Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'a dava dilekçelerinin tebliğ edildiği adresler yerine başka adreslere çıkartılan gerekçeli karar tebligatlarının tebliğ edilememesi üzerine bu davalılar adına usulsüz olarak ilanen tebligat yapıldığı; davalı ... 'nun daha önce tebligat yapılan adresine gerekçeli kararın tebliğ edilememesi üzerine Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebligat yapılması gerekirken usulsüz olarak ilanen tebligat yapıldığı; davalılardan ...,...,... 'ya dava dilekçesinin tebliğ edilmediği, gerekçeli karar tebligatı bila tebliğ iade edilince bu davalıların adreslerinin Tebligat Yasasında yazılı usuller çerçevesinde araştırma yapılmaksızın gerekçeli kararın ilanen tebligat yolu ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Dairenin 04.06.2012 tarih ve 2011/6329 Esas, 2012/5198 Karar sayılı geri çevirme yazısıyla davalı...’a yapılan hükmün tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu bu nedenle 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun bir biçimde hükmün tebliğine karar verilmiştir. Ne var ki, mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi gereğince yapılan tebligatın yine usulsüz olduğu 07 ibaresinin ne anlama geldiğinin anlaşılamadığı, kapalı olması nedeniyle muhatap isim ve imzadan imtina ettiğinin açıklandığı verilen meşruatta komşusunun isim, soy isim ve imzasının bulunmadığı, evrakın mahalle muhtarına bırakıldığı ancak muhtarın isim, soy isim ve imzanın da olmadığı ve yapılan tebliğin usulsüz olduğu belirlenmiştir. Dava dilekçesi ve diğer tebligat parçalarının da usulüne uygun yapılmadığı anlaşılmıştır....

      Dava İİK'nun 16. ve T.K'nun16. maddeleri uyarınca yapılmış usulsüz tebligat şikayetidir.  7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” denilmekte olup Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, davacı borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin “Tebliğ evrakı muhatap işte olduğundan çalışanı Cuma Doğan imzasına tebliğ edilmiştir....

      Usulsüz tebliğe ilişkin istinaf talebinin değerlendirilmesinde, Tebligat Kanunu’nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek, bu adrese TK.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından TK'nın 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır....

      Yukarıda detaylı olarak izah edildiği üzere Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesine göre tebligat yapılabilmesi için öncelikle muhatabın bilinen en son adresine tebligat çıkarılması, bu adrese çıkarılan tebligattan sonuç alınamazsa adres kayıt sistemindeki adresine tebligatı çıkaran mercice borçlunun mernis adresi olduğu tebliğ evrakında belirtilerek TK 21/2 maddesi uyarınca tebligat çıkarılması gerekirken, borçlunun bilinen en son adresine gönderilip bila tebliğ olan bir tebligat bulunmaksızın, tebliğ mazbatasına da herhangi bir şerh düşülmeden TK 21/2’ye göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmıştır. . Bu durumda TK'nın 32.buna dair Yönetmeliğin 53.maddelerine göre muhatap tarafından beyan edilen tarih tebliğ tarihi olarak sayılır ve bunun aksinin iddia ve ispatı caiz değildir. Açıklanan tüm bu nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Gaziosmanpaşa 6....

      Kısım Mahallesi, Boğazköy Cad. 47/9" adresine ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı, tebligat parçası üzerinde muhatabın adresinin MERNİS adresi olduğundan TK 21. Maddesine göre tebligat yapılması gerektiği hususunun şerh düşüldüğü ve TK 21/2 maddesine göre ödeme emrinini 17/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Davacı takip borçlusunun mernis adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine aynı adrese TK 21/2 maddesine göre usulüne uygun tebligat yapıldığı, tebligat yapılacak adresin mernis adresi olduğu ve TK 21. Maddeye göre tebligat yapılması hususunun tebligat parçası üzerine şerh düşüldüğü, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      DAVA Borçlu vekili dilekçesinde; Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2021/1826 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını 27.10.2021 tarihinde öğrendiklerini, ödeme emri tebliğ evrakının müvekkilinin nerede olduğu araştırılmadan alacaklının çalışanı olan ...isimli şahsa usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebligat adresinde ikamet etmediğini, haber verilen komşu isminin yazılı olmadığını, sonradan Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre çıkartılan ve yasal şartlara uygun tebliğ edilmeyen evrakında usulsüz olduğunu ileri sürerek şikayetin kabulü ile usulsüz tebligata binaen öğrenme tarihinin 28.10.2021 olarak düzeltilmesini, borca ve yetkiye itirazla takibin durdurulmasını, hacizlerin iptalini talep etmiştir. II....

        Mahkemece;"Davacının 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnameleri ile ilgili usulsüz tebligat şikayetinin reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

        Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 57. maddesi gereğince ticaret siciline bildirilen adrese TK' nun 35. madde gereğince tebligat yapılabilmesi için söz konusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkartılıp bilâ tebliğ dönmesi halinde 35. maddedeki tebliğ prosedürünün işletilmesi gerekir. Somut olayda, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı “... Sitesi ... Sk. A Blok No: 18 ...” adresine çıkarılan satış ilanı tebligatının, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince 07.9.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak borçlu şirkete bu tebligattan önce çıkartılmış ve iade edilmiş bir tebligat bulunmadığı anlaşıldığından TK'nun 35/4. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir. Bununla birlikte, borçlu şirkete 02.9.2015 tarihinde de, "Şirket yetkilisi ... imzasına tebliğ" şerhi ile satış ilanı tebliğ edilmiş ise de; borçlunun şikayet dilekçesinde, bu tebligattaki yetkili imzasına itiraz ettiği anlaşılmıştır....

          Bu durumda, davacının usulsüz olduğunu iddia ettiği, tebligat ve konusunu en geç 20.07.2007 tarihinde öğrenmiş olduğundan Tebligat Yasasının 32. maddesine göre tebliğ tarihinin 20.07.2007 olarak kabul edilmesi gerekirken, tebligatın iptaline karar verilerek, kararın yeniden tebliğe çıkarılmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır. -2- 2008/10215 - 15762 Davacı tarafından yapılması gereken iş yukarıda açıklanan usulsüz tebliğ durumunu öğrenir öğrenmez bu hususu belirtip Tebligat Yasasının 32. maddesi gereğince öğrenme günü tebliğ tarihi kabul edilerek, bu tarihten itibaren yasal süresi içinde temyiz yoluna başvurmak olmalıydı. Ancak, davacı tarafından usulsüz tebligata itiraz edilmekle birlikte, yasal süresi içinde temyiz yoluna başvurulmadığından, karar yeniden kendisine tebliğ edilerek, temyiz olanağı sağlanamaz....

            UYAP Entegrasyonu