İcra Müdürlüğünün 2016/10097 Esas sayılı dosyası ile müvekkilleri hakkında icra takibi yaptığını, taraflarınca borca itiraz edildiğini, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının bu takipten feragat etmediğini ve itirazın kaldırılması veya iptali davası açmadığını, 11/07/2016 tarihinde Kayseri 6. İcra Müdürlüğünün 2016/11368 sayılı dosyasında aynı alacak nedeni ile müvekkilleri aleyhine yeni takip başatıldığını, yeni takipte ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeni ile takipten 27/06/2016 tarihinde haberdar olduklarını, usulsüz tebligat nedeniyle tebligat tarihinin 27/09/2016 günü olarak düzeltilmesi talebi ile 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/658 Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını belirterek, iş bu dava dosyası ile müvekkilleri aleyhine başlatılan ikinci takibin derdestlik nedeni ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından; Kayseri 6....
nun 66.maddesi uyarınca şikayet eden hakkındaki İCRA TAKİBİNİN DURDURULMASINA, 2- Kesinleşmeyen takipte konulan tüm icrai hacizlerin yok hükmünde olduğunun tespiti ile HACİZLERİN KALDIRILMASINA, dair karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, öte yandan aksinin kabulü halinde dahi icra dosyasında iki borçlu bulunup her ikisinin aynı avukatla temsil edilmesi nedeniyle vekilin dosya borcundan haberdar olmadığının düşünülemeyeceğini, ayrıca müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bununla birlikte dava dilekçesinde vekile tebligat yapılmaması sebebine dayanılmadığını, mahkemece bu yönde bir talep olmaksızın karar verildiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....
Vekille takip edilen işlerde tebliğ usulsüzlüğünden ziyade tebliğ yokluğu, eksikliği sözkonusu olup vekile tebligat yapılmadıkça takip kesinleşmeyeceği gibi takibin kesinleşmesi koşuluna bağlı olarak borçlunun malvarlığına haciz konulamaz. Diğer taraftan TK'nın 32. maddesinin uygulanabilmesi için vekile usulsüz de olsa yapılmış bir tebliğin bulunması gerekir. Somut olayda takip dosyasında vekile tebligat çıkarılmadığından TK'nın 32. maddesi uygulanamayacağı gibi istemin İİK'nın 16/1. maddesi uygulanmak suretiyle süre yönünden reddi cihetine de gidilemez. O halde, ilk derece mahkemesince borçlunun şikayeti üzerine ilk derece mahkemesince vekile tebliğ eksikliğinin giderilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Maddesi ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1. maddesine gereğince bilgisi alınan kişinin komşu, yönetici yada kapıcı olup olmadığı tespit edilmeksizin yapıldığı için bu hali ile tebligat işlemi usulsüz olduğu anlaşılmakla usulsüz tebligat şikayetinin kabülü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihinin 21.01.2021 olarak düzeltilmesine, düzeltilen tebliğ tarihine göre takip kesinleşmeden icra müdürlüğünce şikayet eden borçlunun banka hesaplarına konulmuş hacizler olduğu anlaşılmakla 21.01.2021 tarihinden önce takip dosyasında konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuran İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı/ borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Bu kabule göre, borçlunun 08.12.2021 tarihli dilekçesini icra dairesine sunduğu ve borca itiraz ettiği icra müdürlüğünün aynı günlü kararı ile davacının süresinde olmayan itirazının reddine karar verildiği, davacı tarafça usulsüz tebliğ şikayetine ek olarak müdürlük işleminin iptali ile hacizlerin kaldırılması talebinde de bulunulduğu gözetilerek icra müdürlüğünün itirazın reddine dair 08.12.2021 tarihli işleminin iptaline ve takip kesinleşmeden davacının mal varlığı üzerine konulmuş bulunan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken aksi gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. HMK 353/1- b-2 maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesince ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....
Hukuk Dairesi'nin 2021/1184 E 2021/5206 K sayılı kararı) Bu haliyle, İİK'nın 89/1, 89/2 ve 89/3 maddeleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin bu tebliğlere ilişkin öğrenme tarihi olan 31/12/2020 tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde yapılmadığı anlaşıldığından süre aşımı nedeniyle reddine, haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliği şikayeti reddedildiğinden, usulsüz tebliğ iddiasına dayalı diğer taleplerin (şikayetçinin borçlu kaydının silinmesi ve hacizlerin kaldırılması taleplerinin) esastan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış olup, mahkemece tebliğ şikayetinin esastan reddine, diğer taleplerin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilecektir....
Sayılı dosyada yaptığı usulsüz tebligat tespitine istinaden gecikmiş itiraz başvurusu olduğunu, müvekkilinin usulsüz olduğu mahkeme ilamıyla sübut bulan tebligat nedeniyle yani kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebeple yasal süresi içerisinde takibe itirazlarını sunamadığını, bu kapsamda gecikmiş itiraz başvurularının kabulü gerektiğini, mezkur davayı açmaktaki esaslı iradelerinin takibe itiraz olduğunun izahtan vareste olup, itiraz sürelerinin, usulsüz olduğu kanaatinde oldukları tebligat nedeniyle kaçırılması nedeniyle davanın ikame edildiğini ve geçerli bir itirazın sunulabilmesi adına İstanbul 24. İcra Mahkemesi 2021/789E....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 05/04/2021 tarihli icra memur işleminin şikayet edildiğini ve bunun da süresinde olduğunu belirtmiş ise de, söz konusu memur işleminin de davacı borçlunun ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla borca itiraz talebinin reddine ilişkin olup, şikayetin özünün de usulsüz ödeme emri tebligatının öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ve buna göre borca itirazlarının süresinde kabul edilmesi istemi olduğundan, davacının, usulsüz tebligatı, icra dosyasına sunduğu borca itiraz dilekçesi ile öğrendiği kabul edilerek verilen kararda usulsüzlük bulunmamaktadır....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/320 D.İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması için alacaklı vekilince 01/03/2021 havale tarihli dilekçesi ile ihtiyati haczin kaldırılması talebi birlikte değerlendirildiğinde; icra dosyasından konulan tüm hacizlerin kaldırılması istemi, alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden, hacizlerin kaldırılması için anılan yasa hükmüne uygun olarak tahsil harcının ödenmesi zorunlu olduğundan icra müdürlüğünce takip çıkış miktarı üzerinden % 4,55 oranında alınan tahsil harcı alınması yönündeki kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ancak takibin diğer borçlusu yönünden takibin kesinleşmesi nedeniyle talebin reddine ilişkin gerekçenin yerinde olmadığı gerekçeleri ile şikayetin kısmen kabulü ile; Mersin 6....
yaptığını belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile borca itirazının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....