Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca aynı çatı altında oturan kişi olarak tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştirildiğini, müvekkilinin daimi adresinin yurtdışında olup tebligat yapılan adresin yazın tatil amacıyla kaldığı adresi olduğunu, tebligat yapılan müvekkilinin eşinin davalı alacaklı olan kardeşi T3 ile birlikte Ankara'da yaşadığını, yazları ise tebligat yapılan adrese gittiğini, müvekkili ile eşinin tartışmaları üzerine Hollanda'da boşanma davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin eşi ve kardeşi davalının Didim'deki evin üzerine haciz koydurarak müvekkiline zarar vermek istediklerini, müvekkili ve eşinin 2019 yılı ocak ayından itibaren aynı konutta yaşamadıklarını, müvekkilinin evin satışı için bir emlakçıya yetki verdiğini ve emlakçının taşınmaz üzerinde haciz olduğunu öğrenerek müvekkiline bildirmesi üzerine müvekkilinin 08.07.2019 tarihinde hacizden ve takipten haberdar olduğunu, müvekkili ile davalı taraf arasında hiçbir ticari ilişkinin, alacak verecek ilişkisinin...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmezse tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu ve takipten 26.05.2016 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazının kabulünü ile borca ve imzaya itirazının kabulunü istediği, mahkemece istemin, hem usulsüz tebligat şikayeti hem de gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi ile tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, gecikmiş itirazın ise kabulü ile ödeme emrinin 26.05.2016...

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, icra dosyasında vekil varken asile yapılan 103 davetiyesi tebligatının Tebligat Kanunu 11. maddesi uyarınca geçersiz olduğunu, haciz işlemi uygulanan gayrimenkulün müvekkili ve ailesinin aile konutu olarak kullandığı haline münasip tek evleri olduğunu, haczi, icra dosyasından bilirkişi raporlarının 11/12/2020 tarihinde e-tebliğ ile tebliğ edilmesi ile öğrendiğini, kullanılan evin gerek aile birliğinin devamı için yaşam ve barınma, gerekse müşterek çocuklarının okul ve sosyal hayatlarının devamı için gerekli olduğunu, yerel mahkeme tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili karar verilmediğini, yerel mahkemenin taleplerden sadece biri hakkında karar verdiğini ve verilen kararın eksik ve yanlış olduğunu, Yargıtay içtihatlarında da kabul gördüğü üzere dosyada vekil var iken asile yapılan tebligatın hukuken geçersiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte, borçlunun itirazı üzerine itirazın iptali davasında hükmedilen icra inkar tazminatı ve diğer alacak kalemleri yönünden çıkartılan icra emrinin ve muhtıranın vekil yerine asile tebliğ edildiğini, yapılan tebligatın usulsüz olduğundan bahisle tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece; icra dosyasında icra emri ile ilgili asile yapılmış bir tebligatın bulunmadığı, tebligat çıkartılan...

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu murise müvekkili banka tarafından kredi kullandırıldığını ve borçlunun kullandığıı kredi ödemelerini yapmaması nedeni ile borçlu aleyhine İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2021/14376 Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, borçlu Muris Nurettin Daş'ın ölümü ile mirasçılarına ödeme emri/muhtıra gönderildiğini ve mirasçılardan davalı Ayşe Aydın'ın süresi içinde borca itiraz etmediğini ve borcun kendisi adına kesinleştiğini, tarafına yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığını, ayrıca mahkemece aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

      İcra Müdürlüğü 2015/187 Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını ve icra takibini usulsüz tebligat yaparak kesinleştirdiğini, akabinde dosyanın kesinleşmesiyle ve muris Şevket Sabancı'nın vefat haberinin alınmasıyla birlikte davalı tarafça icra müdürlüğünden veraset ilamı çıkartmaya yönelik 30/07/2021 tarihinde yetki belgesi temin edildiğini ve bu belgeye istinaden veraset ilamı alınarak muris Şevket Sabancı'nın tüm mirasına haciz konulduğunu, davalı tarafça, müvekkili ile vefat eden babası arasında ölümden önce düzenlenen mirastan feragat sözleşmesi sunulmadığından, müvekkili mirasçı imiş gibi işlemler yapıldığını, mirasçı olmayan müvekkiline herhangi bir miras kalmayacağını, bu sebeple muris Şevket Sabancı'nın mirasına haciz konulmasının mümkün olmadığını, davalı tarafça usulsüz tebligat yapılarak icra takibinin kesinleştirildiğini ve müvekkili mirasçı olmadığı halde murisin malvarlığına haciz konulduğunu, taraflarınca İstanbul 18....

      Öte yandan şikayete konu olayda alacaklıya tediye olunan para müdürlükçe 17.01.2019 tarihli muhtıra ile istenmiş ve alacaklı tarafından dosyaya para iade olunmuştur. Bu aşamadan sonra usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmiş olmasının, önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmayacağı, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesi ve bunun üzerine de itiraz nedeni ile takibin durdurulması işleminin İİK'nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli bulunmadığı, bu nedenle, ödenen paranın İİK'nun 361. maddesi gereği alacaklıdan alınarak borçluya geri verilmesi istenemeyeceği ancak, bu durumda takip henüz kesinleşmediğinden icra müdürlüğü kasasına giren paranın alacaklıya ödenmesi işleminin de doğru olmadığı gözetildiğinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlu tarafından süresinde yetkiye ve borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu, alacaklı tarafından yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinin talep edildiği, bunun üzerine yetkili Küçükçekmece İcra Müdürlüğü'nün 2015/6619 E. sayılı dosyası ile yetkisiz icra müdürlüğünde borçlu vekili olarak dosyaya vekalet sunan vekile yeni bir ödeme emri gönderildiği, ancak vekil tarafından kendilerine tebligat gönderilemeyeceği gerekçesi ile tebligatın iade edildiği, borçlu tarafından...

        " gerekçesiyle "Davanın (yetki itirazının, borca ve imzaya itirazın) süreden REDDİNE, Erzincan İcra Müdürlüğü'nün 2020/156 Esas sayılı dosyası üzerindeki TAKİBİN DEVAMINA, Usulsüz tebligata ilişkin memur işlemini şikayete yönelik yapılan itiraz hakkında Mahkememizin 2020/45 Esas sayılı dosyasına karar verilmekle, bu hususta Mahkememizce ayrıca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA," şeklinde karar verilmiş karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde borca itiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süreye tabi olup, sürenin geçirilmesi hak kaybına yol açacağından, şirketi müştereken temsile yetkili diğer temsilci ya da temsilcilerine ulaşılamaması halinde, sonradan diğer yetkili temsilci ya da temsilcilerin icazet vermesi koşuluyla şirket yetkililerinden biri şirket adına icra mahkemesinde borca itirazda bulunabilir. Somut olayda, itiraz ve şikayette bulunan T1 takip borçlusu olmadığı, dolayısıyla itiraz ve şikayetini şirket adına yaptığının kabulü gerekir....

        UYAP Entegrasyonu