İcra Hukuk Mahkemesi'nin 30.01.2020 tarih 2019/505 Esas sayılı kısa kararı incelenmesinde aynı icra takibi ile ilgili olarak davacı takip borçlusu vekilinin usulsüz tebligata ilişkin şikayette bulunduğu, icra hukuk mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, tebliğ tarihinin 04.10.2019 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, takip borçlusu vekilinin takibin durdurulması ve hacizlerin fekkine ilişkin talebi üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına, haciz kaldırma yetkisinin bulunmaması nedeniyle hacizlerin fekki talebinin reddine karar verildiği, davacı borçlu vekilince icra mahkemesine başvurulduğu, ilk derece mahkemesince 05.02.2020 tarihli müdürlük işleminin iptali ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edildiği görülmüştür....
, ödeme emri ekinde dayanak belgelerin de gönderilmediğini, takip dosyasının incelenmesi ile takip dayanağı genel kurul kararından 17/07/2017 tarihinde bilgi sahibi olduklarını, açıklanan nedenle takibin ve ödeme emrinin iptalinin gerektiğini, aynı alacakla ilgili İstanbul 32 İM'nün 2015/9002 sayılı dosyasında nisan 2015 tarihinde başlatılan takibe itirazları üzerine alacaklı tarafından İstanbul 8 Sulh Hukuk Mahkemesinde 2015/1162 esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasının halen derdest olduğunu, bu nedenle işbu takibin mükerrer olduğunu beyanla ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunun tespitiyle tebliğ tarihinin 17/07/2017 olarak düzeltilmesine, şikayet ve tirazları nedeniyle ödeme emrinin ve takibin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/03/2019 NUMARASI : 2019/216 ESAS - 2019/424 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat Şikayeti) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; usulsüz tebligat ve tahrifat iddiaları doğrultusunda şikayet ve usulsüz tebligat nedeni ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile Ankara 26. İcra Dairesinin 2019/1717 Esas dosyası ile başlatılan takibe, borca, faiz ve fer'ilerine itiraz ile takibin iptali ve dosyadaki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; ''Somut olayda, borçlu şirketin ticaret siciline kayıtlı adresi olan " Oğuzlar Mah. 1602.Cad....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dosyada usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen 3 adet haciz ihbarnamesinin bulunduğunu, haciz ihbarnamelerinin her birinin ayrı hukuki prosedürü ve sonucu olduğunu, Mahkemece usulsüz tek bir tebligat varmış gibi hüküm tesis edildiğini, 1. haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği tespit edildikten sonra 2. ve 3. haciz ihbarnamesinin iptali yerine, tek bir tebligat yapılmışcasına hüküm tesisinin yerinde olmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacının öğrenme tarihinin 20/04/2019 tarihi olduğunu, öğrenme tarihinde takibe itiraz dilekçesinin icra dosyasına sunulduğunu beyan etmiş, usulsüz tebligatların iptaline, itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına, takip kesinleşmediğinden hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalı tarafa dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmemiş tensiben karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; davacı şirketi temsile yetkili kişinin adreste bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmeksizin yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu, takip kesinleşmediğinden haciz işlemi yapılmayacağı, takibe ilişkin sair her türlü itirazların takibin şekline göre icra dairesine yapılması gerektiği gerekçesiyle ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünün tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 20/04/2019 olarak düzeltilmesine, hacizlerin kaldırılmasına, sair itirazların reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun şikayeti üzerine icra mahkemesince takibin iptaline karar verildiği, borçlunun bu kararı ibraz ederek hacizlerin kaldırılmasına ilişkin talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
T5 tarafından başvurulması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisinde bulunan tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 5. İcra müdürlüğünün 2020/8869 Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, müvekkili adına gönderilen tebligatın Tebligat Kanunun 21. Maddesi gereğince 22/10/2020 tarihinde muhtara tebliğ edildiğini, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek takibin iptali ile dosyadaki hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; Usulsüz tebligat şikayetinin reddine ,takibin devamına, hacizlerin kaldırılması talebinin reddine, yasal koşulları oluşmadığından davacı aleyhin kötü niyet tazminatı verilmesine yer olmadığına, yönelik karar verildiği görülmüştür....
müdürlüğünün kararının iptali ile hacizlerin devamına karar verildiği anlaşılmıştır....
Vekille takip edilen işlerde tebliğ usulsüzlüğünden ziyade tebliğ yokluğu, eksikliği sözkonusu olup vekile tebligat yapılmadıkça takip kesinleşmeyeceği gibi takibin kesinleşmesi koşuluna bağlı olarak borçlunun malvarlığına haciz konulamaz. Diğer taraftan TK'nın 32. maddesinin uygulanabilmesi için vekile usulsüz de olsa yapılmış bir tebliğin bulunması gerekir. Somut olayda takip dosyasında vekile tebligat çıkarılmadığından TK'nın 32. maddesi uygulanamayacağı gibi istemin İİK'nın 16/1. maddesi uygulanmak suretiyle süre yönünden reddi cihetine de gidilemez. O halde, ilk derece mahkemesince borçlunun şikayeti üzerine ilk derece mahkemesince vekile tebliğ eksikliğinin giderilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....