WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, usulsüz tebliğe dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve düzeltilen tebliğ tarihine göre takip kesinleşmeden uygulanan hacizlerin kaldırılmasına yönelik olup davacı vekili istinaf dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayeti ve hacizlerin kaldırılmasına yönelik verilen kararın esasına dair istinaf talebinde bulunmamış, davacının yabancı olması nedeniyle kendisinden teminat alınmaksızın davanın karara bağlanmış olduğunu ileri sürerek bu hususu istinaf sebebi yapmıştır....

İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince: "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Usulsüz tebliğ şikayetini tebligatın muhatabı ileri sürebileceği ve şikayetçinin usulsüz tebliğ şikayeti yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, Haczin düştüğü ve kaldırılması gerektiğine ilişkin şikayetin ise alacaklı tarafın satış avansı yatırdığı ve haczin düşmediği kanaatine varılmakla yerinde olan icra müdürlüğü işlemine karşı şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, verilen kararın yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin Adana Kozan Turunçlu Mahallesinde bulunan taşınmazı borçlu Davut Alpaslan’dan satın aldığı, taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, satış avansının da süresinde yatırılmadığını, haczin İİK 106 ve 110. maddeleri gereğince kaldırılması gerektiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....

GEREKÇE: Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilamın infazında takibin durması gerektiğinden haciz konulamayacağı ve konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayettir. Mersin 2. İcra Dairesinin 2015/16782 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklılar T4 T7 T8 T5 T6 T3 tarafından borçlu T1 hakkında 08/12/2015 tarihinde ilamların icrası yoluyla 80.085,48 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, 21/09/2020 tarihinde alacaklı vekilinin talebi üzerine aynı gün borçlunun taşınmazlarına ve araçlarına haciz konulduğu, bu hacizlerin kaldırılması talebiyle 21/01/2021 tarihinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Kural olarak, dosya borcunun ihtirazi kayıt konulmaksızın ödenmesi halinde haczin kaldırılması gerekeceğinden haczedilmezlik şikayeti konusuz kalır. Ancak ödeme şikayete konu hacizler nedeniyle dosyaya gelen para ile yapılmış ise borçlunun haczedilmezlik şikayeti incelenip sonuçlandırılmalıdır....

İstinaf Sebepleri Alacaklı, takip dosyası kapsamında usulsüz bir tebligat bulunmadığı, gecikmiş itirazın şartlarının oluşmadığı nedeniyle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Tebligat Kanununa ve yönetmeliğe uygun olarak şikayete konu tebliğde, muhatabın adreste bulunmama sebebinin ne şekilde tespit edildiği anlaşılamadığı, bu durumda, yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerektiği, öte yandan davacı tarafın, takibin durdurulması yönündeki talebinin, usulsüz tebligat şikayetinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesi gerektiği, takibin durdurulmasına yönelik iddiaların, icra müdürlüğünce değerlendirileceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur. B....

    ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatta gönderen mercinin, takibin başlatıldığı icra dairesinden farklı olarak İstanbul İcra Müdürlüğü olarak yazıldığını, tebliğ yapılan adresin ikamet adresi olmadığını, babasına yapılan tebligatın geçersiz olduğunu, babası ile arasının bozuk olduğunu, konuşmadıklarını, takipten 01.07.2021 tarihinde tesadüfen haberdar olduğunu, takip talebinde adresinin yazılmadığını, mernis adresine tebligat şeklinde ibare ile hazırlanan takip talebinin icra müdürlüğünce kabul edildiğini, takibin bu hali ile iptali gerektiğini, alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, takipten 01.07.2021 tarihinde haberdar olduğunun tespitine, yasal şartları taşımayan takibin ve ödeme emrinin iptaline, takibin durdurulmasına, hacizlerin ayrı ayrı fekkine karar verilmesini talep etmiştir. II....

      Sayılı dosyasından da 01/11/2019 tarihli kararının iptalinin talep edildiğini ve mahkemece itirazın ancak dava yolu ile yapılabileceğinden bahisle işlemin iptal edildiğini, akabinde müvekkil şirketin mal varlıklarına haciz konulduğunu, usulsüz tebligat işlemine ilişkin kararların kesinleşmesinin arandığından haciz işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek, İzmir 27. İcra Müdürlüğü'nün 2019/12403 E. sayılı dosyasından müvekkil şirkete yapılan usulsüz ödeme emri tebliğ işleminin ve ödeme emrinin iptalini, müdürlükçe konulan haksız hacizlerin kaldırılmasını, takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

      , takip kesinleşmediğinden, sonradan yapılan tüm işlemlerin hükümsüz olduğunu, icra müdürlüğüne yaptıkları talep doğrultusunda 24/12/2019 tarihli karar ile, alacaklı olduğunu iddia eden kişilere ödenen paranın iadesine yönelik talebin takibin kesinleştiği gerekçesi ile İİK'nın 40 ve 361. maddeleri uyarınca reddedildiğini, dosyada hacizlerin kaldırılması talebine ilişkin olarak kararın kesinleşmesinin aranacağı, Akhisar İcra Hukuk Mahkemesi kararında takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiğini belirterek, 24/12/2019 tarihli kararın iptaline, hacizlerin ve muhafaza tedbirlerinin kaldırılmasına, alacaklıya ödenen paranın ödeme tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir....

      İcra Dairesi'nin 2018/32970 Esas numaralı takip dosyasında takip başlatıldığını, müvekkiline gönderilen tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, tebligat mazbatasında tebliğ tarihinin yazılmadığını, tebligatın yapıldığı kişiyle tebliğ muhatabının yakınlık derecesinin de yazılmadığını, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığının yeterince araştırılmadan tebliğ işlemi yapıldığını beyanla, takibin teminatsız durdurulmasına, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde, mahkeme tarafından belirlenen teminat bedelinin yatırılması ile takibin durdurulmasına, takibin durdurulmasına karar verilmesi öncesinde dava tarihinden sonra uygulanmış tüm hacizlerin müvekkili yönünden kaldırılmasına, satış işlemlerin durdurulmasına, takibin iptaline, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde, takibin durdurulmasına, usulsüz tebligat nedeniyle usulsüz tebliğ şikayetlerinin kabulü ile ödeme emrini öğrenme tarihinin 20/07/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, davalının kötü niyetli olması sebebiyle...

      halde TK 35.maddeye göre tebliğ edildiği, müdürlükçe 11/09/2021 tarihli tensip kararı ile alacaklı vekilinin haciz taleplerinin reddedildiği, "Borçlu gerçek kişiye TK35 maddesine göre tebliğ işleminin yapıldığı, bu haliyle usulsüz olduğu anlaşılmakla, talebin reddine, masraf depo edildiğinde ve yeniden talep halinde borçluya ödeme emrinin tebliğine" şeklinde karar verildiği, takip kesinleştirilmeyerek tebligatın usulsüz olduğunun müdürlükçe tespit edildiği, bu haliyle usulsüz tebligat şikayetinin konusuz kaldığı, takibe dayanak bonoda zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, 2015 ve 2021 yılları arasında 3 yıldan fazla süre zamanaşımını kesen herhangi bir işlem(haciz talebi) yapılmadığı, zamanaşımına yönelik şikayetin yerinde olduğu anlaşılmakla, usulsüz tebligat şikayeti konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, icranın zamanaşımına uğradığından geri bırakılmasına ve hacizlerin fekkine" dair karar verildiği görülmüştür....

      Bilindiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesi ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesinin birinci fıkrasına göre, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru, tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 35/f maddeleri gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir....

      UYAP Entegrasyonu