Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K). Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine göre "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. "Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 16.maddesine göre "Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır." Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti incelenmeksizin icra takibinin itiraz eden borçlu açısından iptaline karar verildiği görülmektedir....

    Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkilinin tevziat saatinden sonra dönmeyeceğinin tanık beyanları ile ispatlandığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ödeme emri dışında senet örneğinin yanlış geldiğinin araştırılmadığını, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; gecikmiş itiraz ile birlikte ödeme emrinin iptali talebiyle şikayet ve borca itiraz niteliğindedir....

    Tebligat Sille Ak Mahalle Muhtarı Ümmet Koca imzasına 24.03.2023 tarihinde teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşusu/kapıvı/yönetici .....,,'ya haber verilmiştir." meşruhatı ile tebliğ edilmiştir. Şikayete konu tebligata, haber verilen kişinin kim olduğu açıkça şerh düşülmediği gibi (kendisine tebligat yapılacak) muhatabın tebligat tarihinde yurt dışında olmasına rağmen çarşıda olduğunun şerh düşülmesi de yerinde olmadığından şikayete konu tebligat, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddelerine aykırı olup, usulsüzdür. Hukuki tavsif hakime ait olmakla ve tebligatın usulsüz olduğu görülmekle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    usulsüz olduğunu, Usulüne uygun tebligat olmadığından gecikmiş itirazın incelenmesinin de mümkün olmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve davacının öğrendikten sonra süresi içinde icra dairesine itiraz yapmadığının görüldüğünü, açıklanan nedenlerle, tebligatın usulsüzlüğü incelenip borçlunun öğrenme tarihinden sonra 7 gün içinde icra dairesine itiraz etmediği tespit edilip davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bu nedenlerle kararın kaldırılmasına, davanın reddine ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı dava dilekçesinde gecikmiş itirazın usul ve esaslarını anlattığını, gecikmiş itirazın söz konusu olabilmesi için borçluya tebligatın yapılmış olması yani tebligattan haberdar olması ancak borçluya isnat edilemeyen bir sebepten dolayı itiraz edememiş olması gerektiğini, davacı adresten taşındığını, ve bu sebeple tebligattan haberi olmadığını, daha sonrasında öğrendiğini ileri sürdüğünü, adresten taşınmış olmanın davacının itiraz etmesini engelleyen bir sebep olmadığını, davacının beyanlarından söz konusu tebligattan haberdar olduğunun anlaşılamadığını, davacının bahsi geçen olayda gecikmiş itiraz yoluna başvurma hakkının bulunmadığını, borçlunun bilinen en son adresine yapılan tebligatın iade olduğunu, sonraki tebligatın TK....

    Borçlu mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş olarak yapılan itiraz deyimini kullanmış ise de, aynı dilekçede "... tarafına tebligat yolu ile harç makbuzu gönderildiğini, tebligatın da 18/03/2019 tarihinde eski oturduğu adresinde uzaktan akrabası olan ve görüşmediğini beyan ettiği Birgül Uyar'a yapıldığını" beyanla ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürmüşlerdir. Bu durumda HMK.nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olup, başvuru bu hali ile gecikmiş itiraz değil, usulsüz tebligat şikayetidir (HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258 Esas 1991/344 karar sayılı kararı). Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddiayı tahkik etmelidir....

    itirazının kabulü ile takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verildiği görülmektedir....

      Madde uyarınca ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabul edilen 04/12/2021 tarihinden itibaren bir itiraz olmadığından itirazın reddine ilişkin 30/03022 tarihli müdürlük kararına karşı yapılan şikayetin, ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 30/03/2022 tarihinde itiraz edildiğinden yasaya uygun müdürlük kararına yönelik şikayetin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, öte yandan, mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilerek tebliğ tarihi düzeltilmiş olduğundan usulüne uygun tebligatın şart olduğu İİK. 65....

      Borçlu adresinde bulunamadığı için ödeme emri onun adına tebligatı kabule yetkili bir kimseye (örneğin, borçlunun eşine) tebliğ edilmiş ve borçlu bir seyahatte olduğu için eşi yedi gün içinde ödeme emrini borçluya verememişse borçlu, seyahatten döndükten sonra ödeme emrini öğrenince (üç gün içinde) gecikmiş itirazda bulunabilir. Buna karşılık, ödeme emri tebliği usulsüz ise örneğin ödeme emri borçlunun komşusuna tebliğ edilmiş ise, bu hâlde borçlunun gecikmiş itiraz yoluna gitmesine gerek yoktur. Borçlunun gideceği yol normal itiraz yoludur. Çünkü usulsüz tebliğde ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih, borçlunun usulsüz tebliği öğrendiğini bildirdiği tarihtir ve borçlu için yedi günlük normal itiraz süresi bu tarihten itibaren başlar (Baki Kuru, İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, Ankara, İkinci Baskı, 2013, s.241-242, Arslan vd., s.206-207). 7. Gecikmiş itiraz yazılı veya sözlü olarak icra mahkemesine yapılır....

        UYAP Entegrasyonu