WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Üçüncü kişi, birinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz etmez ise, borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılır. Üçüncü kişiye ikinci haciz ihbarnamesi gönderilerek, 7 gün içinde itiraz edebileceği, aksi halde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi istenir. Üçüncü kişi, ikinci haciz ihbarnamesine de itiraz etmez ise, borcun zimmetinde sayılması kesinleşir. Bu durumda kendisine, üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilerek, zimmetinde sayılması kesinleşen borcu, 15 gün içinde banka hesabına ödemesi veya aynı onbeş gün içinde takip alacaklısı aleyhine menfi tespit davası açması, aksi halde, zimmetinde sayılan borcu ödemeye zorlanacağı bildirilir. Üçüncü kişi 15 gün içinde dava açmaz ve zimmetinde sayılan borcu ödemez ise, icra dairesi, üçüncü kişinin zimmetinde sayılan borca yetecek kadar mal veya parasını haczeder, satar ve elde edilen para ile takip alacaklısının alacağını öder....

    CEVAP : Davalı alacaklı T3 cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin davalının mernis adresine gönderildiğini, davacının usulsüz tebligat yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı borçluya usulüne uygun tebligatın sağlandığını, usulsüz tebligat yapıldığı iddiasının tamamen hukuka aykırı ve kötü niyetli olup alacaklı müvekkilin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, mernis adresinin güncel olup olmadığından davacının sorumlu olduğunu belirterek, şikayetin reddine, takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    İlk derece mahkemesince; ilk olarak, 2020/138 Esas 2020/169 Karar sayılı ilam ile yetki itirazının kabulüne dair karar verilmiş, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2021/219 Esas 2021/961 Karar sayılı ilamı ile kararın kaldırılması sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda istinafa konu ilam ile, usulsüz tebligat şikayetinin ve yetki itirazının kabulüne, diğer itirazların görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....

    İcra Müdürlüğü'nün 2018/45398 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, alacaklı tarafın icra dosyası düşen ve zamanaşımına uğrayan alacak ile ilgili tekrar takibe geçtiğini, asıl alacak bakımından 6 sıfır silinmeden esas takibe geçildiğini, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmediğini ve usulsüz olarak muhtara bırakıldığını, postacının haber kağıdı bırakmadığını, komşulara da haber vermediğini, takipten 23/07/2019 tarihinde haberdar olduklarını, ayrıca müvekkilinin babasını sürekli hastaneye götürdüğünü, daha sonra hastaneye yatmış olması nedeni ile refakatçılık yaptığını, borca ve faize itiraz ettiklerini, takibin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle gecikmiş itirazda bulunduklarını söyleyerek gecikmiş itirazın kabulüne, usulsüz tebligata dayalı takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, icra dosyasında vekil varken asile yapılan 103 davetiyesi tebligatının Tebligat Kanunu 11. maddesi uyarınca geçersiz olduğunu, haciz işlemi uygulanan gayrimenkulün müvekkili ve ailesinin aile konutu olarak kullandığı haline münasip tek evleri olduğunu, haczi, icra dosyasından bilirkişi raporlarının 11/12/2020 tarihinde e-tebliğ ile tebliğ edilmesi ile öğrendiğini, kullanılan evin gerek aile birliğinin devamı için yaşam ve barınma, gerekse müşterek çocuklarının okul ve sosyal hayatlarının devamı için gerekli olduğunu, yerel mahkeme tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili karar verilmediğini, yerel mahkemenin taleplerden sadece biri hakkında karar verdiğini ve verilen kararın eksik ve yanlış olduğunu, Yargıtay içtihatlarında da kabul gördüğü üzere dosyada vekil var iken asile yapılan tebligatın hukuken geçersiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte, dayanak bono bedeline karşılık vade tarihinden sonra 1.000 TL ödeme yapıldığını ve senedin arkasına yazıldığını, kalan borcun da ödendiğini belirterek borca itiraz ettiği ve mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile borca itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

      Öte yandan şikayete konu olayda alacaklıya tediye olunan para müdürlükçe 17.01.2019 tarihli muhtıra ile istenmiş ve alacaklı tarafından dosyaya para iade olunmuştur. Bu aşamadan sonra usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmiş olmasının, önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmayacağı, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesi ve bunun üzerine de itiraz nedeni ile takibin durdurulması işleminin İİK'nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli bulunmadığı, bu nedenle, ödenen paranın İİK'nun 361. maddesi gereği alacaklıdan alınarak borçluya geri verilmesi istenemeyeceği ancak, bu durumda takip henüz kesinleşmediğinden icra müdürlüğü kasasına giren paranın alacaklıya ödenmesi işleminin de doğru olmadığı gözetildiğinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/06/2020 NUMARASI : 2019/1098 ESAS- 2020/315 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2385 KARAR NO : 2023/906 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ERDEMLİ İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2021 NUMARASI : 2021/101 2021/231 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Erdemli İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07.07.2021 tarih 2021/101 esas 2021/231 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı-Borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Erdemli İcra Müdürlüğünün 2020/2335 E sayılı dosyasıyla müvekkili şirkete gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, zira, tebliğ memurunun mazbatada adı yazılı Gülsüm Su'nun tebliğe ehil olup olmadığı araştırmadığını ve tebligatı nerede ve saat kaçta yaptığını mazbataya yazmadığını, takibin 05/04/2021 tarihinde öğrenildiğini belirtmiş, ayrıca takibe, borca, işlenmiş faize ve oranına işleyecek faize masraf ve tüm ferilerine...

      Maddesi uyarınca aynı çatı altında oturan kişi olarak tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştirildiğini, müvekkilinin daimi adresinin yurtdışında olup tebligat yapılan adresin yazın tatil amacıyla kaldığı adresi olduğunu, tebligat yapılan müvekkilinin eşinin davalı alacaklı olan kardeşi T3 ile birlikte Ankara'da yaşadığını, yazları ise tebligat yapılan adrese gittiğini, müvekkili ile eşinin tartışmaları üzerine Hollanda'da boşanma davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin eşi ve kardeşi davalının Didim'deki evin üzerine haciz koydurarak müvekkiline zarar vermek istediklerini, müvekkili ve eşinin 2019 yılı ocak ayından itibaren aynı konutta yaşamadıklarını, müvekkilinin evin satışı için bir emlakçıya yetki verdiğini ve emlakçının taşınmaz üzerinde haciz olduğunu öğrenerek müvekkiline bildirmesi üzerine müvekkilinin 08.07.2019 tarihinde hacizden ve takipten haberdar olduğunu, müvekkili ile davalı taraf arasında hiçbir ticari ilişkinin, alacak verecek ilişkisinin...

      UYAP Entegrasyonu