tarihinden itibaren başladığından, derhal süresi içinde iş bu devayı açtığını, davalıya hiçbir borcunun olmadığını, ödeme tarihi tarafına tebligat kanunu usulüne uygun yapılmadığından borca ve yetkiye itiraz etme hakkı kısıtlanmış olduğu için iş bu davayı açtığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 23/10/2021 tarihinin tespitine, borca ve yetkiye itiraz süresinin 23/10/2021 tarihinden itibaren başlatılmasına, takibin kesinleştirme işleminin ve devamındaki aleyhine yapılmış tüm taşınmaz araç banka haciz ve diğer tüm hacizlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı şikayeti ile birlikte borca itiraz nedeniyle takibin iptali taleplidir. Dava dilekçesinde açıkça ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve öğrenme tarihinin 06/03/2019 olduğu ileri sürüldüğünden ve hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan şikayetin ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü şikayeti olduğu, ilk derece mahkemesince bu yönde bir hukuki nitelendirme yapılmasının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte, davalı tarafça istinaf dilekçesinde, tebligatın usule uygun olduğu ve tebliğ tarihi olarak, aksini gösterir delil olmadığı gerekçesiyle davacının bildirdiği tarih kabul edilmiş ise de bu hususta taraflarına delil sunma hakkı verilmediği ileri sürülmüştür. Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği; tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde, bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazda bulunulduğu ,ilk derece mahkemesi tarafından usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, borca itirazın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu ,dairemizin 2018/208 E-2018/1157K sayılı kararı ile, senedin teminat senedi olduğu ve borca itiraza ilişkin gerekçe gösterilmeden davanın reddine karar verildiği, dava dilekçesinde yer alan iddiaların değerlendirilmediği, ayrıca davacının dayandığı sözleşme getirtilmeden ve deliller toplanmadan davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına HMK 353/1a-6 maddesi uyarınca davacı delilleri toplanarak, sözleşme getirtilerek, deliller değerlendirilerek gerekçeli hüküm oluşturulmak üzere...
yönelik bir hüküm tesis edilmediği ve gerekçeye yer verilmediği görülmekle usulsüz tebligat şikayetinin incelenmediği anlaşılmaktadır....
O halde, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayeti dışında kalan borca itirazının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde, bozmanın gerekleri yerine getirilmeden sadece usulsüz tebligat şikayetinin irdelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2014/2872 esas sayılı takip dosyasında davacı/borçluya çıkarılan ödeme emrinin tebliğ tarihinin Tebligat Kanunun 32. maddesi gereğince 04/01/2016 olarak düzeltilmesine, davacının borca itirazlarının ve takibin durdurulması talebinin reddine karar verildiği , kararın Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 30/03/2017 tarih, 2016/13676 Esas - 2017/4961 Karar sayılı kararı ile onanıp karar düzeltme talebinin reddedildiği 05/07/2017 tarihinde kesinleştiği .borçlu vekili Av. T5 05/01/2016 tarihli ve havale tarihli itiraz dilekçesinin Uşak 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/2872 esas sayılı takip dosyasında borca itiraz ettiği itiraz evrakının 25/01/2016 tarihinde dosyasına eklendiği , 29/05/2017 tarihinde takibin durmasına karar verildiği , 06/06/2017 tarihinde SGK hasım gösterilerek süresinde itiraz edildiğinden bahisle hacizlerin kaldırılması talebin ile dava açıldığı , Uşak İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/286 esas sayılı dosyasında İcra müdürlüğüne müzekkere yazılarak Uşak 2....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/284 E. - 2018/796 K. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak şikayette bulunduğu ve bu dosyada şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 25.04.2018 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerektiği yönünde karar verilmiş ise de bu kararın henüz kesinleşmediği, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin mahkeme kararı kesinleşmeden icra edilemeyeceği, dolayısıyla şikayete konu hacizlerin kaldırılmasına yönelik icra memurluğu işleminin yerinde olmadığından...." bahisle 01/03/2019 tarihli icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verildiği, borçlunun istinaf başvurusunun ise Bölge Adliye Mahkemesince aynı gerekçeyle esastan reddedildiği anlaşılmaktadır....
nin 2019/505 E. sayılı dosyasında verilen kararın öncelikle Anayasa'ya sonra da Tebligat Kanunu'na açıkça aykırı olduğunu, davacı borçlunun talebinin usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne dair kararının kesinleşmeden hacizli mahcuzların iadesine yönelik olduğunu, mahkemece usulsüz tebligatın kabulüne dair kararın kesinleşmesi beklenmeksizin hacizli mahcuzların iadesine karar verilmişse de işbu kararın hem usulden hem de esastan kaldırılmasına karar verilmesi talebi yanında işbu kararın mahcuz malların muhammen bedelinin dosyaya teminat olarak yatırılmasına karar verilmeksizin doğrudan kabulünün isabetsiz olduğunu, dosyada yapılan haczin usulsüz tebligatın kabulüne dair karar kesinleşmeden düşmediğini, bu nedenle mahcuzların halen dahi hacizli olduğunu, mahcuzların üzerindeki hacizlerin fekkinin ancak usulsüz tebligat şikayetinin kabulü kararının kesinleşmesi ile söz konusu olacağını, bu aşamaya kadar haczin devam ettiğini, mahkemece hacizli mahcuzların üzerindeki haczin fekkinden önce davacı...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. Sakarya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2019/7115 takip sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin 07/08/2019 tarihinde TK'nın 35. maddesine göre davacı/borçlu şirkete tebliğ edildiği, davacı borçlu şirket vekilince 02/12/2019 tarihinde, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itiraz edildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun; "Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti" başlıklı 35. maddesinin 4. fıkrasına göre; "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır." Tüzel kişilerin adreslerinin ara statü, sicil, tüzük ve kuruluş senedi gibi resmi kayıtlarda belirli olması sebebi ile meçhul olması söz konusu değildir....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/365 esas sayılı dosyasında, davalı/alacaklının davacı/borçlu T1 ve müteveffa Eyüp Ersan Aksoy aleyhine örnek 13 ödeme emrine dayalı olarak icra takibi yaptığı, ödeme emrinin davacı borçlu ve dava dışı müteveffa Eyüp Ersan Aksoy'a tebliği üzerine borçlular tarafından borca itiraz edildiği, Davalı alacaklının itirazın kaldırılması için Büyükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/580 esasında itirazın kaldırılması davası ikame ettiği ve Büyükçekmece 1....