Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, müvekkilinin kapısına haber kağıdı yapıştırılmadığını, tebligatın kime yapıldığının belli olmadığını, Tebligat Kanunu Madde 21/ 1 ve 21/ 2 çerçevesinde de açıkça usulsüz bir tebligat olduğunu, 89/2'ye ilişkin tebligatın 11.11.2019 tarihinde aynı konutta ikamet eden demek suretiyle isim belirtmeden tebliğ edildiğini, tebligatın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı T3 tanımadığını ve alacaklıya borcu da bulunmadığını, müvekkili T1'nin kimlik bilgileri ve numarası usulsüz bir şekilde ele geçirilerek kendisine haciz ihbarnamesi yollandığını, borçlu gösterilmek suretiyle araçlarına ve banka hesaplarına haciz işlemi yapıldığını, tebliğ memuru tarafından gerekli araştırma yapılmadan söz konusu tebligatın muhatabın adresinde ismi belirtilmeyen bir şahsa bırakıldığını ve komşusuna haber verilmek suretiyle denilerek usulsüz bir şekilde haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiğini, usulsüz tebligat nedeniyle İİK Madde 89/1 ve 89/2 haciz...

Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borca ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine söz konusu takip dosyasının yetkili Develi İcra Müdürlüğü'ne gönderildiğini, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emrinin davacı/borçluya 17/01/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, vekile tebliğin zorunluluğunun bulunması halinde dahi asile yapılan tebligatın usulsüz kılınmasının mümkün olmadığını, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, asile yapılan tebligat tarihi ile vekilin öğrendiğini iddia ettiği tarih arasında 10 ay olup, davacı vekilinin yetki itirazında bulunduktan sonra hiçbir şekilde dosyayı takip etmediğini, ödeme emrinin borçlu asile 17.01.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, bu tarihten sonra 22.10.2020 tarihine kadar ne borçlu asilden ne de vekilinden herhangi bir borca itiraz talebi gelmediğini, borçlu asile usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen bu kadar uzun süre avukatına bilgi vermemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca avukatın da tebligat yapılan...

(Yargıtay 12.HD 2017/4706 Esas 2018/9705 Karar) Davacıların usulsüz tebligat şikayetine gelince; takip dosyasında borçlu şirketin bilinen adresine usulüne uygun gönderilen tebliğin bila ikmal gelmesi ile dosyada görüldüğü üzere İTO kaydı sorgulanmış ve bila ikmal dönen adres ile aynı adres olduğu görülmekle bu kez TK 35'e göre tebliğ çıkarılmıştır. Diğer borçlu T2 adres kayıt sistemindeki Yunus Emre Mah. 4012 Sokak No:17/1 Kararbağlar / İzmir adresine gönderilen ödeme emri bila ikmal iade edilmesi üzerine Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre tekrar tebligat çıkartılmıştır. Her iki borçluya da 27/11/2019 tarihinden ödeme emirlerinin tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Anılan uygulama Tebligat Kanunu ve Tebligat yönetmeliğine uygun olduğu kanaatine varılmış ve davacıların şikayetinin reddine " şeklinde karar verilmiştir....

Somut olayda, şikayetçiye yapılan ödeme emri tebligatının incelenmesinde; muhatabın tevziat saatleri içerisinde adresine dönüp dönmeyeceğinin en yakın komşu/kapıcı veya yöneticiden tevsik edilmemiş olması nedeniyle, Tebligat Kanunun 21/1. maddesi şartlarını taşımadığından usulsüz olduğu sabit olup hukuki tavsif bu yönde yapılarak, yine aynı kanunun 32. maddesi uyarınca, tebligat usulsüz olsa bile öğrenme tarihi itibariyle tebligat geçerli sayılacağından; ilk derece mahkemesince borçlunun icra dairesine itiraz tarihi olan 18/01/2021 tarihinin öğrenme tarihi olarak kabul edilmesi ve 02/12/2021 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı tespit edilerek davanın süre yönünden reddine karar verilmesi yerindedir....

Dava, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte borçlu şirkete ödeme emrinin TK'nın 35. maddesine göre tebliğinin usulsüz olduğu iddiasının yanısıra senedin vasfına yönelik şikayet ve imzaya itiraza ilişkindir. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan tebligatın bilâ tebliğ iade edilmiş olması zorunludur....

Md. 21/2'ye göre yapıldığını, önce "bilinen son adrese" gönderilen tebligat usulsüz olduğundan tüm tebligatların sıhhatini etkiler noktada olduğunu, müvekkilinin bilinen adresine çıkarılan ilk tebligattaki usulsüzlükler nedeniyle 2....

Bu nedenle, gerekçeli kararın adı geçene 7201 sayılı Tebligat Kanun'u ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, 2- Yine, davacı ... mirasçılarından ... adına tebliğe çıkartılan gerekçeli karar, "aynı konutta ikamet eden ağabeyi ..." şerhi ile tebliğ edilmiş olup, tebligatı bu kişi adına alan şahsın reşit ve tebellüğe ehil olduğu tebliğ mazbatasında belirtilmediğinden, yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, gerekçeli kararın anılan şahsa 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, 3- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesi gereğince tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tebligat Kanunu hükümleri hiçe sayılarak, usule aykırı olan tebliğin usule uygun olduğundan bahsedildiğini, doğrudan TK'nın 21.maddesine göre tebliğ yapılamayacağını, önce bilinen son adrese usule uygun tebligat yapılması ve bunun sonuçsuz kalması durumunda ardından 21.maddeye göre tebligat yapılması gerektiği halde eldeki davada bu hükümlerin uygulanmadığını ve tebliğin usulsüz olduğunu, usulsüz tebliğ dışındaki imzaya itirazlarının değerlendirilmediğini, imza örneklerinin toplandığını fakat her nedense dosyanın imza karşılaştırılması yapılması için bilirkişiye gönderilmediğini, mazeretin reddi kararının yerinde olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

    bu kişilerin isim ve imzaları, müvekkilinin adreste bulunmama nedeni yer almaksızın muhtara usulsüz tebliğ edildiğini, Tebligat Yönetmeliği 29/3....

    konusunda yetkinin İcra Müdürlüğüne ait olması sebebiyle bu yöndeki talebinde reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı tarafın usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine, İcra Müdürlüğünün 22.02.2022 tarihli kararının kaldırılması talebinin reddine, takibin durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir....

      UYAP Entegrasyonu