WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2019/16364 sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde ödeme emri tebligatının TK nun 21. md göre müvekkilinin belirtilen adreste bulunmadığı sırada (ki söz konusu adresin müvekkili ile hiç bir ilgisi ve alakası bulunmadığını) bulunmama sebebi ve süresi araştırılmadan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 20 ve 21 maddeleri ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 29, 30 ve 31. maddelerine aykırı olarak Doğanbey Mahalle Muhtarlığına tebliğ edildiğini, müvekkilinin 27/11/2020 tarihinde e-devlet sisteminden takipten ve tebligattan haberdar olduğunu, tebligatın usulsüz olmasına rağmen alacaklı tarafından taşınır ve taşınmaz mal varlığı haczi ve 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebinde bulunulduğunu ve müvekkili aleyhine icrai işlemler tesis edildiğini, banka hesaplarına haciz konulması için 89/1 haciz ihbarnamesi düzenlendiğini ve 34 XX 823 plakalı araca haciz konulduğunu, söz konusu usulsüz tebligat işlemi ile müvekkilinin borca itiraz haklarının kısıtlanarak...

İcra Müdürlüğünün 2021/10474 Esas sayılı takip dosyası İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacıya çıkartılan 08/03/2022 tarihli tebliğ mazbatasının incelenmesinde aynı konutta oturduğu Ertan Nazik'e tebliğ edildiği Ertan Nazik'in ise dosya borçlusu olduğu, Bu haliyle yapılan tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesinde belirtilen hasma tebliğ yasağına aykırı olup usulsüz olduğu gerekçesiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin ıttıla tarihinin 12/09/2022 olduğunun kabulüne ile 89/1 ihbarı kesinleşmeden gönderilen 89/2 ve 89/3 ihbarnamelerinin iptaline ve şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılması ve borçlu sıfatının silinmesine karar verildiği görülmüştür....

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/221 esas sayılı tahliye davasının tetkiki ve beklenmesi gerektiğini, süresi içerisinde borca itiraz ettiklerini gecikmiş itirazlarının haklı olduğunu, tebligatın başka bir adrese gönderilmesinin usulsüz olduğunu, delillerin toplanmadığını, pandemi sebebiyle kapalı bir restorana, faal olmayan bir yere giden tebligatın geçersiz olduğunu, İstanbuldaki kapalı bir şubeye tebligat yapıldığını, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, davacı dilekçesinde iddiasını gecikmiş itiraz olarak nitelendirmiş ise de; içeriğinde, tebligatın şirketin merkez adresi yerine başka bir adrese yapıldığını belirterek tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüş, takibe muttali olduğu tarihi bildirmiş, ayrıca herhangi bir gecikmiş itiraz nedeni göstermemiş olduğundan başvuru bu hali ile usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz isteminden ibarettir....

Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile takibin iptaline yönelik talebinin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    Her ne kadar davacı takip borçlusu vekili dava dilekçesi ile ödeme emrinin usulsüz olduğundan bahisle öğrenme tarihinin 13/02/2020 tarihi olarak kabul edilmesi, borca itirazın kabulü ile takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılmasını istemişse de; takibin konusu itibarı ile borçlu vekilinin her türlü itirazını icra müdürlüğüne yapması gerektiği, icra hukuk mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmadığı, ayrıca ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia eden borçlu vekilinin usulsüz tebligat şikayetini takipten haberdar olduğunu iddia ettiği tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde ileri sürmesi gerektiği, 13/02/2020 tarihini tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini isteyen takip borçlusu vekilinin yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 02/03/2020 tarihinde usulsüz tebligata yönelik şikayette bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesinde usulsüz tebligata yönelik şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğine yönelik gerekçesi...

    İcra Dairesi 2020/11230 esas sayılı dosyasında haciz yolu ile takip başlatıldığını, takipte tahliye talebi olmadığını, icra dairesince düzenlenen 09/11/2020 tarihli ödeme emrinin Örnek 13 olarak hazırlandığını, müvekkile bu şekilde tebligat yapıldığını, müvekkilin borçtan haberdar olduğunda borca itirazlarını dosyaya sunduğunu, ancak alacaklının itirazın kaldırılması ve tahliye davası açması üzerine mahkemece davanın kabul edildiğini, müvekkilin mağdur bırakıldığını, takip talebinde tahliye istemi olmadığı halde davanın kabul edilmesinin yanlış olduğunu, kararın istinaf aşamasında olduğunu, duran takibe karşı alacaklı tarafından itirazın kaldırılması ya da şikayet davası açmadığını, duran bir takibe devam etmek isteyen alacaklının 6 ay içinde itirazın kaldırılması yada 1 yıl içinde itirazın iptali davası açma hakkı varken doğrudan tahliye davası açması yasal olmadığını, öncelikle karar verilinceye kadar takibin tedbiren durdurulmasına, şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline ve...

    İcra Müdürlüğü'nün usulsüz tebligatı inceleme yetkisi olmadığından dolayı itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere 30.10.2020 tarihinde taleplerinin reddine karar verdiğini, söz konusu icra dosyasına taraflarınca 28.10.2020 tarihinde vekalet sunulmuş olup yine aynı tarihte vekalet harcı yatırıldığını, 18.11.2020 tarih ve saat diliminden sonra icra dosyası içeriğinden bilgi sahibi oluklarını, usulsüz tebligat ve usulsüz tebligata bağlı diğer itirazlarının icra müdürlüğünce itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere reddedildiğinin 18.11.2020 tarihinde öğrenildiğini, 7 günlük şikayet süresinin bu tarihten başlatılması gerektiğini, müvekkiline ödeme emrinin Tebligat Kanunun 21. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, Bakırköy 11....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle de ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ile İcra takibinde ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ile ıttıla tarihinden itibaren tebliğin kabulüne, bu suretle itirazımızın süresinde olduğunun kabulü ile birlikte takibin durdurulmasına, icra dairesinin yetkisizliğine ve icra dosyasından usulsüz tebliğ ile yapılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, Tebligat Memeuru Tarafından Tebliğ evrakının Teblikat Kanunu ve İlgili Yönetmeliğine uygun surette yapılmadığını, Tebligat Mememurunun Tebliğ Evrakını Müvekkili 6. Katta 14 Nolu Dairede ikamet etmesine ragmen, 1....

    Bu durumda uyuşmazlığın, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile usulsüz tebligat şikayeti olduğundan, mahkemece yalnızca tebligatın usulsüzlüğü ile TK. 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, gecikmiş itirazda bulunulması halinde incelenebilecek olan borca itirazın reddine ilişkin karar verilmiş olması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

      doğrudan kaşe basmak suretiyle tebligatı usulsüz olarak muhtara tebliğ etmesi nedeniyle borca itiraz hakkının elinden alındığını, şikayetinin süresiz şikayete tabi olduğunu, bu nedenle borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

      UYAP Entegrasyonu