020 tarihinde taklipten haberdar olduklarını, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini söyleyerek ödeme emri tebliğ tarihinin 05/08/2020 olarak kabulüne, takibin itirazları nedeni ile durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

      UYAP Entegrasyonu