Yukarıda belirtilen nedenlerle, her bir talep hakkında Mahkemece karar verilmesi zorunluluğu göz önünden bulundurularak, duruşma açılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti incelenip tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi tespit edilerek usulsüz tebligat şikayetinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre yetkiye, imzaya ve borca itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa, öncelikle borçlunun yetki itirazı ve sonucuna göre diğer itiraz sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi isabetsiz olup (Yargıtay 12....
itiraz / şikayetlerini ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece takibin şekline göre borçlunun şikayetlerinin süresiz şikayete tabi olduğundan bahisle usulsüz tebligat şikayetinin incelenmediği belirtilerek istemin reddine hükmedilmiş, kararın şikayetçi tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar şikayetçi yanca temyiz edilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 30/12/2021 tarih, 2021/310 Esas ve 2021/620 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; 2- Usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜNE, Bakırköy 3....
İncelemeye konu olayda, davalı alacaklının usulsüz tebligat şikayeti davasında tebligatların usulüne uygun olduğunu belirterek davaya karşı koyduğu ve yargılama sonucunda şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşıldığından, HMK'nın 326. maddesi uyarınca davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekir. Bu halde, ilk derece mahkemesi kararı usulsüz tebligat şikayetine ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Davacı tarafın, yetkiye ve borca itirazı yönünden verilen karara karşı da istinaf istemi bulunmaktadır. Yetkiye ve borca itirazın, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK.nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmayacaktır....
Borca itiraz yönünden yapılan incelemede: Davacı her ne kadar borca itiraz niteliğindeki iddialarını da Mahkememize sunmuş ise de, İ.İ.K.'nun 62. maddesinde: "İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." denilmiş olup, itiraza konu takibin ilamsız takip olduğu fakat Davacı borçlunun borca yönelik itirazlarını kanunda öngörüldüğü şekilde icra dairesine bildirmeyerek Mahkememize bildirdiği, nitekim davacı borçlunun itiraz dilekçesini 10/10/2018 tarihinde icra müdürlüğüne de sunduğu anlaşılmakla; davacı borçlunun itirazının reddine" dair karar verildiği görümüştür....
Maddesi, usulsüz tebligat şikayeti yönünden İİK'nın 365/son maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/685 E. 2013/949 K. sayılı dosyası üzerinden kıymet takdiri raporuna itiraz edildiği ve buna ilişkin 27.12.2013 tarihli kararın takip dosyası arasında bulunduğu görülmektedir. Bu durumda yukarıda belirtilen kanun maddeleri gereğince, satış ilanının kıymet takdirine itiraz eden borçlular vekiline tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olsa bile, kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, bu durum, borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz.Somut olayda; satış ilanına ilişkin tebligatın borçlu asillere ve ayrıca 11.08.2014 tarihinde de vekil Av. ...'na yapıldığı görülmektedir. Her ne kadar borçlu asillere yapılan tebliğ işlemi usulsüz olsa da, vekil ile takip edilen işlerde yukarıda belirtilen yasa maddeleri gereğince vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması sonuca etkili değildir....
mahkemeye çağrılmadım ve üstüne 1 sene 2 ay kadar bir zaman sonra cezaevi idaresi tarafından bana bir evrak verildi. 5 sene 6 ay ceza aldığım, bir hafta içerisinde temyiz hakkım olduğu söylendi, ben temyizin ne olduğunu o zamanlar bilmediğim için cezaya itiraz etmeye de korktuğum için hiçbir şey yapmadım, karara itiraz edersem siz sinirlenir daha yüksek ceza verirsiniz diye düşünüyordum lakin itiraz etmenin mahkeme başkanını sinirlendirmediğini geçen hafta anladım..." şeklinde beyanda bulunarak, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre usulsüz şekilde tebliğ yapılmış olan karardan haberdar olduğunu ancak temyiz etmediğini belirttiği; Tebligat Kanunu'nun "Usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlıklı 32. maddesinde; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....
Borçlunun, vekili aracılığıyla İnegöl İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/242 E. sayılı dosyası üzerinden kıymet takdiri raporuna itiraz ettiği ve anılan mahkemenin 24.09.2013 tarih ve 2013/242 E., 2013/368 K. sayılı kararının takip dosyası arasında bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 22/07/2022 gün, 2022/366 Esas- 2022/690 Karar ilamı ile, "Somut olayda; tebligat, Tebligat Yasası'nın 21. maddesine göre “muhatap adresinin kapalı olması nedeniyle, komşusu Seda Kök beyanına göre dışarıda olduğundan Küçükbakkalköy Mahallesi muhtarına tebliğ edildi, 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırıldı, komşuya haber verildi” şerhiyle tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Tebliğ belgesinde komşunun kim olduğunun açıkça yazıldığı anlaşılmıştır. Takip talebinde de yer alan bilinen en son adres olduğu anlaşılan adrese yapılan tebliğ işleminde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı" gerekçesi ile, "1- Usulsüz tebligat şikayetinin REDDİNE," karar verilmiştir....